Adam bir din adamı!
Dahası; din adamlarının da üzerinde bir pozisyonu olan müftülük koltuğunda oturan biri..
Aynı zamanda Ortaokulda din dersine girip çocuklara dini ve ahlak anlatıyor!
***
12 yaşındaki bir kız öğrenciye takıyor kafayı...
Sosyal medya hesabından taciz ediyor...
7nci sınıf öğrencisinin ifadesine ve sosyal medya hesabı yazışmalarına göre “Senden hoşlanıyorum. Seni seviyorum. Daha samimi olalım. ” gibi cinsel içerikli mesajlar gönderiyor.
***
Şikayet üzerine yakalanan ve sulh ceza mahkemesine çıkartılan din adamı, önce adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının karara itiraz etmesi sonucu yakalanan bu şahıs tutuklanmak üzere mahkemeye sevk ediliyor.
***
Bir din adamı!
Üstelik müftü!
Dahası, İmam Hatip Ortaokulunda derslere girerek, İmam ve Hatip olacak çocuklara dini ve ahlakı öğreten biri!
Ne diyelim?
Ahlaksızların ahlak sattığı bir ülkede gelinen son nokta bu!
***
Dahası...
Tanrı iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır ya...
Yeryüzündeki kötü insanların kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrıyı kullandıklarının en somut örneği bu!
1-371

2-306

KADIN KOLLARI, GENÇLİK KOLLARI...

Adayların seçim kampanyalarını yürüten, isim yapmış bir PR şirketinin sahibi ile tanışıp, sohbet etme imkanı bulmuştum geçtiğimiz yıllarda.
***
Seçim kampanyalarını ne şekilde planladıklarına, ne gibi yöntemler kullandıklarına ve kampanya süresince en çok neye dikkat ettiklerine ilişkin merak ettiğimiz bir takım sorular sormuştuk kendisine...
***
Uyguladıkları yöntemler konusunda, benim de haberdar olmadığım ve son derece de ilginç bulduğum pek çok yöntem hakkında bilgiler vermiş, ben de vermiş olduğu  bu bilgilerden fazlasıyla yararlanmıştım.
***
İşte bu bilgiler arasında öyle bir uygulamadan söz etmişti ki, duyunca epey şaşırmıştık.
Sözünü ettiği ve bizim de ilginç bulup şaşırdığımız uygulamayı aynen şu şekilde anlatmıştı;
“Örneğin biz  bir şehirde belediye başkan adayının ya da partinin seçim kampanyası işini üstlendiğimizde, o şehre gider gitmez ilk işimiz bir seçim çalışması programı yapmak olur. 
Bu programı yaparken de ilk işimiz partinin kadın ve gençlik kollarını, şehrin özellikle en uzak mahallelerinde seçim çalışmaları için görevlendiririz.
Onlara en uzak mahallelerde çalışma programları yaparız ki, olabildiğince uzak olsunlar ve bizim asıl gerçekleştireceğimiz seçim kampanyası içinde bulunmasınlar. Aksi takdirde kendi içlerinde sürekli yaşadıkları çekişme ve kavga seçim çalışmaları sırasında da baş gösterir ve bunun görünür yerde yaşanması seçim kampanyasını da sekteye uğratır.”
***
İlk duyduğumuzda, doğrusu bu anlattıklarını çok da mantıklı bulmamıştık...
Sonrasında, özellikle AK Parti ve CHP içindeki kadın ve gençlik kollarında birbiri ardına yaşanan istifalar, görevden almalar, yönetim düşürmeler gibi olaylara şahit olunca, adama sonuna kadar hak verdik...
K A D I N-9

BİRİLERİ HEP ZENGİN...

Ülkeyi yöneten bir akşam kılık değiştirip, bir bara girer.
Tezgâhtara yaklaşır. Hafif içkili bir adamın yanına çöker.
Oradan buradan konuşurlarken sorar:
- Böyle her gün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Adam;
- Günde 2 bin lira.
***
- Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Adam:
- 4 bin lira.
***
- Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
- O zaman 5 bin liraya para demem!
***
Yöneten:
- Bu ne biçim iş. Köküne kadar sıkarsak?
- O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım!

Yöneten  iyice şaşırır, adamın ne iş yaptığını da çok merak eder.
- Şeytan mısın, nesin? Ne iş yapıyorsun?
- Mezarcıyım!...
***
Sonuç: Ülkeyi ekonomik dar boğazdan kurtarma adına yönetenlerin çok sık başvurduğu politikalar, daima birilerini daha çok zengin ediyor değil mi?
Tıpkı şu sıralar şahit olduğumuz gibi...

Zengi̇n Faki̇r