Ah şu hayırsız komşu! 
Şu Yunan Milleti… 
 “Eceli gelen köpek cami duvarına işer” misali kudurdu da kudurdu. 
Durmadan havlayıp duruyor. 

Konstantinos Floros adında bir genelkurmay başkanları var. 
 Ağababalarını arkalayıp yine kükremiş: 
 
“Bize kim ne zaman saldırmaya karar verirse,  ona şimdiden haber verin ki, önünde yeni bir Maraton, yeni bir Salamis ve yeni bir 731 bulacaktır.” diyesiymiş. 
 
Bu adam Yunan mitolojisini, gerçek zannetmiş. 
Halbuki mitoloji demek düpedüz masal demek. 
Neymiş efendim, kaç bin yıl önce üçyüz bin kişilik Pers ordusunu 731 Yunanlı durdurup yenesiymiş. 
Hadi bu olayın yalanını yanlışını bir kenara bırakalım. 
Eğer bu masala inanarak söylüyorsa, bu adamı birileri uyarmalı: 
“Ula oğlum akıllı ol; karşında Pers Ordusu yok, Türk Ordusu var!”  
O dediğini ancak Türk Ordusu yapar.  

Mesela, tarihte “Çirmen Savaşı” diye bir savaş vardır: 
Lala Şahin Paşa keşif amacıyla, yaklaşmakta olan Sırpların öncülüğündeki Haçlı Ordusunu takibe başlar. Amacı keşif yapmaktır  Meriç nehrine kadar gelen Haçlı ordusunu fark ettirmeden takip eder. Birliğinin tümü 800 Akıncı’dan ibarettir. Haçlı ordusu mola verip dinlenmeye geçmiştir. 
Lala Şahin Paşa gecenin geç bir saatini bekler; sonra akıl almaz bir cesaretle davullar meşaleler eşliğinde ani bir hücum başlatır. İlk, Sırp komutan Prens Vukaşin’in karargahı basılıp öldürülür.  
Türk Ordusu tarafından dört bir yandan basıldığını zanneden Sırp Ordusu paniğe kapılır. İnsan havsalasının almayacağı bir zaferdir bu. Yalnızca 800 kişiden ibaret Türk Keşif Birliği, 80 000 kişilik Sırp ordusunu perişan etmiştir.  
Ey yaramaz komşu, mitoloji falan değil… 
Tarih bu, tarih ! 
 

Bu hayırsız komşu yine kaşınıyor. 
 Malazgirt Savaşı’ndan bu yana, Türk Milleti’nden yediği kötekleri unutmuş görünüyor.  
Yüzyıllardır varlığını Türk Milleti’nin hoşgörü ve âlicenaplığına borçlu olduğunu düşünmeden ağababalarının fişteklemesiyle horozlanıp duruyor.  
Tıpkı padişahların erkekliğiyle övünen haremağaları gibi…  
Birileri kulağına fısıdamalı bunların: 
“Başkasının erkekliğine güvenip gerdeğe girilmez!” 
 
*  
“Milletlerin toplumsal yapısı, ahlâk anlayışı, zihinsel kodları, kültür ve anlam dünyaları mitolojilerinde saklıdır” derler.  
Hele şunların tanrı diye uydurduklarının rezaletlerine bir bakın:  
İnsanın yüzünü kızartan her türlü ahlâksızlık, yalan, dolan, riya, alavere dalavere, entirika, ihanet… 
Şeytaniyet namına ne ararsan var. 
Yedikleri haltları bir hayli kısalttım; ve sansürleyerek yazmak zorunda kaldım. 
POSEIDON  
Medusa’ya çocuk olmasına rağmen tecavüz etti.  
Kendi kız kardeşi Demeter'e de tecavüz etti.  
Kız, Poseidon'dan kaçıp kurtulmak için kendini kısrağa çevirmesine rağmen yine kurtulamadı; kendini aygıra çevirip yine tecavüz etti.  
Odysseus'a hayatı zehir etti.  
Bir boğayı Kral Minos'un karısına tecavüz ettirdi.  
Yetmedi, canı sıkıldıkça deprem yarattı. 

 
ZEUS:  
Çok Fazla metresi vardı. Sırf Hera'yı çapkınlıklarından uzak tutup dikkatini dağıtmak için ayrı bir peri tuttu. Bir boğaya dönüşüp Europa'ya tecavüz etti. Bir kadını kaplumbağaya dönüştürdü. Bir genci yıldırım ile öldürdü. Prometheus'un ciğerinin her gün dev bir kartal tarafından yenmesini sağladı. 
 Çok çirkin diye çocuklarından birini Olimpos Dağı'ndan aşağı attı. 

HADES  
Persephone'yi kaçırdı ve hayatını tam anlamıyla cehenneme çevirdi. Theseus ve Pirithous'u yılanlarla yeraltına hapsetti. 

DIONYSUS 
Pentheus'u kandırarak ormana gönderdi ve kendi annesinin onu parçalara ayırmasını sağladı. Kral Lycurgus'a kendi oğlunu öldürtü.  

HEPHAESTUS 
Karısı Afrodit'i yatakta Ares ile yakaladı. Onları balık ağına hapsedip Olimpos Dağı'nda herkese ifşa etti. Annesini sihirle bir tahta oturttu ve kadıncağız bir daha o tahttan kalkamadı. 

PAN 
Aşık olduğu Syrinx'i bir flüte dönüştürdü. Diğer aşkı Echo'yu karşılık göremediği için öldürttü. Çobanlara nasıl ………yapılacağını öğretti. Pisliğini koyun derisine sarıp, Ay Tanrıçası Selene'yi kandırdı 

ARES 
Afrodit evliyken onunla birlikte oldu. Afrodit'e aşık olan başka bir tanrı Adonis'i öldürdü. Olimpos Dağı'nda insan derisinden taht yaptırdı. Öylesine süfli, öylesine rezildi ki hiç bir şehir onu istemedi. 
 

Tanrıları böyle olan bir milletden başka ne beklenir ki… 

Siz de diyeceksiniz ki bu milletin takdir edilecek hiçbir meziyeti yok mu? 
Olmaz mı? 
İyi kaçarlar. 
O yüzden Maratonu icat etmişlerdir.  
Mehmetçiğin süngüsü önünden, Dumlupınar’dan İzmir’e kaçtıkları nasıl unuturuz?