Geçtiğimiz hafta sonu tarihi Odunpazarında birkaç saat geçirme imkanımız oldu.
Abartmıyorum kalabalıktan sokaklarında güçlükle yürüyebildik.
***
Balmumu, Cumhuriyet ve Modern müzeler başta olmak üzere önlerinde oluşan metlerce kuyruklara yiyecek-içecek yerleri ile hediyelik eşya satan dükkanların önünde büyük kalabalıklara bizzat şahit olduk...
***
Ellerindeki bayraklarla önden yürüyen rehberlerin arkasındaki turist guruplarının biri neredeyse her sokağa döndüğümüzde karşımıza çıkıyor, küçük büyük hemen her mekanda oturacak yer dahi bulmak mümkün olmuyordu.
***
Kısacası...
Sanat sokağından Kurşunlu Külliyesine kadar adeta insan selinin oluşturduğu bir tabloya tanık olduk tarihi Odunpazarında...
Odunpazarı belediyesinin düzenlediği Cam ve Lületaşı Festivallarinin etkinliklerinin de olması, bölgeyi ziyaret edenlere ayrı bir sürpriz olurken, hafta sonuna da ayrı bir renk katmış oldu.
***
Bu arada şehir dışından gelen birkaç aile ile görüşüp, onlarla sohbet edip, tarihi Odunpazarını nasıl bulduklarını da sorma fırsatımız oldu.
Görüştüğümüz ailelerden üçü ilk kez geldiklerini ve tarihi Odunpazarı bölgesini gezmekten son derece keyf aldıklarını söylediler...
***
Ancak...
Bize mi tesadüf etti bilmiyorum ama bu üç aile, kendileri burayı gezmekten büyük keyif alırken küçük çocuklarını çok da mutlu edemediklerini söyleyerek “Çocuklar yoruldukları için yürümekten çok hoşlanmıyor. Bizim son derece ilgimizi çeken şeyler onların pek ilgisini çekmiyor. Keşke bölgede çocukların da ilgi duyabileceği mekanlar ve aktiviteler olsaymış, bu gezi bizim olduğu kadar onlar için de anlamlı olurmuş” dediler.
***
Kendilerine özellikle sorduk; çocuklar için ne gibi aktiviteler olabileceğini...
Bir aile “Küçük de olsa bir paten alanı fena olmazdı” dedi örneğin...
Diğeri “Mesela Kukla ya da tiyatro gösteri salonu olsaymış iyi olurmuş. Çocuklar eğlenir ve mutlu olurdu” derken bir diğe aile ise “Müzelerin hepsi büyüklere hitap ediyor, örneğin bir çizgi film kahramanları müzesi de aslında onların ilgisini çekerdi” dedi.
***
Bölge tarihi olduğu için, mekansal sıkıntılar yüzünden pek çok şeyin yapılamayacağını söyledik...
Onlar “İstenirse yapılır. Bakın bir çok şey yapılmış” dediler.
Bu düşüncelerini belediye başkanına ileteceğimizi söyledik, “Valla imkanınız varsa mutlaka iletin. Çocukların mutlu olması bizim mutluluğumuzdan daha önemli” dediler...
***
Buradan bu iletme görevimizi yerine getiriyoruz.
Sonuçta talep taleptir ve değerlendirmeye alınması gerekir.
Umarız Odunpazarı belediye başkan ve yöneticileri bu talep doğrultusunda gerek ailelerin önerileri gerekse kafa yormak suretiyle planlamalar yaparak, bölgede çocukları da memnun ve mutlu kılacak mekan ve etkinlikleri hayata geçirmek için çaba sarf eder...
BU SOKAĞIN TRAFİĞİNİ TEK YÖNLÜ YAPMAK ÇOK MU ZOR?
İsmet İnönü, Eti ve Üniversite Caddelerinin ortasında kalan bir sokak var.
İsmi: Hacı Hüsnü sokak.
Söz konusu sokak sadece iki aracın yan yana geçebileceği genişlikte.
Bir tarafı boydan boya araç parklarıyla kaplı olduğu için sokak tek aracın ancak geçebileceği bir duruma geliyor.
İşin kötüsü, söz konusu sokak çift yönlü kullanılıyor.
Hal böyle olunca da sokağın üzerinde araçlar kafa kafaya geliyor.
Her iki taraftan gelen araçlar kuyruk olduğu için geri geri gitme imkanı da olmuyor, sürücüler bildiğiniz kafayı yiyor!
Dahası...
Bu sokağa giren araçlar bir şekilde İsmet İnönü, Eti ve Üniversite caddelerinin kesiştiği noktaya gelebilirse, bu noktalarda da ister istemez trafiğin kilitlenmesine yol açıyor.
Sözünü ettiğimiz Hacı Hüsnü Sokakta durum böyleyken, herkes bu sokağın neden ısrarla tek yönlü yapılmadığını soruyor?
Sahi!
Günün her saati kafa kafaya gelen araçlar yüzünden kilitlenen bu sokakta trafik akışının rahat sağlanabilmesi için neden tek yönlü hale getirilmiyor?
Niye sürücülere her gün bu sokakta bu işkence yaşatılıyor?
PARTİ İSMİ VE AMBLEMİ BANA SIKINTILI GİBİ GELDİ...
İYİ Parti'den ayrılan Yavuz Aliağıroğlu partisi, önceki gün yapılan tanıtımla Türk siyasi hayatına adımını attı.
Yeni kurulan partinin ismi “Anahtar”, yani A Parti...
Ağıralioğlu'nun partisi ne yapar bilemiyoruz ama partinin belirlenen ismi ve kısaltılmış hali bana biraz yanlış seçim yapılmış gibi geldi.
***
Birincisi: "A" harfi genelde önüne gelen kelimeye hiçlik ve gereksizlik anlamı kattığı biliniyor.
Apolitik, Asosyal, Asimetrik gibi...
Dolayısıyla, A Parti, başına gelen A harfi yüzünden parti olmayan anlamında eleştiri ve dalga geçme konusu haline getirilebilir.
***
İkincisi: Partinin isminin “Anahtar” olması, partinin hedefinin iktidar değil de, iktidara gelecek partilerin ortağı olmak şeklinde algılanabilir.
Kaldı ki; anahtar ambleminin 80 öncesi Refah Partisi tarafından kullanıldığı da hesap edildiğinde, A Partinin hedef kitlesinin milliyetçiler mi yoksa milli görüş mü olacağı kafalarda soru işareti bırakabilir.
***
Sonuç olarak, Yavuz Ağıralioğlu'nun partisinin bana göre parti ismi ve amblemi konusunda yanlış bir seçim yaptığını düşünüyorum.
Bilemiyorum, belki de ben böyle düşündüğüm için yanılıyor olabilirim...