Cumhuriyet Halk Partisi, yirmi yıldır iktidarda olan AKP iktidarına karşı hem ana muhalefet hem de en büyük alternatif olarak siyaset sahnesinde yer alıyor. Bu süreçte çok büyük bir değişim geçiren CHP’de, art arda kongreler yapılsa da, bir dönem Muharrem İnce rüzgarı esse ve son yerel seçimlerde büyük bir başarı elde etmiş olsa da iktidarı bir türlü elde edemedi.

CHP’nin yalnızca Saadet, Deva ve Gelecek Partilerini altılı masaya oturtarak merkez sağ seçmeninden oy alma stratejisi tamamen çöktü. Ağır ekonomik krize ve ülkeyi yerle bir eden depreme rağmen seçmen kurtuluşu Millet İttifakında göremedi.

Seçim sürecinde iletişimde başarısız olundu. CHP, AKP’nin,  CHP’nin PKK ile ittifak kurduğuna dair asimetrik propagandasıyla mücadele edilemedi. İlk turda Sinan Oğan’a oy veren, ikinci turda sandığa gitmeyen ve seçimi kazandırabilecek seçmen, asimetrik propaganda sebebiyle kaybedildi. Bu aşamada akla ilk gelen, medyanın tek yanlı olduğu, devletin bütün gücünün iktidar tarafından kullanıldığı, ancak bu bir mazeret olamaz. Bütün adaletsizliğe rağmen seçimin şartları ve kazanmanın stratejisinin belirlenmesi gerekiyordu.

Bu yenilginin bedeli, seçimin kazanılabileceğini düşünen muhalif seçmen için çok ağır oldu. CHP’nin seçmeni, seçim sürecinde ittifakta partilere verilen 40 sandalye ve bu sandalyelere yerleştirilen isimlere, iktidar olacaklarına inandırıldıktaları için ses çıkarmadı. CHP seçimden bir hezimet ve başka partilere verilen 40’a yakın sandalye ile çıktı.

Yerel seçimlerde, Türkiye’nin kalbi ve beyni olan iki şehirde elde edilen başarılarda, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kendilerinin ve ekiplerinin çok çalıştığına şahit olduk. Özellikle Ekrem İmamoğlu, İBB için aday gösterildiğinde popüler bir isim olmadığı için hiç şansı olmadığı düşünülüyordu, çalıştı ve başardı. Mustafa Sarıgül de milletvekili adayı olduğu, sağın kalesi olan  Erzincan ‘da CHP’nin % 25,50 olan oyunu %35,93’e çıkarmayı başardı. Bu sonuçlar adaylar halk ile yeterince iletişim kurulduğunda, sahada yeterince çalışıldığında başarının elde edilebileceğini gösteriyor. 

Ayrıca seçimden önce yapılan anketlerde, olası adaylar arasında en az oyu Kemal Kılıçdaroğlu alıyordu, bunca zaman aday olmayan Kılıçdaroğlu aday yapıldı. AKP’nin en zayıf döneminde seçim riske atıldı. 

Muhalif seçmenin seçim kaybetmekten, boşa umutlanmaktan sıtkı sıyrıldı. Güzel günler göreceğiz şarkılarını söylediğimiz çocuklar büyüdü, daha da kötü günler görüyorlar. 20 yıllık mücadelenizi takdir ediyoruz; ancak yoruldunuz. Artık değişim zamanı. 

Bizim ise;

“Yolumuz uzun, gençliğimiz var, heyecanımız yüksek!”