Arabulucuya başvurmak bir çok davada 1 Eylül itibari ile zorunlu hale geliyor. Arabuluculuk kurumu birçok davada alternatif çözüm yöntemi olarak başarılı olabilirken, güçlerin eşit dağılmadığı, örneğin işçi işveren uyuşmazlıklarında, sırf dava süreci uzun ve masraflı diye güçsüz tarafın mağduriyetine, hak kaybına yol açıyor. 

Kira davaları

Kiracılar ile ev sahipleri arasında, artan kiralar ve kira sınırlaması yüzünden patlak veren davalar açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu geliyor. Maksat tarafların mahkemeden önce anlaştırılması ve bu şekilde dava yükünün azaltılması.  

Kira davalarındaki uyuşmazlıkların arabulucu ile çözülmesinin ne kadar mümkün olduğunu irdelemek için, sık karşılaşılan dava türlerine bakmak lazım. Kira davalarına en çok kira bedelinin ödenmemesi veya tahliye taahhütnamesine dayanan tahliye davaları konu oluyor. 

Kira bedelinin ödenmediği tahliye davalarına ilişkin arabuluculuk görüşmesi ne işe yarayabilir? Hali hazırda alacağını alamayan ev sahibi için zaten uzun olan tahliye sürecine bir de arabuluculuk süreci ekleyerek zararı büyütmekten başka bir sonuç sağlamayacağı aşikar. 

Tahliye taahhüdüne ilişkin tahliye davalarında ise, neredeyse her zaman üzeri sonradan doldurulmuş tahliye taahhütnameleri dava konusu oluyor. Bu haliyle anlaşma sağlansa dahi kiracıların haksız bir şekilde açıktan tehdit edildiği bir süreç olmaktan öteye geçemeyecek, ancak mağdur olan kiracılara süre kazandırabilecektir. 

Ortaklığın giderilmesi davaları

Ortaklığın giderilmesi davalarında da  arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale geliyor. Ancak bu davaların büyük bir çoğunluğunda taraflar zaten akraba ve anlaşmazlıkların sebebi çoğunlukla ekonomik sebebe dayanmıyor. Arabuluculuk kurumunun bu davalarda da bir çözüme ulaşması pek mümkün görünmüyor. Kaldı ki ortaklığın giderilmesi davalarında çoğu zaman vefat eden kişilerin veraset ilamlarını almak için mahkemeden yetki gerekiyor, ve çoğu zaman mahkemelerin dahi davanın her tarafına tebligat yapması, davaya dahil etmesi yıllar alırken, arabulucuların bu sorunları nasıl aşacağı meçhul.

1 Eylül’den itibaren Kat Mülkiyeti hukukundan kaynaklanan ve komşuluk hukukundan kaynaklanan davalarda zorunlu arabuluculuk kapsamına giriyor. Arabuluculuk süreci anlaşmazlıkların barış içerisinde çözümlenmesi için bir çok ülkede uygulanan barışçıl bir uygulama. Ancak anlaşmalarda en büyük motivasyon uzun dava süreçleri. Bu durum haksız olanın lehine, haklı olan taraf için ise hakkının en azından bir kısmından feragat etmek için bir sebepken arabuluculuk ile ile ulaşılan sonuç barışçıl olmaktan uzak. Haksızlık hissini ve yargıya olan güveni azaltmaktan öteye gidemiyor.