Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin İkinci Kalkınma Planı olan ve 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’na ne getiriyor? Plan’ın,  “CB Strateji ve Bütçe Başkanlığı”nın koordinasyonunda katılımcı bir yaklaşımla hazırlandığı  açıklanıyor. DPT’da 1982-1992  döneminde  görev yapmış biri olarak katılımcı ifadesinin oldukça  abartılı olduğunu açıklamakta yarar görüyorum.
12. Kalkınma Planı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulmuştur. Plan, ülkenin gelecekteki ekonomik, sosyal ve sanayi  hedeflerini belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.  Plan, Türkiye'nin kalkınmasını hızlandırmak ve  sürdürülebilir bir ekonomi inşa etmek için stratejik yol haritasını sunmaktadır.
Plan’ın vizyonu şöyledir: "Türkiye Yüzyılı'nda çevreye duyarlı, afetlere dayanıklı, ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değer üreten, geliri adil paylaşan, istikrarlı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye."
Plan vizyonuna ulaşmada; insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik,  saydamlık, verimlilik ve etkinlik ilkeleri esas alınarak öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesinde toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplenilerek gerekli adımların atılması sağlanacak olması yerindedir.
Plan, iki bölüme ayrılmış. Birinci Bölüm’de, "Plan Öncesi Dönemde Dünyada ve Türkiye'de Gelişmeler" başlığında  planın hazırlandığı dönemin   şartları açıklanmaktadır. Bu Bölüm’de "Dünyada ve Türkiye'deki Gelişmeler"  başlığında OVP (2024-2026) yer alan  hedeflere yer verilmiştir. İkinci Bölüm’ün   Birinci Kısmı’nda  "Uzun Vadeli (2024-2053) Gelişmenin Stratejisi" başlığı altında "2053 yılında Türkiye"   bulunuyor.
İkinci Bölüm’ün İkinci Kısmı’nda "12. Planın Vizyonu, Amaç ve İlkeleri"   yer almış.  Üçüncü Kısım,   12. Plan’ın  esasını oluşturmakta.  Burada  5  ayırım yapılmış.  İlk ikisi ekonomi ağırlıklı: "3.1. İstikrarlı Büyüme, Güçlü Ekonomi"; "3.2. Yeşil ve Dijital Dönüşümle Rekabetçi Üretim". Son 3 ayırımda   ideolojik kısım daha güçlüdür:  "3.3. Nitelikli İnsan, Güçlü Aile, Sağlıklı Toplum"; "3.4. Afetlere Dirençli Yaşam Alanları, Sürdürülebilir Çevre"; "3.5 Adaleti Esas Alan Demokratik İyi Yönetişim."
Türkiye ekonomisinin ilk 10 ekonomi, satın alma gücü paritesine göre ise ilk 5 ekonomi arasında yer alma hedefi,  bir iyi niyet göstergesidir: "İnsani gelişme endeksi sıralamasında 2053'te ilk 20 ülke arasına girme hedefi" ne ulaşmak, bugünkü şartlarda hayal gibidir. "Türkiye 2053 yılında tarımsal milli gelir bakımından dünya ülkeleri arasında 7'nci sıraya yerleşecektir."  Bu hedefe ulaşmak, bugünkü şartlarda   çok zor, hatta imkansızdır.
Kişi başına gelirin Plan Dönemi sonunda (2028'de) 17.554 dolara (OVP'de 2026 hedefi 14.855 dolar) ihracatın  375 milyar dolara  ulaşacağı  (OVP'de 2026'da 302 milyar dolar)  çok iddialı hedefler olup ulaşılması çok zordur.
Plan’da büyüme oranı hedefi yüzde 5’tir.  OVP 2024-2026 için  cari işlemler açığı/GSYH oranının,12. Plan’ın sonu için öngördüğü  seviyeye ulaşması da fazla iddialıdır.   Cari işlemler dengesinin 2023 için eksi 42,5 milyar dolardan  2028'de -2,8 milyar dolara  inmesi  çok zordur. Tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinin GSYH içindeki  paylarının Plan Dönemi sonu olan  2028 yılında  2022'deki yapısını  koruması  hedeflenmiştir.
2028'de GSYİH’nın 2 trilyon 820 milyar  TL’ye, kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara  çıkarılması, enflasyonun yüzde 4,7, işsizliğin yüzde 7,5'e indirilmesi hedeflenmesi iyidir ama acaba bu mümkün müdür?
Plan ile Türkiye'nin ekonomik ve sosyal alanda sağlayacağı kazanımlardan azami ölçüde faydalanılarak afetler başta olmak üzere risklere karşı dirençli yaşam alanları ve sürdürülebilir çevre öncelikli alanlar olacak tespiti yerindedir.
Plan vizyonuna ulaşmada insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik,  saydamlık, verimlilik ve etkinlik ilkeleri esas alınarak öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesinde toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplenilerek gerekli adımların atılması sağlanacak olması da yerindedir. Plan döneminde, Türkiye ekonomisinin mevcut kaynaklarının en etkin şekilde kullanılarak büyüme potansiyelinin artırılması temel önceliklerden olacaktır.
Plan döneminde cari işlemler dengesinin 2023 için eksi 42,5 milyar dolardan  2028'de eksi 2,8 milyar dolara gerilemesi, GSYH'ye oranla eksi 0,2  olması, 12. Plan’ın  en iddialı  kısmıdır. Türkiye ekonomisinin ilk 10 ekonomi, satın alma gücü paritesine göre ise ilk 5 ekonomi arasında yer alma hedefi  acaba bu mümkün mü? Bunun şartları Plan’da açıklanmamıştır.
Türkiye 2053 yılında tarımsal milli gelir bakımından dünya ülkeleri arasında 7'nci sıraya  gelecek  iddiasının  gerçekleşmesi  zordur. Merkez Bankası tek haneli enflasyon hedefine ulaşmada tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecek, finansal istikrarın fiyat istikrarını gözetecek şekilde ekonomiyi desteklemesi sağlanacak olması,  yerinde tespitlerdir.  
Plan’da 2028 yılında enflasyonun yüzde 4,7'ye düşeceği öngörülmüştür ama bu yıl sonu TÜFE artış beklentisi yüzde 68.01 olmuştur.  Beklenti 12 ay sonrası için yüzde 44.94’ten 45.28’e çıkmıştır. Plan dönemi sonunda seyahat gelirlerinin 82,8 milyar dolar olması hedeflenmiştir. Tüm hedeflerin gerçekleşmesi,  dünyada,   bölgemizde ve de ülkemizde siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasına bağlıdır.
Takdir siz okurlarımındır.