Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da açıklamalarda bulunarak "Yaz mevsimine kadar üniversiteleri tatil ediyoruz, uzaktan eğitimle yoluna devam edecekler. KYK yurtlarını misafirhane gibi kullanacağız" demiştir. Alınan kararlara göre bahar yarıyılı için uzaktan eğitim yöntemiyle verilen derslerde devam zorunluluğu aranmayacaktır. Uzaktan eğitim yöntemiyle yapılacak derslerin vize, mazeret, final ve bütünleme sınavları çevrim içi, çevrim dışı, ödev ve proje yöntemleriyle yapılabilecektir.
Eğitim, genç bireylerin toplum içinde yer kazanabilmeleri için gereken bilgiyi edinirken bazı becerileri de kazanmasıdır. Ayrıca, gençlerin kişiliklerinin gelişmesinde de katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Örgün eğitim, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın eğitim şeklidir. Bireylerin meslek edinmeyi amaçlayarak okul veya aynı niteliğe sahip kurum ve kuruluşlarda özel beceri ve bilgileri kazanmasını sağlamaktadır. Örgün öğretimde eğitim devam ettiği sürece öğrenciler eğitime katılmaktadır. Açık öğretim, 1970'lerde uygulanmaya başlayan eğitim türüdür. Açık öğretim de öğrencilerin bir kuruma gitmek zorunda değildir. TV üzerinden ya da bilgisayar aracılığı ile eğitim almaları mümkündür. Öğrenciler bu eğitimlere kendi istedikleri zaman katılabilirler, videoları defalarca izleme şansına sahiptirler.
Türkiye’de üniversitelerde örgün ve açık olmak üzere iki eğitim şeklide vardır. Bir eğitimi açık ya da örgün olarak alan öğrenciler aynı müfredat üzerinden eğitim görmektedir. Alınan eğitim açısından bir fark olmasa da açık öğretim ve örgün eğitim arasında eğitim görme şeklinde bazı farklar bulunur.
• Örgün öğretimde eğitim veren kurumda bulunmak gerekirken, açık öğretime kuruma gitmeden eğitime katılmak mümkündür.
• Örgün eğitimde belli saatler arasında derslere katılım zorunludur, açık öğretimde katılımcı istediği zaman diliminde katılım sağlayabilir.
• Örgün eğitimde katılımcı üniversitenin bulunduğu bölgede taşınmaya zorunludur. Açık öğretimde bulunduğu ilden katılım sağlayabilir.
• Örgün eğitimde bulunan ulaşım, yemek, barınma gibi ek maliyetler açık öğretim sisteminde bulunmaz.
Diploma ve özlük bakımından AÖF (Açık Öğretim Fakültesi) ile normal üniversitelerde örgün eğitim arasında fark yoktur. Aynı dersler vardır ve mezun olduğunda örgün öğrencileri ile aynı sınava girilebilinir. Açık öğretimin en büyük avantajı zamandır. Üniversitelerde bütün gününüz derslerde geçer. Fakat, bazı dersler evde çalışarak da yapılabilinir. Sınavlarda hocaların insiyatifi yoktur. Soruyu doğru yapmışsan doğru, yanlış yapmışsan yanlıştır. Örgün öğretimde eğer hoca doğru cevabı bildiğinizi ama bunu ifade edemediğinizi düşünürse notunuz ona göre verir. Örgünün en önemli avantajı sosyal çevre ve kültürdür. Bu, evde öğrenilmez. Çünkü bilgi ve deneyim, sadece kitaplardan ibaret değildir.
Türkiye’de bir çok kişi açık öğretim fakültesinde okunduktan sonra alınan diplomanın bir işe yaramayacağını, örgün eğitimin daha iyi olduğunu düşünmektedir. Fakat bu doğru değildir. Çünkü açık öğretimden alınan diplomayla örgün eğitimden alınan diploma arasında fark yoktur.
Bu durum, 2547 sayılı Kanun’un 12’nci maddesindeki “d” ve fıkraları ile 43’ncü maddenin “c” fıkrasına göre hazırlanan yönetmeliğin 13’ncü maddesinde açıklanmıştır: "Açıköğretim öğrencileri ile aynı öğretim programına göre örgün öğretim öğrencileri arasında öğrenci hakları bakımından fark bulunmadığı gibi her iki yoldan mezun olanlar eşit hak ve yetkilere sahip olurlar."
