Büyükşehir belediye meclisinde Hal Caminin yıkılacağı iddiası gündeme getirildiğinde Yılmaz Büyükerşen bunun siyasi bir oyun, siyasi bir kumpas olduğunu söylüyor.
Bu komedinin yaşanmasına neden olanların bir de milletvekilli olmaya niyetlendiğini ifade ettikten sonra şu cümleleri kuruyor:
“Hastanelerde trafik kazalarında tazminat için komisyoncu çalıştıranlar, emlak alım-satımlarında komisyoncu kullananlar, bununla yetinmiyor olacaklar ki milletvekilliğine niyetlenmişler. Allah akıl fikir versin. Allah zihinlerini açsın”
***
Sözlerinin içinde sık sık geçen “komisyoncu” vurgulamasını okuduğumuzda kendisine sorma gereği duyduk…
Büyükerşen’e “Nedir bu sıklıkla vurguladığınız komisyoncu meselesi?” diye…
“Anlatayım” dedi ve başladı anlatmaya…
***
Gazetecilik yaptığı yıllarda Doktorlar Caddesi olarak da bilinen İstasyon Caddesi’nde gün boyu dolaşan, bazen dükkanların önünde, bazen cadde üzerinde volta atan ve ne iş yaptığı belli olmayan bir takım insanlar varmış.
Birileri uyarmış Büyükerşen’i…
“Bu insanlar bütün günü bu cadde üzerinde geçiriyor. Takip et bu işsiz güçsüz aylak insanları. Sana güzel haber çıkar” demişler.
O da bunun üzerine, bu insanların bütün günü Doktorlar Caddesinde hangi amaçla geçirdiğini öğrenmek için başlamış araştırmaya…
***
Önce Cadde üzerinde bulunan ve önceden de tanıdığı bir doktorun muayenehanesine gitmiş.
Haber yapacağını söyleyerek sormuş “Bu insanlar bütün gün cadde üzerinde niye volta atıyor?” diye…
Doktor “Aman ha haber falan yapayım deme sakın!” demiş önce.
Ardından da “Onlar bizim velinimetimiz” diyerek anlatmış meseleyi.
***
Meğer gün boyu Doktorlar Caddesi üzerinde volta atan, sık sık dükkanlara ve cadde üzerindeki binalara girip çıkan o insanlar, rahatsızlıklarına çare aramak için özellikle köy ve ilçelerden gelen insanları hem kıyafetlerinden hem de tabelalara bakarak gezmelerinden tespit ediyormuş
Sonra da bu insanların yanına yaklaşıp, rahatsızlıklarını soruyor, aldıkları cevaba göre de “Bu konuda en iyi doktor şu” diyerek, kollarına girdiği hastaları anlaşmalı olduğu doktorların muayenehanelerine kadar götürüyor, bunun karşılığında da akşam olduğunda götürdüğü hasta kadar komisyonlarını alıyormuş.
***
Hikayeyi anlatınca “O dönemin komisyoncu çalıştıran bazı doktorları gibi bugünün komisyoncu çalıştıran siyasetçileri mi var?” diye sorduk…
“Evet, var” dedi…
“Dahası bununla da yetinmeyip, milletvekili bile olmak istiyorlar.” diye de ekledi.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ESOGÜ REKTÖRÜ GEREĞİNİ YAPMIŞ…
Bir süre önce bu sütunlarda dile getirmiştik konuyu.
Osmangazi Üniversitesi’nde personelden sorumlu yetkili bir ismin eşini hastanede çalışmak üzere geçici işçi olarak işe aldırdığı, bu durumun hastanede rahatsızlığa neden olduğunu, yapılan işin hiç de etik olmadığını dile getirmiştik.
Üç aylık da olsa o işe ihtiyacı olan yüzlerce insan dururken yetkili bir ismin eşinin işe alınmasının vicdanları da rahatsız edeceğini ifade etmiştik.
Aldığımız habere göre Üniversite rektörü olaya el koymuş.
Yetkilinin eşinin iş akdi feshedilmiş.
Bize göre doğru olan yapılmış…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SAHİPSİZLİĞİN DE UMURSAMAZLIĞIN DA BU KADARINA PES!
Yer Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarının Şeker Fabrikası arka girişi ile kesiştiği yer.
Pancar Kamyonları Şeker Fabrikasına bu kapıdan girip, pancarı teslim ediyor.
Kamyonların kasalarında kalan toprak da çıkışta işte bu noktaya, yani bulvarın üzerine boşaltılıyor.
Bulvar yol boyu bu toprak yığınlarıyla dolu.
Gelip geçen araçlar bu çamur ve toprağı bulvar boyunca hatta şehir merkezine kadar taşıyor.
Defalarca şikayet edilmiş.
Zabıta defalarca gelip zabıt tutmuş.
Ama ne çare?
Ne Şeker fabrikası bu duruma engel olmak için bir şey yapmış ne de pancar getiren kamyonlar kasalarında kalan toprağı bu bulvar üzerine dökmekten vazgeçmiş.
Tepebaşı belediyesinin astığı ve toprak dökmenin yasak olduğunu belirten pankartı da işe yaramamış.
Ne diyelim?
Sahipsizliğin de umursamazlığın da bu kadarına pes doğrusu!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,