İşçiler kendi can güvenliğini sağlamaktan, suçsuzlar suçsuz olduklarını, haklılar haklı olduklarını ispat etmekten sorumlu ya bu ülkede...
***
Öğrenciler eğitimlerini finanse etmekten sorumlu, kadınlar şiddet ve tacize karşı mücadele etmekten sorumlu ya...
Ekonomi bozulduğunda aynı vergiyi iki kere ödemekten, yaşanan afetler sonrası ibanlara para göndermekten sorumlular ya...
***
Emekliler 14 bin lira ile geçinme mucizesini göstermeden, kiracı maaşının neredeyse tamamını ev sahibine vermekten, bebekler hastanede ölmemekten, çocuklar okula aç gidebilmekten, gençler gelecek endişesi yaşamaktan sorumlu ya.

Ormanlar yakılmamaktan, sahiller talan edilmemekten, madenciler canlarını korumaktan, seçmenler seçimlerde oyların güvenliğini sağlamaktan, vatandaş kriz ortamında soğan-ekmek yiyerek idare etmekten, hayvanlar kendi can güvenliğini sağlamaktan  sorumlular ya.
***
Kısacası...
Ülkede sorumlu olması gereken kişi, kurum ve kuruluşların haricinde resmen herkes her konuda sorumlu ya...
***
Bir de bunların tümü yetmiyormuş gibi İnsanlar bir de, ranta karşı doğayı, çevreyi, suyu asıl koruması gerekenlerden korumaktan sorumlu oluyor iyi mi?
***
Baksanıza; Tepebaşı ve Mihalgazi sınırları içinde kalan, Orta Sakarya havzasını mahvedecek olan, başta Alpagut-Atalan olmak üzere Altın ve Gümüş maden projelerine karşı müthiş, şehrin tarihine geçecek ve son derece kıymetli bir direnç gösteriliyor...
Ne diyelim?
İyi ki de her şeyden sorumlu olup, sorumluluk hissedenler var...
Zira...
Asıl sorumlu olması gerekenlerden pek de hayır yok...

Protesto-9

BU DOĞRU BİR YÖNTEM VE ANLAYIŞ DEĞİL...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 23 Mart 2025’te tutuklanmasının ardından Saraçhane'de düzenlenen yasa dışı gösterilere katıldıkları iddiasıyla hakkında iddianame hazırlanan 139 kişiden biri olan Berkay Gezgin için siyasi yasak talep edilmiş...
***
2019 yerel seçim sürecinde "Her Şey Çok Güzel Olacak" sloganıyla gündeme gelen 22 yaşındaki Berkay Gezgin, CHP’nin yakın zamanda yapılan kurultayında Parti Meclisi üyeliğine seçilmişti.
***
22 yaşındaki bir genci siyasi yasak talebi ile yargılamak, olayların hukuki olmaktan tamamen çıkıp, tamamen adeta siyasi bir mecraya girdiğini gösteriyor...
***
Bir yandan gençlere “Sokağa çıkmayın, siyaset yapacaksanız meşru mecrada düşüncelerinizi dile getirin” diyeceksiniz, diğer taraftan siyaseten bir konum elde etmiş gençleri siyasi yasak talebi ile yargılayacaksınız...
Bu çok da doğru bir yöntem ve anlayış gibi gelmiyor...

B E R K A Y

2019 SEÇİMLERİNİN HEMEN SONRASINDA YAPMIŞTIK BU TESPİTİ...

-Seçmenin yüzde 41’i, 18 ila 30 yaş arasında ve aynı zamanda bu yüzde 41’lik genç seçmen lise ve yüksek öğretim görmüş.
-18 ila 30 yaş aralığında olan lise ve yüksek öğrenim görmüş seçmenin neredeyse yüzde 75’i son yapılan referandumda “Hayır”oyu vermiş.
-Aynı genç seçmenin yüzde 70’e yakını son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a, Milletvekili genel seçiminde de AK Partiye oy vermemiş.
-Son yapılan mahalli idareler seçiminde ise bu oran yeni seçmenlerle birlikte daha da yükselmiş.
-Bu sözünü ettiğimiz gençlik aynı zamanda gelişen her olayı, soran, sorgulayan, sosyal hayat ve sosyal medya ile ilişkilendiren bir gençlik.
-Ailesinin yaşantısı ve düşüncesini olduğu gibi kabullenmeyip, karşılaştığı farklı fikirleri Okul kantinlerinde, cafelerde, sinema ve benzeri sosyal aktivitelerde tartışıp, muhakeme yapabilen de bir gençlik aynı zamanda.
-Önüne konulan tercihi peşin peşin kabullenme yerine özellikle sosyal medya ve sosyal çevre üzerinde karşılaştığı örneklerle ret edebilen de bir gençlik.
-Yaşamı sınırlandıran, özgürlükleri azaltan ve baskı altında tutan siyasi düşüncelere karşı popüler kültür hayatını yaşama taraftarı olan bir genç nesilden bahsediyoruz.
-Belki de o yüzden kentleşme ve eğitim arttıkça AK partiye olan mesafe de artıyor.
-Belki de o yüzden önüne koyulan tercihi kabul etmeyen bu genç nesil, soran, sorgulayan ve sorguladığını da sosyal hayatla ilişkilendiren bu yapısı nedeniyle AK Partiye oy vermiyor.
-Belki de o yüzden, sosyal hayata ve özgürlüğe müdahaleci olarak gördüğü AK Parti düşünce tarzının yaşamak istediği popüler kültür hayatı önünde bir engelmiş gibi görüyor.
Tüm bu anlattıklarımız açık seçik gösteriyor ki:
AK Parti’de ciddi bir gelecek problemi var.
Çünkü…
AK Parti gençlerin oyunu alamıyor.
Çünkü…
Gençleri partiye monte edemiyor.
Ve çünkü…
AK parti, AK partili ailelerin çocuklarının ailesi gibi düşünmemesine engel olamıyor.

NOT-Bu yazıyı son yapılan referandum ve  2019 seçimlerinin hemen sonrasında kaleme almış ve tespitte bulunmuştuk. Özellikle gençler üzerinden yaptığımız bu tespitin son yaşanan olaylar göz önüne alındığında ne kadar isabetli olduğu ortaya çıkıyor sanki...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,