AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, Büyükşehir Belediyesinin Bademlik'te açtığı Kız Öğrenci Misafirhanesinin önüne gitmiş, açıklama yapmış.
56 yıllık binanın deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığını sormuş, “Sizin kız öğrencilerimize gördüğünüz reva, verdiğiniz değer bu mu?” diye sormuş.
***
Gürhan Albayrak olası bir deprem halinde bu binanın depreme karşı sağlam olup olmadığını haklı olarak sorguluyor ve soruyor?
Büyükşehir Belediyesi de bu konuda mutlaka bir açıklama yapmalı...
***
Ancak...
Gürhan Albayrak hazır eli deymişken şu ESOGÜ Hastane binası inşaatına da aynı şekilde bir el atsa  hiç fena olmayacak.
***
Malum:
-48 yıl önce temeli atılan, 15 yıl inşaatı tamamlanamayan.
-Yanı başından fay hattı geçen.
-Temelinden sürekli su boşaltıldığı söylenen.
-En son 2012 yılında kontrol edilen ve raporu bile tutulmayan.
-Bir ara “Bina riskli. Üsteki üç katını yıksak mı” diye düşünülen.
-Her gün sağlık çalışanlarıyla birlikte 5-6 bin kişinin bulunduğu Tıp Fakültesi binasının depreme dayanıklı olup olmadığıyla ilgili, defalarca yazıp çizmemize rağmen bugüne kadar hiçbir açıklama yapılmadı!
***
Hatta...
Şu anda kandi partisinin milletvekili olan Nebi Hatipoğlu'nun, İYİ Parti vekiliyken Sağlık Bakanına yönelttiği  hastane binasıyla ilgili soru önergesine bile cevap verilmedi.
O yüzden biz bu devasa hastane binasının depreme dayanıklı olup olmadığını hala bilemiyoruz.
***
İşte bu nedenle AK Parti il başkanı Albayrak, hazır eli değmişken ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastane binasına el atması, aynı endişeyi bu bina için de ortaya koymasında yarar var.
Zira...
Kendisi Kız Öğrenci Misafirhane binası için belediyeye haklı olarak “Sizin kız öğrencilerimize gördüğünüz reva, verdiğiniz değer bu mu?” diye soruyor ya...
Birileri de çıkar Tıp Fakültesi Hastane binasıyla ilgili olarak kendisine “Sizin, hemen her gün içinde sağlık çalışanları ile birlikte 5-6 bin vatandaşa gördüğünüz reva, verdiğiniz değer bu mu?” diye sorar, mahcup olur!

Gürhan-5

Hastane-12

SAKARYABAŞINDA ÖRDEKLER BİLE SUYA HASRET...

Sakarya nehrinin doğduğu Çifteler Sakaryabaşı'nda manzara hiç hoş değil.
Su olduğu gibi çekilmiş, içinde yüzen kano ve kayıklar kıyıya bağlanmış.
İçinde yüzen Ördeklere bile yetecek su kalmamış.
Tesislerin önüne asılan ve eski durumunu yansıtan o tablo gibi konumu tamamen ortadan kalkmış.
Yerin altından gürül gürül kaynayan su adeta yok olmuş.
Kuraklık ve çiftçilerin vurduğu deri kuyular adeta mahvetmiş Sakaryabaşını.
Umarız suların çekilmesine neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması için gerekli kurumlar gerekli çalışmayı biran önce yapar ve o güzelim Sakaryabaşı suya kavuşarak,eski güzel görünümüne yeniden bürünür.
Aksi takdirde, Sakaryabaşı'nın o tablo gibi görüntüsü gerçekten önceden çekilmiş tablolarda kalacak...

CHP İKTİDAR YOLUNU KENDİ KENDİNE TIKAMANIN YOLUNU MUTLAKA BULUR!

New York Belediye Başkanına Türk Evi ile ilgili rüşvet davası açılıyor.
Normalde rüşvet alan ile rüşvet verenin gündem olması gereken bir konuda en çok CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in haklı olarak"Türkiye rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil, öyle bir acziyet içinde değil" sözleri konuşuluyor.
Dikkat ediyorsanız birkaç gündür CHP'ye yakın televizyon kanalları “Aslında şöyle demek istedi, aslında onu söylemek istemedi” diye Özgür Özel'in sözlerini düzeltmek için büyük bir uğraş veriyor.
Ne diyelim?
CHP, iktidarın kendisine doğru geldiği her ortamda, kendine doğru gelen iktidarın yolunu tıkamak için kendi kendine bir yöntemi ne yapıp edip buluyor...

BURAYI KİM IŞIKLANDIRACAK?

Batıkent Eskişehir'in en kalabalık mahallelerinden biri.
Çevreyolu'ndan mahalleye giriş köprüsü zifiri karanlık içinde.
Nüfus yoğunluğu fazla olduğu için araç yoğunluğunun da bir hayli fazla olduğu, hem mahalleye giriş hem de çıkış için kullanılan bu köprünün zifiri karanlık içinde olması büyük sıkıntı yaratıyor.
Birkaç kez durum ilgili kurumlara iletilmiş.
Belediye “Bu bizim görevimiz değil. Odeaş yetkili” denilmiş.
Odeaş'tan herhangi bir bildirim alınamamış.
İnsanlar yakınıyor.
“Şehrin en büyük mahallesine giriş ve çıkış zifiri karanlık içinde olur mu?” diye soruyorlar.
Kurumlarrın konuyu birbirlerinin üzerine attığını söyleyip “Sonuçta bunun sıkıntısını bizler çekiyoruz. Kazalar oluyor, yanlış yola girenler oluyor” diyorlar...
Ama bir türlü seslerini duyuramıyorlar.
İlgililerin bilgisine sunulur...