İngiliz uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE), 2024 dünya üniversite sıralama sonuçlarını açıklamıştır. Bu yılki sıralamada 108 ülkeden 1904 üniversite yer almıştır. Türkiye, 75 üniversite ile sıralamaya girerek geçen yılki sayıya 14 üniversite daha eklemiştir. THE, 1971 yılında kurulmasından sonra her yıl dünyanın en iyi üniversitelerinin güncel sıralamasını yayınlamakta, 100’den fazla ülkedeki ortalama 2.000 üniversitenin bilimsel sıralamasını açıklamaktadır. Üniversitelerin Times Higher sıralamasına girmesi için gerekli kriterler şunlardır: Lisans düzeyinde öğretim, sadece tek bir konu alanına odaklanmamak, özel istisnalar listesinde bulunmamak, son 5 yılda 1.000’den fazla yayın ile bir yılda 150’den fazla yayın yapmak.
Bu kriterleri yerine getiren üniversiteler değerlendirilip, ilk 200 üniversite için bireysel, 200-400 arasındaki üniversiteler için 50’lik dilimler, 400-600 arasındaki üniversiteler için 100’lük dilimler, 601-1200 arasındaki üniversiteler için 200’lük dilimler ve ilk binden sonraki üniversiteler için de 1200+ olarak sıralanmaktadır. Üniversitenin kalitesini göstermek açısından konulan kriterler, zorluk derecelerine göre değerlendirilerek her üniversitenin başarı sıralaması bulunmaktadır. Bu yıl ODTÜ sıralamada 351-400 bandında yer almıştır.
ODTÜ, dünya genelinde yüzde 19,70’lik başarı elde ederek, son 11 yılın en yüksek başarı seviyesine ulaşmıştır. THE 2023 yılının listesinde 2022 yılına göre ilk 25’te değişiklikler olmuştur. Bu yılda yedinci defa dünyanın en iyi üniversitesi Oxford Üniversitesi olmuştur. Geçen yıl ikinci sırada yer alan California Institute of Technology bu yıl yedincidir. (https://www.timeshighereducation.com/world-university-rankings/2024/world-ranking#!/length/-1/sort_by/rank/sort_order/asc/cols/stats)
İlk bin arasında İTÜ, 501-600; Bilkent, Boğaziçi, Çankaya ve Hacettepe 601-800; Bahçeşehir, Özyeğin, Yıldız Teknik 801-1000 bandındadır. 24 Türk üniversitesi de 1001-1500 arasında yer almıştır. Her üniversite beş alanda gruplandırılıp, 13 performans göstergesi kullanılarak değerlendirilir: Bunlar; Öğretim, %30 - öğrenci sayısının personele oranı, doktoranın lisansa oranı; araştırma, %30 - araştırma geliri, araştırma verimliliği; alıntı, %30 - araştırma etkisi; sanayi geliri, %2,5 - bilgi transferi, uluslararası görünüm, %7,5 - uluslararası öğrenci oranı, uluslararası personel oranı, uluslararası işbirliği vb.
YÖK Başkanı sayın Özvar, bu yılki üniversite sayısıyla Türkiye'nin; ABD (169), Japonya (119), İmgiltere (104), Hindistan (91), Çin (86) ve Rusya'dan (78) sonra yedinci en iyi temsil edilen ülke unvanını kazandığını açıklamıştır. Özvar, SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada, Türkiye'den 75 üniversitenin bulunduğu THE sıralamasında, Koç, ODTÜ ve Sabancı'nın 351-400 bandında yer aldığını, dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına girdiğini şöyle açıklamıştır: “Bu yıl 108 ayrı ülkeden 1904 üniversitenin yer aldığı THE sonuçları, Türkiye'nin listedeki temsil kabiliyeti geçen yıla göre yüzde 23 arttı. THE, eğitim, araştırma, bilimsel atıf, üniversite geliri, uluslararası görünüm gibi 13 ayrı değerlendirme kriterini bu yıl genişleterek 17'ye çıkarttı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 501-600; Bilkent, Boğaziçi, Çankaya ve Hacettepe üniversiteleri 601-800; Bahçeşehir, Özyeğin ve Yıldız Teknik üniversiteleri ise 801-1000 bandında yer buldu. Böylece THE sıralamasında Türkiye'den 11 üniversite ilk bine girerek dikkat çekici bir başarı elde edilmiş oldu. 24 üniversitemiz de 1001-1500 diliminde konumlanmış görülmektedir. Kalan 40 üniversitemiz ise 1501-1904 bandında yer edinmiş durumda.”