AÖF ve örgün öğretimde okuyan her iki öğrenci de müfredattaki aynı konulardan sorumludur. KPSS'de Açık Öğretim Fakültesi’nde ve örgün öğretimde aynı bölümü okuyan kişi arasında fark gözetilmemektedir. Danıştay, açık öğretim mezunları ile örgün öğretim mezunlarının tamamen eşit haklara sahip olduğunu kararlaştırmıştır.
Karar, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Laborant ve Veteriner Sağlık Programından 2013 yılından mezun bir yurttaşın açtığı dava üzerine verilmiştir. Taraflarının beyanlarını alan Danıştay 10. Dairesi, yönetmelikte yer alan "örgün" kelimesini iptal ederek açık öğretim mezunlarının örgün öğretim mezunlarıyla tamamen eşit haklara sahip olduğuna karar vermiştir.
Karar’da, açık öğretim mezunlarının örgün öğretim mezunlarıyla tamamen eşit haklara sahip olduğuna vurgu yapılarak eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacağı belirtilmiştir. Bu konuda Anadolu Üniversitesi’nin sayfasında ayrıntılı bilgi vardır. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanlığını yaptığım dönemde, tüm ders kitapları “yıllık” sistemden “sömestr” sistemine geçilerek örgün öğretim ile olan farklılık ortadan kaldırılmıştır.
1993 yılında 496 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile günün eğitim ihtiyaçlarına göre kurulan İktisat Fakültesi, günümüzde 5 bölüm ve 7 programla lisans eğitimi vermektedir. İktisat Fakültesi’nde İktisat (Türkçe, İngilizce), Uluslararası İlişkiler (Türkçe, İngilizce), Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (Türkçe, İngilizce), Maliye, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümleri bulunmaktadır.
Beş lisans programında eğitim öğretim hizmetleri; basılı ders malzemeleri, televizyon yayınları, e-öğrenme ortamları, web teknolojileri, telekonferans ve uygun bulunan bölgelerde akademik danışmanlık ve uygulama hizmetleri (yüz yüze eğitim) ile birlikte sürdürülmektedir.
Anadolu Üniversitesi pek çok ilke imza atmış bir üniversitedir. Bu ilklerin başında, uzaktan öğretim sistemini hayata geçirmenin başarısı gelmektedir. Bugün uzaktan öğretim yapan üç fakültenin toplam öğrenci sayısı 2 milyonun üzerindedir. AÖF’nin aktif öğrenci sayısı 814.895 iken pasif öğrenci sayısı 2.247.738’dir. Aktif ve pasif öğrenci sayısı 3.062.633’tür. Örgün öğrenci sayısı ise 19.288’dir.
Anadolu Üniversitesi’nin toplam öğrenci sayısı 3.081.921 olup, AB üyesi olan ve olmayan 14 Avrupa ülkesinin (Bosna Hersek, Arnavutluk, Litvanya, Slovenya, Kosova, Kuzey Makedonya, Estonya, Güney Kıbrıs, Lüksemburg, Karadağ, Malta, İzlanda, Lihtenştayn, Monako) ve de BM üyesi 61 ülkenin nüfuslarından fazladır. (https://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCfuslar%C4%B1na_g%C3%B6re_%C3%BClkeler_listesi)
Anadolu Üniversitesi’nin başlattığı açık öğretim sistemi zamanla diğer üniversiteler tarafından da uygulamaya konulmuştur. Eğer öyle olmasaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan ''Üniversitelerimizi Yaz Aylarına Kadar Tatil Ediyoruz, Uzaktan Eğitime Geçiyoruz” açıklamasında bulunamazdı.”
İktisat Fakültesi Dekanlığım sürecinde benim dikkatimi çeken en önemli sorun, sosyal çevre ve kültür eksikliği ile karşılıklı etkileşim eksikliği olmuştur. Bunu evde öğrenmek mümkün değildir. Çünkü bilgi ve deneyim, sadece kitaplardan ibaret değildir. Sosyal etkileşim üniversite eğitiminin en önemli faktörlerinden biridir. Üniversite arkadaşlıkları, acısıyla tatlısıyla bir ömür devam eder. Bu etkileşimi TV dersleri veremez. Eğer öğrenci yurtlarında kalıyorsanız, bu dostluklar ve paylaşımlar ömür boyu unutulmaz. Açık öğretim sisteminin en önemli eksikliği bence budur.