Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, İsrail’in Filistin’de hastaneler başta olmak üzere birçok sivil yaşam alanını vurması üzerine İsrailli bir grup doktorun Gazze'deki hastanelerin bombalanmasına yönelik çağrıda bulunmasına tepki gösterdi.
Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan İsrailli bir grup doktorun Gazze’de ki hastanelerin bombalanması çağrısına tepki olarak şu sözleri paylaştı:
“Doktorluk 'yaşatmaktır, nefes olmaktır.’ Bir grup doktorun masum insanlara yönelik öldürün çağrısı yapması insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. İsrailli bir grup doktorun ‘Gazze'deki hastanelerin bombalanması’ çağrısı, siyonist zihniyetin karanlık emellerini açıkça ortaya koymaktadır. Doktorluğun bile İsrail toplumunda terörize bir hâl aldığı bu bildiri ile görülmektedir. Her türlü etik ve ahlak yasasını çiğneyen bu tür bildiriler; tıp fakültelerinde, tarih kitaplarında insanlığın ve hekimliğin utanç tabloları olarak anlatılacaktır. Bu çağrı, doktorluk gibi kutsal bir mesleğe sürülen kara lekedir. Bu kara leke vicdanlarda yer bulmayacak ve dünyanın dört bir yanında görev yapan doktorlar tarafından asla kabul görmeyecektir. Filistin’deki masum insanların kanı, İsrailli doktorların ellerine ve beyaz önlüklerine bulaşmıştır. ‘Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem’ diyen bir milletin mensubu olarak bu vahşiliği asla kabul etmiyoruz. Hastane, okul demeden bombalamak, savaş suçuna ortak olmak ‘önce zarar verme’ diyen sağlık çalışanlarının kabul edeceği bir tavır değildir. Bu insanlık dışı bakış açısı ve barbarca tavır karşısında Dünya Sağlık Örgütü'nü göreve davet ediyoruz. Bu insanlık dışı çağrıya karşı ‘önce insan hakları’ diyen Avrupa ülkelerindeki ve tüm dünyadaki sağlık çalışanlarını da ortak tavır sergilemeye davet ediyoruz. Biz bu ülkenin hekiminden hemşiresine tüm sağlık çalışanları olarak her zaman yardıma muhtaç insanlara umut olacağız, yaralarını saracağız. Göz göre göre işlenen savaş suçunun, soykırımın ve vahşetin karşısında da durmaya devam edeceğiz. Tüm dünyayı, 21. yüzyılda yaşanan bu katliama ‘dur’ demeye bir kez daha çağırıyoruz.”