Geçtiğimiz hafta bu köşede yayınladığımız ‘CHP’de neler oluyor?’ başlıklı yazımızda…
………..
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleyecek olmasını eleştirmiş…
………………
Mansur Yavaş’ın ‘Aday belirleme için çok erken. Seçim tarihi belli değil. Gün ola, harman ola…
………
O güne kadar kim kalacak. Önce bir seçim tarihi belli olsun, daha sonra konuşuruz’ sözlerine yer vermiş…
………….
Ve ‘Bizce adam haklı…
………….
Öyle ya, seçim tarihi belli değil. Bu yıl yapılması da imkansız gibi…
…………….
‘Erken değil, hemen seçim’ demek…
……………
Yangından mal kaçırır gibi, aday belirlemek ne oluyor?
…………..
Aslında CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını parti üyeleriyle belirleme işi…
……………..
Ekrem İmamoğlu’nun projesi’ demiştik…
……………..
Mansur Yavaş’ta bunun anladı…
……………
Ön seçime girmeyeceğini açıkladı…
…………..
Özel ve İmamoğlu’nun projeleri kucaklarında patladı…
…………..
Bu satranç oyunundan…
………….
Mansur Yavaş galip çıktı…
……….
Bizce CHP’de artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

KRİZ YÖNETİMİ

Dul bir kadının çok güzel bir kızı vardı, herkes talipti kıza, ancak annesi beş yüz bin lira mehir istiyor asla daha aşağı inmiyordu…
……….
Kıza aşık bir oğlan vardı, tüm gücüyle ancak üç yüz bin lira biriktirebilmişti…
………
Babası durumu gördü, oğlana “Oğlum getir bakalım şu üç yüz bini de gidip kızı isteyelim” dedi…
………. 
Oğlan umutsuzdu, kızın evine geldiklerinde baba kızın annesine: ‘Kızını oğluma istiyorum, bu da mehir olarak yüz bin lira veriyorum’ dedi…
……
Kadının suratı asıldı. Adam devam etti: “Seni de kendime istiyorum, bu da senin Mehrin yüz bin lira…’
………….
Kızın annesinin yüzüne bir tebessüm belirdi "Allah mübarek kılsın, hayırlı olsun " dedi…
……………….
Oğlan  babasına sordu: “Baba öteki yüz bini ne yaptın?” 
…………….
Babası cevapladı; “Onu da anana verdim, ikinci evliliğe razı olması için…”
………………..
Bu sevdiğimiz bir hikayedir…
…………..
Ne dersiniz? 
………
Özgür Özel’de de CHP’deki krizi çözecek böyle bir yetenek var mı?

TEMEL’İN KÖŞESİ
SON İSTEK

Gardiyan, idama mahkum olan Temel'e sorar:
- "Son arzun nedir?"
Temel:
- "Beni oğlumun yanına gömün."
Gardiyan:
- "Ama senin oğlun yaşıyor."
Temel:
- "Olsun ben beklerim."