Yükseköğretimde niteliği artırmaya dönük çabalarının sonuç verdiğini görmenin kendilerini mutlu ettiğini açıklayan YÖK Başkanı, önceki yıllarda sıralamaya giren üniversitelerimizin çoğunun mevcut dilimdeki yerini koruduğunu ya da bir üst banda geçtiğini belirterek, “Söz gelimi ilk 500'e giren ve 351-400 bandında listelenen üniversitelerimizin üçü de buraya bir alt (401-500) veya iki alt (501-600) dilimden yükseldi. 501-1000 bandındaki 8 üniversitemizden ikisi hariç sıralamadaki yerini ya korudu ya da yükseltti. Benzer şekilde 1001-1500 bandındaki 24 üniversitemizden yalnızca 5'inin sıralamasında sınırlı bir düşüş oldu” demiştir.
Sayın Başkan’ın bu değerlendirmesinden sonra, bir önemli konuyu Başkanı’nın bilgi ve değerlendirmesine sunmak istiyorum. Aşağıda yer alan 9 kriter, Ankara’da bir vakıf üniversitesinde profesör atamasında kullanılmış, söz konusu kriterler ile ataması yapılan öğretim üyesi daha sonra Dekan yapılmıştır. Bu atamanın yapılacağı atamadan 4 ay önce açıklanmış olmasına rağmen ilgili üniversite bu durumu yok saymıştır. Aşağıdaki 9 kriter ile yapılan atama, 5 yılın sonunda Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Daha da kötüsü, ’Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir… Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” hükmüne rağmen sadece bir kişiye uygulanmış, daha sonra aynı üniversitede yapılan bir diğer atamada söz konusu 9 kriter uygulanmayarak anayasanın “eşitlik ilkesi” de ihlal edilmiştir.
Aşağıdaki 9 kriterden YÖK Başkanı Özvar’ın bilgisi olduğunu sanmıyorum. Eğer olsaydı gereğini yapardı. Bu nedenle 9 kriter 5 Temmuz 2023 tarihinde CİMER kanalıyla YÖK’e gönderilerek, kriterlerin geçerli olup olmadığı sorulmuştur. Söz konusu 9 kriter ile yapılan atamada imzası olan öğretim üyeleri hakkında YÖK gereğini yapmalıdır. Eğer yaparsa ölümüzdeki yıllarda çok daha fazla üniversitemiz değerlendirmeye girebilir. İşin komik tarafı şudur: İmza sahibi öğretim üyeleri görevlerini kötüye kullanmış olmalarına rağmen görevlerine devam edebilmektedirler. Acaba bundan sonra profesör olmak için adayın “genç” olmasına bakılacak, eğer genç değilse “dinamik” de olmadığı için profesör ataması yapılmayacak mıdır? THE bu konuda bilgi sahibi olursa, bu durumu acaba nasıl değerlendirir? THE’nin bilgi sahibi olabilmesi için kriterler İngilizceye çevrilmiştir.
Aşağıda yer alan açıklama yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır:
Oscar Wilde derki: “Biri gerçeği söylerse, bir diğeri er veya geç yalanının ortaya çıkacağından emin olmalıdır."
Mark Twain de doğru bir tespit yapmıştır: “Gerçek ayakkabılarını giymeden, yalan dünyayı üç kez dolaşır.”