İlkokul çağlarında okulda yerli malı haftası kutlardık.
Herkes evinden yerli meyve ve çerezler getirir, masada toplanırdı.
Öğretmenlerimiz bunları herkesin tabağına eşit şekile dağıtırdı.
Tropikal meyveler yoktu.
Hepsi haftanın adına uygun olarak yerliydi.
Amaç Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası'nın ruhuna
uygun olarak yerli malı kullanılmasına teşvik etmekti.
Paylaşmanın tadına varırdık.
****
Bugün bazı okullarda aynı şekilde kutlanıyor bu hafta.
Ancak; ithalatın zirve yaptığı ülkemizde yerli meyve ve çerez bulmak o kadar kolay değil.
Uygulanan yanlış politikalar yüzünden yabancı markalara ve isimlere ilgi çoğaldı.
Bileyerek ve isteyerek marka çılgınlığını körüklediler.
Yerli malının, yurdun malı olduğunu unuttular.
****
Yerli tohumlarımız vardı.
Ata tohumu.
Ülkeyi yönetenler yerli değil ithal tohumlara öncelik verdi.
Bugün ata tohumuna bir dönüş olsa da; ülke tarımında açılan yaraların kapanması kayıpların geri gelmesi, uzun bir zaman alacaktır.
****
En kötüsü de bu durum alışkanlık yarattı.
Yerli ve doğal ürünler dışlandı.
Görüntüsü yüzünden dış kaynaklı ürünlere ilgi arttı.
Bunu büyük alış veriş merkezleri de körükledi.
****
Umarım bu tarım ve ithalat politikasından bir an önce vazgeçilir.
Yerli ve milli tarıma hak ettiği değer verilir.

**********

NEYİ BEKLİYORLAR? 

Futbolcular 4 aydır maaş alamıyor.
Teknik Direktör Özbayer ve arkadaşları 2,5 aydır aynı durumda.
Aldıkları sadece prim.
O da puan alındığında.
****
Taraftar "Bu son maçımız olabilir." diyor.
Yönetimin söylemlerinden anladığımız şehrin ilgisizliği karşısında pes etmekle etmemek arasında bocalıyorlar.
Borç 300 milyon.
Öde öde bitmiyor.
Kur arttıkça, borç da artıyor.
****
"Şehrin namusudur." diyerek direnen bir yönetim var.
Forma aşkına oynayan genç futbolcular.
"Amatörde bile olsa, kaldırımda oynasalarda destekleriz." diyen inanmış bir taraftar topluluğu.
****
Ne yazıktır ki;
İyi günde şeref tribününde poz veren, önemli maçlarda kadraja girmeye çalışan kent yöneticileri kaybolup gitti.
Neredeler acaba?
Neyi bekliyorlar?
Cenazeyi mi?