Biliyorum.
Bu yazdıklarımı sizler de biliyorsunuz.
Çoğunluğumuzun da yaşadığını biliyorum.
Çoğunluk açlıkla mücadele ediyor.
Çünkü aldıkları maaş enflasyona yeniliyor.
Hükümetler bir çare üretmiyor.
Üretmediği gibi kamu işletmeleri de canımıza yetiyor.
Isınma ve elektrik gibi temel ihtiyaçlarımıza zam üstüne zam yapıyor.
Böyle olunca da insanımız borç içinde yüzüyor..
İnsanımıza, insan gibi davranılmıyor.
Yüreklerimiz taşlaştı.
Acıma duygumuz köreldi.
Haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı duyarsızlaştık!
Birbirimize karşı güven duygusunu kaybettik.
İnsanlardaki utanma duygusu kayboldu.
Din siyasallaştı.
İnsanlar yetim malı yer oldu.
Şerefsizler çoğaldı.
Manevi duygularımız yozlaştığı için ilişkilerimiz de çıkar ilişkisine dönüştü.
Şimdi iki yüzlü insanlar var,
Bu şerefsiz insanlar, neresi işlerine geliyorsa oraya döndü.
Döndükçe de kazandı, kazandıkça da ülkenin başına bela oldular.
Demek ki kaderimizde varmış!
İşte çareyi bulduk.
Kader dedik sorunu çözdük.
Şimdi ne mi olacak?
Bu topraklar hepimize yeter.
Eşit, özgür, mutlu, insanca yaşamak mümkün.
Önce kendimizi sorgulamamız lazım..
Farklılıklarımızı zenginliğimiz sayalım.
El ele verelim, birlik olalım, birlik güçtür.
Çalışan, üreten biz değil miyiz?
O zaman; hakça adaletli bir şekilde paylaşan da biz olalım!