Eskişehir'deki iktidar partisinin aktörleri, CHP'li belediyelerin yerine getirmesi gereken ama yerine getirmedikleri işler üzerinden belediyelere yükleniyor...
***
Eskişehir'deki CHP'liler ve CHP'li belediyelerin aktörleri ise iktidarın şehre yapması gereken ama yapmadığı ya da yapamadığı hizmet ve yatırımlar üzerinden iktidarı vuruyor.
***
Her iki taraf da elbette haklı...
Elbette birbirlerinin yapmadıkları, yapamadıkları işleri dile getirip, birbirlerini eleştirecekler.
***
Fakat...
Her iki taraf da nedendir bilinmez “Tamam, birbirimizi yapılması gereken ama yapılmayan işlerden dolayı eleştirelim ama bu şehirde, ancak birlikte yaparsak mümkün olabilecek işler var. Bari bu işleri birlikte yapalım. Nasıl olsa birbirimizi eleştireceğimiz çok konu var. En azından bu şehir için birlikte bir-iki işi birlikte yapalım ki, şehri düşündüğümüzü de ispat etmiş olalım” demiyor!
***
İki taraf da sadece, yaptıklarıyla övünüp, karşı tarafın yapmadığı ya da yapamadığını eleştirmeye takmış kafayı...
Bu kafa ile bu şehrin dertleri mi biter Allah aşkına?
ÇOK KORKUNÇ BU RAKAMLAR...
-Her 100 kişiden sadece 1’i kitap okuyor…
-Her 100 kişiden sadece 1’i sanat etkinliklerine katılıyor.
-Her 1000 kişiden sadece 3 kişi gazete okuyor.
-Her 1000 kişiden sadece 1 kişi müze geziyor.
***
Gelelim Televizyon izleme meselesine.
-Her 100 kişiden 78’i televizyon izliyor.
-Her 100 kişiden 37’si dizi izliyor.
-Her 100 kişiden76’sı evlilik programlarının sıkı takipçisi.
-Her 100 kişiden 32’si haberleri izliyor.,
-Her 100 kişiden sadece 1’i belgesel izliyor.
***
Şimdi birde İnternete gelelim…
İnternet ortamında…
-Her 10.000 kişiden 1’i kültür ve sanat haberleriyle ilgileniyor.
-Her 100 kişiden 39’u siyasi haberlere ilgi duyuyor.
-Her 100 kişiden 78’i dini haberlere ilgili.
-Her 100 kişiden 80’i pornografi ile ilgili.
***
Ve son bir rakam…
Halkın borçluluk oranı yüzde 78,3.
Bu rakamlardan oluşan liste internet ortamında sürekli dolaşıyor.
Rakamlar korkunç.
Toplum olarak endişe duymamız gereken rakamlar bunlar.
İnsanın hem inanası gelmiyor bu rakamlara hem de “bu rakamlar yanlıştır” diye düşünemiyor…
İZAHI OLMAYAN ZAMMIN BARİ MİZAHI OLSUN!
Toplu sözleşme pazarlığından yeni çıkmış sendika başkanı, salonda toplanmış isçilere ateşli bir söylev çekmektedir:
"Yoldaşlar! Yönetimle yeni bir sözleşme yaptık. Bundan böyle haftanın dört günü daha çalışmayacağız!"
Kalabalık, "Yaşasın!" diye bağırır.
***
"Çalışma saatimiz beşte değil, dörtte bitecektir!"
“Yaşaaaa. Varolllll”
***
"Çalışmaya dokuzda değil, on birde başlayacağız!"
"Helaaallll olsunnnn"
***
"Maaşlarımız yüzde 150 artacaktır!"
"Vaaaaaauuuuuvvvv! Çok iyi yaaa"
***
"Yalnızca çarşamba günleri çalışacağız!"
Bu sözün ardından derin bir sessizlik olur.
Derken arkalardan bir ses duyulur,
"Her çarşamba mı ?"
***
Çalışma hayatı çok zor.
Başta asgari ücret olmak üzere ücretler resmen yerlerde sürünüyor.
Şu sıralar önümüzdeki yılın ücretleri belirlenecek.
Görünen o ki, belirlenecek olan ücretler çalışanlar tatmin etmeyecek.
Söylenenlere bakılırsa izahı olmayan bir zam oranı ortaya konulacak.
Biz de “Madem izahı yok mizahı olsun” dedik...
Gerçi hiçbir çalışanda gülecek hal de kalmadı ya, o da ayrı bir mesele...