Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Lefke bölgesinde, Gemikonağı ile Yeşilyurt arasında bir maden sahası var.
***
Amerikalı CMC şirketi 45'li yıllardan başlayarak bu madenden Bakır ve Altın madeni çıkartmış.
Kendi kurduğu raylı sistemle çıkarttığı Bakır ve Altın madenini yine kendisinin kurduğu büyük bir iskele vasıtasıyla denize ulaştırıp, buradan gemilere yükleyerek götürmüş.
***
Yıllarca işlemiş sözünü ettiğimiz madeni.
Ta ki 74 yılında Kıbrıs Barış Harekatı oluncaya kadar.
Kıbrıs Barış Harekatı ile söz konusu maden Türk topraklarında kalınca kapatılmış.
Madeni işleten Amerikalı firma da tasını toprağını alıp gitmek zorunda kalmı.
***
Sözünü ettiğimiz maden, kapatıldıktan sonra, yani tam 50 yıldır kullanılmıyor.
Kapatılmasının üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen maden sahası içinde 30 bin ton atık ve bu atığın içinde de siyanürün hala bulunduğu iddia ediliyor.
***
Üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen koskoca maden sahasında hala bir tek ot yetişmiyor.
Denizin yanı başında olan ve gerek turizme açılması gerekse tarım yapılması halinde milyonlarca lira katma değer sağlayacak olan maden alanı adeta Mars'ın yüzeyinden farksız bir halde.
***
Hani şu sıralar Alpagut'ta siyanürle Altın madeni çıkartılmak isteniyor ya...
Bu madenin açılmasını isteyen ve siyaseten bu madenin açılmasını savunarak, karşı çıkanları da terörist falan ilan edenler, bilgisayarlarından Google Eart'ü açıp, Lefke bölgesindeki madenin harita görüntüsüne bir bakıversin!
***
Kapatılmasının üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen hala üzerinde ot bile bitmeyen maden sahasının sapsarı görüntüsüne 30 saniye bakıp, ondan sonra Alpagut'ta açılmak istenilen Altın madenini savunsun!
Tabi karşılaşacakları görüntü hala içlerine sinerse!

ADALETİN BU MU DÜNYA!

Zamanın birinde bir hırsız bir adamın evine balkondan girmeye çalışırken tutunduğu ahşap parçasının kopması sonucu aşağı düşer. Hırsız aşağı düşünce de ev sahibi hırsızı yakalar ve zamanın kadısı Kadı Karakuşî'nin huzuruna çıkartır.Şikayetini anlatır. 
***
Kadı ev sahibini dinledikten sonra adamlarına emreder: 
-Götürün bu hırsızı asın. 
Hırsız hemen savunmaya geçer. 
-Muhterem kadı. Asıl ben ev sahibinden şikayetçiyim. Balkonu sağlam olmadığı için düşüp kolumu kırdım. Oysa balkonu sağlam olsaydı mesleğimi sessizce icra edip oradan çıkacaktım. 
***
Karakuşî Kadı '' Haklısın'' der ve adamlarına emreder: 
-Ev sahibini asın! 
Ev sahibi can havliyle yalvarmaya başlar. 
-Kadı Efendi. Benim ne kabahatim var. O balkonu marangoz yaptı. Sağlam yapsaydı. 
***
Karakuşî Kadı '' Haklısın'' der ve emreder: 
-Gidin o marangozu bulun getirin ve asın! 
Marangozu getirirler. O da meseleyi öğrenince can havliyle atılır. 
-Kadı efendi vallahi ben o balkonu yaparken aşağıdan bir kadın geçiyordu. Kadın öylesine güzel bir ferace giymişti ki o feracenin renklerine takıldım kaldım. O yüzden balkona özen gösteremedim. Benim kabahatim yok. Tüm kabahat kadında. 
***
Kadı yine '' Haklısın'' dedikten sonra emreder: 
-Gidin bana o kadını getirin. 
Kadını getirirler. Bu sefer de kadın konuşur. 
-Vallahi benim bir suçum yok kadı Efendi. Boyacı olacak alçak benim feracemi bu kadar alımlı ve dikkat çekici bir boya ile boyamışsa benim ne suçum olabilir ki?
***
Kadı bu sefer de boyacıyı çağırır. Zavallı boyacının aklına kendisini kurtaracak bir tane bile bahane gelmeyince Kadı Karakuşî emreder: 
-Boyacıyı derhal idam edin! 
Görevliler boyacıyı idam etmek üzere giderler ve az sonra gelirler. 
-Kadı efendi. Boyacının boyu darağacından uzun olduğu için asamadık. 
Kadı Karakuşî emreder: 
-Öyleyse gidin boyu darağacına uygun bir boyacı bulup idam edin. 
***
-Anayasa mahkemesinin almış olduğu karar mecliste uygulanmıyor.
-Bir gencin ölümüne neden olmaktan üstelik yüzde yüz kusurlu olduğu ortaya çıkan Kızılay başkanının kızı serbest dolaşıyor.
-40 yıl hapis cezasıyla yargılanan Dilan Polat tahliye ediliyor.
-Sokakta röportaj veren Dilruba isimli kadın tutuklanarak cezaevine atılıyor.
Bizdeki adaleti galiba yukarıda yazdığımız fıkranın kadısı sağlıyor!

BU İŞİ RESMEN TERÖRE DOĞRU GÖTÜRÜYORLAR

Aracınızla yolda gidiyorsunuz, bir anda yanınızdan bir motokurye geçiyor hızla.
Aynı motokurye sonra bir anda önünüze kırıyor.
***
Kırmızı ışıkta duruyorsunuz, tam yeşil ışık yandı kalkacaksınız, bir de bakıyorsunuz hangi ara geldiyse önünüzde başka bir motokurye.
İki saniye geç kalsanız frene basmakta, alın başınıza belayı.
***
Sola döneceksiniz, sağınızdan gelip, önünüzden sola dönüyor, sağa döneceksiniz, solunuzdan gelip aynı şekilde sağa dönüyor.
Altınızda ezilip gidecek.
***
Aracın aynalarına bakıyorsunuz arkanızda kimse yok. Bir daha bakıyorsunuz iki saniye içinde üç-dördü sarmış etrafınızı
***
Kaldırımda yaya olarak yürüyorsunuz.
Tam önünüzdeki yayayı geçmek için adımınızı sağa attığınızda, motokurye ile burun buruna geliyorsunuz.
***
Valla sizi bilmem ama bu moto kuryeler resmen trafik terörüne doğru işi götürüyor!