“alt mı, üst mü?” Ne demek istediğimi anlayamadınız değil mi?
Anlamanız için 70 yaşı devirmeniz gerekir.
Üst dediyseni çıkan sayı alttan büyük olmalı.
O zaman kaç kağıt bastıysan kazanırsın.
Oyunun adı: Timbo
Sütlü şekere sarılı kağıtlarla oynanan oyunun adıydı timbo!
Birden kırka kadar olan “Hayvan resimleri” serisiydi.
Hala aklımdadır.
40 numara Aligatro
Yani timsah resmî olan kağıttı.
Ayı, kurt, su aygırı, zürafa, aslan, kaplan.....
Biz o kağıtlardan hayvanların isimlerini öğrenmiştik.
Biz bilmeden oyun oynarken hayvan isimlerini bize öğretmişlerdi.
Gelelim el becerimizi nasıl geliştirdik.
Bakır telden araba yaparak öğrendik.
Bakır telden araba mı olur?
Olur be cancağzım.
Paran yoksa bakır telden araba yaparsın.
Şimdiki çocuklara nasıl anlatacağım bu telden arabaları!
Önce bakır telden iki teker ve o iki teker telle birleştirirsin.
Tam ortasından boyuna göre uzunan tel direksiyon şekli ile tamamlanırdı.
Biraz parası olanlar bu bakır telleri renkli rafyayla sararlardı.
Bizim çocukluğumuzun tüm oyunları akıl yürütmeye dayalı oyunlardı.
Okul defterlerinin kenarlarını motifler yapardık.
En güzel süslemeleri de kız arkadaşlarımız yapardı.
Bilmeden bir çok eğitim aldığımızı sonradan öğrendik.
Gelelim tahtadan araba yapımına....
O arabaları yapmakta üstümüze yoktu.
İşin en zor yanı dört teker bulmaktı.
Sonra iki üç arkadaş o tahta arabayı yapardık.
Sonrada mahalledeki teyzelerin kurduğu teneke turşular!
O tenekeleri lehime götürme işi bizim tahta arabayla yapılırdı.
25 ya da 50 kuruş kazanırdık.
O paraylada timbo şekeri alırdık.
Şekeri çok mu tatlıydı?
Onu bilmem ama bizim arkadaşlıklarımız çok tatlıydı.