Eskişehir’de trafik ve buna bağlı olarak ulaşım sorunu var mı?
Bal gibi de var!
Var olan trafik sorunundan yakınmayan var mı?
Kesinlikle yok! Zira hemen herkes yakınıyor.
Peki, var olan ve herkesin yakındığı trafik sorunu seçmeni ve seçimleri etkileyecek bir unsur mu?
İşte bu konuda en azından ben “Evet; trafik sorunu seçmenin kullanacağı oyu etkiler” diyemiyorum.
***
Nedenine gelince:
2004-2009-2014-2019 seçimlerini hatırlayın…
Seçimler bildiğiniz üzere Pazar günleri yapılır.
Seçimin yapılacağı günün bir gün öncesi yani Cumartesi günleri bile, örneğin Atatürk Caddesi Odunpazarı’ndan İstasyon caddesine kadar gün içinde tıkalı olur.
Keza Yunus Emre Caddesi, Kızılcıklı, İsmet İnönü caddeleri de aynı şekilde tıkanır.
Atatürk Lisesi önündeki döner kavşak tam anlamıyla kilitlenir.
Sürücüler araçları içinde saç baş yolar.
Ertesi gün seçimin yapılacağı gündür…
Seçim yapılır, trafik sorunundan sorumlu tutulan isim yine seçimi kazanır.
O trafikte saç baş yolan ve yakınanların pek çoğu, bir şekilde yine o kazanan isme oyunu verir.
***
AK Parti Eskişehir’de 20 yıldır her seçim öncesi trafik sorunu üzerinden aylarca seçim stratejisi geliştirir.
Trafik sorununun kendisine seçim kazandırmadığı defalarca test edilmesine rağmen AK parti Eskişehir’de trafik sorununu getirip, seçim propagandasının en üstüne koyar.
“Biz geleceğiz ve bu trafik sorununu çözeceğiz.” der.
Yukarıda da söylediğimiz üzere yapılan seçimlerde sonuç değişmez!
***
AK Parti il başkanı Zihni Çalışkan’ın, partisinin il danışma kurulu toplantısında yaptığı konuşmayı ve söylediği “ Ulaşım ve trafik sorunu, 21. Yüzyılda olduğumuz şu dönemde şehrin caddeleri dubalarla donatılarak çözülmeye çalışılıyor. İnanıyorum ki seçmenlerimiz yerel seçimlerde yeni bir tercihle bu kötü gidişe dur diyecektir.” şeklindeki sözlerini duyunca, AK Partinin dört kez başarısız olmuş trafik sorunu stratejisini beşinci kez denemeye niyetli olduğunu düşündük.
Aynı yöntemle farklı sonuç alınamayacağı gerçeğini hala fark edemiyor olmalarına da doğrusu bir anlam veremedik.
***
Sonuç olarak:
Eskişehir’de trafik sorunu vardır…
Bu sorundan herkes fazlasıyla da yakınmaktadır…
Ancak… 
Var olan trafik sorunu üzerinden 20 yıldır aynı seçim kampanyasını yürütmek defalarca görüldüğü ve  denendiği üzere AK partiye seçim kazandırmaya yetmiyor.
Bu da şunu gösteriyor ki; AK Parti’nin belediyeyi kazanmak için artı, trafik sorunu dışında yeni bir şeyler söylemesi gerekiyor…

