İlkokul anılarımız da mazide neler neler yaşadığımızı anlattık. Demek ki çok
hoşunuza gitmiş, bende devam edeyim dedim. İlkokulun nasıl bittiğini anlamadan
Atatürk Lisesi Orta kısmına kaydımız yaptırıldı. O zamanlar Ortaokula başlamak
büyümek ve yavaşça erkekliğe geçmek demekmiş! Beni heyecanlandıransa takım
elbise giymekti. Ağabeyim’in terzisinde ölçümüz alındı ve koyu lacivert elbisemiz
yapıldı. Ben elbiseyi bir an önce giymek için hemen okulların açılmasını istiyordum.
Sümerbank Mağazasından ayakkabımız da alındı. Ablam o zamanlar ‘Biçki Dikiş’
Okulun gittiği için beyaz iki tane gömlek iki de kravat dikmişti. O yaşadığım anların
mutluluğunu ilk arabamı aldığımda yaşamadım.
1 Numaralı Belediye otobüsü İstasyon Odunpazarı hattına çalışıyordu. İlk gün okul
arkadaşlarımla otobüse binip 10 kuruş vererek öğrenci bileti aldık. Sonra ki yıllarda
da o otobüsün şöförü Ahmet amca biz caddede top oynarken şayet gole gidiliyorsa
otobüsü durdururdu. Mahmut Pehlivan Caddesinin neresinde olursak olalım durur
bizim arabaya binmemizi sağlardı. Onu da rahmetle anıyorum. Dumlupınar
İlkokulundan sonra Atatürk Lisesinin heybeti beni büyülemişti. Her teneffüs zili
çaldığında arkadaşlarımla bir araya geliyorduk. 10 kuruşa simit, 15 kuruşa o zamanın
altın renginde kapağı olan Ethem Gazozu en büyük lüksümüzdü. O gazozu bile üç
arkadaşın aynı şişeden içmesinin mutluluğunu şimdiki nesile anlatamayız. Koca kışı
ceketimizin altına giydiğimiz kazakla üşütmeden bitirdik. Porsuk nehrinde kızakla
kayardık desem ne dersiniz?
Bazen düşünüyorum da bizden sonra gelen nesil bizim kadar mutlu bir eğitim ve
arkadaşlık yaşayamadı. Tom Miks ve Teksas çizgi roman dergileri hayal dünyasına
girmemize neden olur, bizler de onlarla o serüvenleri yaşardık. Okulda en çok uzun
eşek oynardık. Timbo, Misket, Aşık, Çelikçomak oynamayanınız oldu mu? Bütün
oyunlar akıl isteyen ve kullanılması gereken oyunlardı. Çocukların tabletlerinde
şimdi oynadıkları oyunlarsa, çocukları kötü yönde etkilemekte. Bizim oyunlarımız
paylaşmaya dayanan akıl içeren oyunlardı, şimdiki oyunlarsa çocukları bireyselliğe
alıştırıyor. Biz tellerden araba yapanlarız. Büyüdük Devrim Otomobilini yaptık.
Bizden önceki nesilde Kayseri’de Uçak Fabrikasında uçak yapan ve dünyaya satan
nesildi. İyi de o nesillerden bu nesil nasıl çıktı?