AK Parti'nin Büyükşehir Belediye başkan adayı büyük ihtimalle Nebi Hatipoğlu olacak...
Çoğu AK Partili bile “Bu iş bitti. Hatipoğlu işini en tepeden halletti. Partinin Büyükşehir adayı olarak onun ismi açıklanacak” diyor.
***
Yılmaz Büyükerşen “Aday olacak mı olmayacak mı?” tartışmaları arasında geçen sürecin sonunda aday olmaya karar verdi ve müracaatını yaptı.
CHP'liler “Bu iş bitti. Hoca 6'ncı defa aday. Genel merkez bugün yarın ismini aday olarak açıklar” diyor...
***
Bunlar her iki parti çevresinde söyleniyor söylenmesine de, kamuoyunda hala bu isimlerin adaylığına yönelik bir şüphe var...
***
Örneğin Nebi Hatipoğlu için “Benim bildiğim AK Parti Nebi Hatipoğlu'nu Büyükşehir adayı göstermez” diyen de, “Yılmaz Hoca; ya son dakikada aday olmaktan vazgeçer, ya da genel merkez kurultayda destek vermediği için aday yapmaz” diyen de bir hayli insan var...
***
Sonuç olarak:
Önümüzdeki mahalli seçimlerde Büyükşehir adaylığı için Nebi Hatipoğlu ile Yılmaz Büyükerşen'in karşı karşıya geleceğini her iki parti çevresi de kabullenmiş.
Ancak...
Kamuoyunda hala nedendir bilinmez bu isimlerin aday olamayacağı ihtimalinin olduğunu düşünülüyor.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SON HIZLA DUVARA DOĞRU GİDİYORUZ...
Ülkenin siyasal ve düşünce anlamında ikiye bölünmesi ve bu durumun sürekli körüklenmesi, toplumda fena bir hastalığın yayılmasına neden oldu.
Bu hastalık şu sıralar yoğun bir biçimde sosyal medyada gösteriyor.
***
Oldukça masumane paylaşımlar bile sosyal medya üzerinde linç sebebi haline geldi.
Bir fikrinizi söylemeye falan kalkmayın…
Anında sizi aforoz edecek birileri mutlaka çıkıyor.
***
Söylediğinizin doğru ya da yanlış olduğuyla hiç kimsenin ilgilendiği bile yok.
İnsanlar“biri bir paylaşımda bulunsa da bütün hırsımı ondan çıkartsam”diye klavye başında bekliyor
***
Örneğin:
Sosyal medyada öylesine ruh hastaları var ki, o gün morali bozuksa, herkesin moralinin bozuk olmasını istiyor.
Morali düzgün birine tahammülü dahi olmuyor.
***
İşte sözünü ettiğimiz bu durumu son günlerde bizim meslekte de yaşamaya başladık.
CHP ile ilgili bir eleştiri yapıyoruz, adam ya arıyor ya da sosyal medya kanalıyla“Sana ne bizim partiden? Sen CHP’li misin? Bırak da bizim partiyi biz düşünelim”diyor.
***
AK Parti ile ilgili bir eleştiri kaleme alıyoruz, bu defa benzeri davranış bu cenahtan geliyor ve“Bırak artık bizim partinin yakasını. Bizim partimizden sana ne? Sanki bir oyun nasip oldu da”falan deniyor…
***
Onların dangalakça dile getirdikleri haklılık gerekçelerini yerine getirmeye kalksak, CHP’yi ve AK partiyi yazmadan önce gidip her iki partiye üye olmamız lazım.
***
Velhasıl…
Fena bir yolda etrafı kıra döke gidiyoruz…
Bakalım bu yolun sonunda hangi duvara toslayıp, kafamızı-gözümüzü yaracağız…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
AHLAKİ ÇÖKÜNTÜMÜZÜ EN İYİ ANLATAN FIKRA BU!
Ülkede ahlaki bir çöküntü yaşanıyor.
“Bu hal nereye gidiyor böyle?” diye sorduğumuz bir dostumuz, “Önce sana bir fıkra anlatayım. Sen durumdan vazife çıkar” diyerek başlamıştı anlatmaya...
***
Seçim kampanyasında, "Her vatandaşımla tek tek ilgileneceğim" sloganını kullanan Temel, seçimi ezici bir üstünlükle kazanmış.
Başkan olan Temel, bu sözünü tutmak için bir cezaevini ziyarete gitmiş.
***
Mahkumlara sorular sormaya başlamış:
- Sen niçin buradasın?
- Kader kurbanıyım Sayın Başkanım, suçsuzum!..
Başka bir mahkuma sormuş:
- Sen niçin buradasın?
- Yanlışlıkla buradayım Sayın Başkanım, suçsuzum!
üçüncü mahkuma sormuş:
- Peki, sen niçin buradasın?
- İftiraya uğradım Sayın Başkanım, günahsızım!
***
Cezaevindeki son mahkuma kadar aynı soruyu soran Temel, hep aynı yanıtları almış:
- Suçsuzum Sayın Başkanım!
***
Aynı soruyu son mahkuma sormuş:
- Peki, sen niçin buradasın?
- Suçluyum, Sayın Başkanım, cezama razıyım!..
***
Temel sinirlenmiş ve cezaevi müdürüne emir vermiş:
- Atın bu adamı dışarı,içeridekilerin ahlakını bozacak!
,,,,,,,,,,,,,,,,