Karşıyakalılar özlemişti.
TFF'ye "Maçı akşam saatlerine alın, Eskişehirliler rahatça gelebilsin." diye başvurdular.
Federasyon öğle saatindeki maçta diretti.
Eskişehirspor'u sevenler sabah erken saatlerde çıktı yola.
Bazıları gece yarısından sonra.
****
Biz de özlemişiz.
Nicedir böyle bir İzmir deplasmanı yaşamadık.
Biz altlardaydık, onlar orta sıralarda.
Herşeye rağmen iki takımın taraftarı açısından derbi maçıydı.
****
Kalede bir dev vardı.
Kaptanımız ve kalecimiz Kayacan Erdoğan.
Tecrübe ve yetenek abidesi.
Hatasız oynadı.
O kadar çok gol çıkardı ki;
Bir puansa, bir puan takıma hediye etti.
****
Deplasman maçlarında siyah giymek adettendi.
Bu gelenek en iyi şekilde uygulandı.
Siyah giyen adamlar böyle bir deplasman maçına damga vurdular.
Eskişehir taraftarının gücünü İzmir'e gösterdiler.
****
Edirne deplasman galibiyeti, üzerine İzmir Karşıyaka deplasman beraberliği.
Önümüzde sahamızda Kelkit lig maçı var.
Maç pazar günü, 14.00'de.
Öncelikli hedef üç puan.
İkinci hedef, sezonun seyirci rekorunu kırmak.
Unutmayın siz varsanız, takım var...

**********

MESAFE TANIMADIK... 

Maç yapabilmek için, Karayolları fidanlığına, Muttalip Çayırı'na ya da Söğütönü köyüne giderdik.
Hiç üşenmez.
Mesafe tanımazdık...
****
Biz gece yarısı toplanıp 23-24 halı saha maçına giden gençlerdik.
Saat önemli değildi.
Hangi saat boşsa, biz oradaydık...
****
Mahalledeki boş arsalara taşlardan direk yapardık.
Kalecilerin eşofmanı ve eldiveni yoktu.
Topun kaleye girmesini önlemek için üzerine ceket atarlardı.
Zorluklar vazgeçiremezdi...
****
Mahallede topu olan çok az çocuk vardı.
En güzel karne hediyesi futbol topuydu.
Topu olan her zaman as kadrodaydı.
Vefalı arkadaşlardık...
****
Her mahallede bir arsa, futbol oynanacak bir saha vardı.
Mahalleler arası deplasman maçlarına çıkardık.
Tatlı atışmalar ve küçük kavgalar olsa da;
Günlerce o maçı konuşurduk.
Deplasman kültürünü çocuk yaşlarda öğrendik...