Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan katıldığı Eskişehir İl Kongresinde yaptığı konuşmada ilk kez herhangi bir müjde vermedi.
***
Ancak...
Erdoğan salona gelmeden önce kongrenin açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Gürhan Albayrak, kürsüden “Müjde” olarak dile getirdiği bir duyuru yaptı.
***
Gürhan Albayrak'ın müjde olarak duyurduğu, Uluslararası Raylı Sistemler Projesi olarak bilinen URAYSİM projesinin yapılacağına yönelikti.
Bu projeyi tüm engellemelere rağmen gerçekleştireceklerini belirten Albayrak “2025 yılının 6ncı ayında ihaleye çıkartılarak hayata geçirilecek” dedi.
***
Biz de bu söylediklerini bir tarafa not edelim dedik...
Biliyorsunuz sözler uçuyor, yazı kalıyor...
Hele hele AK Partili aktörler tarafından yıllarca verilen ve bir türlü gerçekleşmeyen sözlerin hala havalarda uçuştuğu hesap edildiğinde bu yazı belki tarihe not düşmüş olur...

2-317

İYİ AVUKAT İPTEN ADAM ALIRMIŞ...

Bu lafın nereden çıktığına dair bir hikayeye (belki de"rivayet")  çok ilginç gerçekten...
***
Yer İngiltere. Birkaç yüzyıl öncesi.
 Adamın biri cinayetten içeri atılır. Bir avukat bulunur adama... ilk görüşmelerinde avukat "Merak etme seni kurtaracağım" der. Adam da avukata güvenir ve mahkemeye çıkar. Karar: idam. 
***
Adam avukata kızar, köpürür. "Hani beni kurtaracaktın?" der. Avukat da "Sen merak etme. Bu daha bir şey değil. Temyiz var. Seni kurtaracağım" der. 
Dava temyize gider. Karar: yine idam. 
***
Adam yine avukata döner ve sorar. "Hani temyizde beni kurtaracaktın?". Avukat gayet sakindir. "Dur daha, bu karar Avam Kamarası'nda oylanacak. Seni kurtaracağım." 
Dava Avam Kamarası'na gider.
Karar: yine idam. 
***
Daha sonra Lordlar Kamarası ve Kraliçe'nin onayları vardır sırasıyla. Bu süreçte olanlar malum. Kraliçenin de idamı onaylaması ile darağacı kurulur. Adamı sandalyeye çıkarırlar. Avukatla göz göze gelen adamın tüm öfkesi bakışlarına yansımıştır. 
Avukat ise hala son derece sakindir. Gözleriyle işaret ederek merak etmemesini, onu kurtaracağını anlatmaktadır adama. 
***
Adamın ise artık umudu kalmamıştır. Cellat gelir, sandalyeyi iter ve talihsiz adam boynunda iple sallanmaya başlar. O sırada avukat kalabalığı yararak darağacına doğru koşmaya başlar, merakla ne yapacağını anlamaya çalışan celladı bir hamlede geçer, ipi keserek adamı kurtarır. 
***
Tabii ortalık ayağa kalkar, bu sefer hem idam mahkumu adam, hem de avukat yakalanır. Avukata bunu neden yaptığı sorulunca cevabı şöyle olur: "Bu adam idam mahkumuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi sizi ilgilendirmez, kanunda "idam edilir" yazıyor, "idam edilerek öldürülür" yazmıyor. idam gerçekleşmiştir." 
***
Bunun üzerine kimse adamı tekrar asmaya cesaret edemiyor, adam belki de haklıdır diye. Olay karar için yeniden Kraliçe'nin önüne geliyor. Kraliçe, zekasından dolayı avukatın iddiasını doğru buluyor ve adamı affediyor. 
Bu olaydan sonra, ilgili kanun maddesi değiştirilerek "idam edilerek öldürülür" şeklinde yeniden düzenleniyor 

AKILLANMAK GİBİ BİR DERDİMİZ DE HİÇ OLMADI...

Bingöl Depremi 176, Pamukova Tren Kazası 41, Kütahya Tren Kazası 9, Davutpaşa Patlaması 21, Ayayama Sel Felaketi 31, Karadon Maden Kazası 31.
***
Van Depremi 644, Soma Maden Faciası 301, Ermenek Maden Kazası 18, Şirvan Maden Kazası 12, Alladağ Öğrenci Yurdu Yangını 12, Çorlu Tren Kazası 25.
***
Ankara Tren Kazası 8, İzmir Depremi 117, Elazığ Depremi 41, Akdeniz Orman Yangını 8, Batı Karadeniz Sel Felaketi 97, Amasra Maden Ocağı Patlaması 42, 
***
Kahramanmaraş Depremi 53 bin, Adıyaman-Şanlıurfa Sel Felaketi 21, İliç Maden Faciası 9, Beşiktaş Gece Kulübü Yangını 29, Kartalkaya Otel Yangını 78...
***
Yukarıdaki faciaların yanındaki rakamlar yitirdiğimiz canların sayısı.
İçimizi yakan her bir olay sonrası üzüldük, kahrolduk, yazdık, çizdik, konuştuk...
Hepsi üç-beş gün sürdü!
***
Nedense başımıza bir musibet gelmeden aklımız da başımıza gelmedi iyi mi?
Gerçi akıllanmak gibi bir derdimiz de hiç olmadı!
Birbirinden feci yaşadığımız bunca felaketlerin birinden dahi ders çıkartmayı beceremedik.
Her olay sonrası olduğu gibi iki günde unutup, millet olarak her defasında saçma sapan mevzulara anında dönüverdik...
Tıpkı en son yaşadığımız Kartalkaya Otel Yangınını bile üzerinden bir hafta bile geçmeden unutmaya başladığımız gibi...