Cumhuriyet Halk Partililer eskiden yolda karşılaştıklarında ya da telefonla birbirlerini aradıklarında hal hatır sorardı...
Bir süreden beri karşılaştıklarında ya da telefonla birbirlerini aradıklarında “Nasılsın? Ne var ne yok?” demeden, direkt olarak “Var mı bir gelişme?” diye soruyor.
CHPlilerin özellikle son birkaç aydır birbirine sormuş olduğu ve artık dillerine pelesenk olan “Var mı bir gelişme?” sorusu tahmin edeceğiniz üzere adayların kim olacağıyla ilgili...
Öyle ki; iki CHP'li örneğin günün büyük bölümünü birlikte geçirmelerine rağmen günde birkaç sefer birbirini arayıp “Var mı bir gelişme?” diye sorar hale gelmiş.
Eskişehir'de adaylık sürecini yönetemeyip, işin içinden bir türlü çıkamayan CHP yönetimi sayesinde Eskişehir'deki CHP'liler resmen “Var mı bir gelişme?” paranoyasına tutuldu...
Baksanıza?
Hemen hepsi her gün birbirine “Var mı bir gelişme?” diye sormaktan adeta helak oluyor!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
“CHP ADAYLARINA OY VEREN MHP'LİLER İYİ PARTİ'YE GİTTİ”
MHP İl Başkanı İsmail Candemir ile yaklaşan belediye seçimlerini ve Eskişehir'deki Cumhur İttifakının durumunu konuştuk.
2019 seçimlerinden büyük ders çıkarttıklarını söylüyor İsmail Candemir.
Bu seçimlerde aynı hataları yapmamak için ince eleyip sık dokuduklarını ifade ederek “Bu seçimler öncesinde daha uyumluyuz, daha istekliyiz ve daha organizeyiz” diyor.
Örneğin bu seçimler öncesinde AK Parti ile tek Seçim Koordinasyon Merkezi kullanacaklarını, seçim bürolarının yine birlikte kullanılacağını, AK Parti'den seçilen belediye başkanlarının yardımcısının MHP'li, MHP'den seçialen belediye başkanlarının yardımcısının da AK Partili olacağını söylüyor...
Tüm bu anlattıklarının AK Parti ile mutabakatına varıldığını söyleyen Candemir'e “Mahalli seçimlerde MHP seçmeninin ciddi bir bölümü Eskişehir'de CHP'li başkan adaylarına oy veriyor. Bu seçimde de parti seçmeninin aynı eğilimi olur mu?” diye soruyoruz?
“O CHP adaylarına oy verenler zaten partimizden ayrıldı, İYİ Parti'ye geçti” diye yanıtlıyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SİYASET; NEYİN NEREDE SÖYLENMEMESİ SANATIDIR
AK Parti Büyükşehir belediye başkan adayı Nebi Hatipoğlu'nun basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda “Seçilirsem basın mensuplarına çeşitli komisyonlarda görev verip, belediye şirketlerinden tüm basın mensuplarına bir asgari ücret de biz vereceğiz” sözlerini duyar duymaz...
***
Önce;
O ünlü “Ahlaksız teklif” isimli film geldi aklıma...
***
Ardından;
Yıllar önce aday olup “ Seçimlerde 600 milyar(eski parayla) harcadım ama sandıklardan bana 600 tane oy çıkmadı.” dediğini anımsadım.
***
Sonrasında da...
20119 seçimleri öncesi, AK Parti'nin Odunpazarı adayı olan ve çıktığı televizyon kanalında, elinde bir deste parayı küçümser bir şekilde sallayıp, sırf bu yüzden seçim kaybeden Volkan Doğan'ın adeta görüntüsü geldi gözlerimin önüne...
***
Niyeti iyidi-kötüydü bilemem...
Amacı nereye varmaktı onu da bilemem.
Ama sonuçta, herkesin duyduğunda “gazetecilere rüşvet vaadi” olarak algılayacağı büyük bir gaftı Hatipoğlu'nun sözleri...
***
Bu sözleriyle de en çok kendine zarar verdi...
Zira...
Bu sözlerin ardından, hakkında olumlu yazı kaleme alacak olan gazetecilerin bile bunu yazmadan önce iki kere düşüneceği, “Olumlu iki cümle edersem acaba Hatipoğlu'ndan para aldığım algısı ortaya çıkar mı?” diye düşünecekleri bir süreç başlattı.
Siyaset nerede ne söylenmesi gerektiğinden çok neyin nerede söylenmemesi sanatıdır...
Görünen o ki Hatipoğlu yaptığı bu gafla bu sanatın acemisi olduğunu göstermiş oldu.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,