ak parti-1

GERÇEĞİ ANCAK KOLTUKTAN İNİNCE ANLIYORLAR!
Zaman zaman bu köşeden Eskişehir’i yöneten seçilmiş ve atanmışları uyarıyoruz.
Yaptıkları bazı uygulamaların yanlış olduğunu söylüyoruz.
Bizim gibi, çoğu meslektaşlarımız da benzeri uyarılarda bulunuyor.
Fakat…
Koltuğa oturan her kim olursa olsun, çevrelerini sıkı sıkıya sarıp sarmalayanların oluşturduğu çemberden midir bilemiyoruz ama gerçeği bir türlü görmüyor, göremiyor, belki de görmek istemiyor…
***
Çünkü…
Çevrelerini saran insanlar, kendisi ne yaparsa yapsın "Doğruyu yaptınız" diyor.
Üstelik…
Doğru olmadığını bile bile söylüyor bunu.
Zira…
Çevrelerinde olmalarının tek nedeni aslında bunu söylemek!
Aksi halde, kendisinin de hiçbir değeri olmayacak.
İtibar da görmeyecek.
***
Anlayacağınız…
Bildiğiniz "Kahve öğütücüsünün hık deyicisi" görevinden başka hiçbir meziyet ve faydası olmayan insanlar bunlar.
Meslek yaşamımız boyunca, birçok makam sahibi insanı uyardığımız olmuştur.
Bir tanesi de çıkıp;
-"Doğru söylüyorsun, ben yanlış yapmışım. Çevremi saran ve her yaptığıma doğru diyerek beni yanıltanlara inanmamalıydım." demedi.
Hemen hepsi, oturduğu koltuğu kaybettikten sonra anladı yanlış yaptığı gerçeğini.
O zaman da iş işten geçmiş oldu.
Dahası…
Yapılan uyarılara zamanında kulak asmadığı ve yanlışta ısrar ettiği için altındaki koltuğu kaybedenler dahi oldu.
***
O yüzden, bugünkü yazıyı yöneten ve koltuk sahibi olan kişileri bir kez daha uyarmak için kaleme aldık.
Netice itibarıyla…
Koltuklar kimseye baki değil.
Ancak…
Koltuğa oturan, o koltukla mezara gideceğini düşünüyor.
Bu yüzden de, olabildiğince yanlış yapıyor.
Dahası…
Yanlış yaptığını bir türlü kabullenemiyor.
Çünkü…
Yanı başında olanlar, her zaman doğru yaptığını söylüyor.
Şimdi bu yazıyı okuyup; "Kimi kastediyorsun?" diye soracaksınız…
Hiç boşuna yorulmayın çünkü yazı o, şu ya da bu için yazılmadı.
Zaten her karar verme makamında oturanların büyük çoğunluğu aynı durumda değil mi ki? İsim verelim!

KEŞKE SÜREÇ BU UYARI SÖZLERİ ÇERÇEVESİNDE İŞLESE…
Yaklaşan seçimlere vurgu yapmış AK Parti milletvekili Nabi Avcı.
Kadrolarda değişiklikler olacağını, milletvekili için adaylar çıkacağını, bir sürü makam ve mevki için talipliler olacağını söylemiş.
Ardından da…
“Bu süreçte en çok dikkat etmemiz gereken de kul hakkıdır. Kul hakkı dediğimiz de kimsenin hakkında dedikodu yapmamak, iftirada bulunmamak, yıpratıcı söylemlerden kaçınmaktır. Bu her birimizin üzerine düşen vecibedir” demiş.
***
Nabi Avcı gerçi bu tür uyarı ve tavsiyeleri sıklıkla yapıyor ama bu seçim öncesi sanki partide yaşanacakları tahmin ediyor olsa gerek, şimdiden olabileceklerin olmaması adına ön almak istemiş.
Avcı uyarısını yapmış yapmasına da, süreç içinde ortalık karışıp, toz duman birbirine karıştığında bu uyarı sözleri kimin aklında kalır bilemiyoruz…
Keşke AK partide süreç bu uyarı sözleri çerçevesinde işlese…
Ama çok zor!
nabi avcı

ŞU DIŞ GÜÇLER VALLA HALTETMİŞ!

Bir kere yasa delmekle bir şey olmaz…
***
Benim memurum işini bilir.
***
Üzümünü ye bağını sorma…
***
Bal tutan parmağını yalar…
***
Gemisini yürüten kaptan…
***
Gelen ağam giden paşam…
***
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez…
***
Devletin malı deniz yemeyen domuz…
***
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın…
***
Bedava mal göz çıkartmaz…
***
Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de…
***
Bu ülkede olmayacak hiçbir şey yok…
***
Bugün yaşadığımız ve yakındığımız pek çok olumsuzlukların temelinde adeta yaşam felsefesi haline getirmiş olduğumuz bu sözlerin etkisi var.
Ama biz buna rağmen yaşadığımız ve yakındığımız her türlü olumsuz olayın sorumlusu olarak dış güçleri gösteriyoruz.
İşin ilginç tarafı…
Dilimize yerleşen, yaşamımızı bile şekillendiren yukarıdaki sözlerin hiç birinin dış güçler tarafından değil bizzat bizler tarafından söylenmiş olması!