Eskişehir’de Haziran ayında yapılan "Eskişehir Turizm Çalıştayı" Turizme verilen önemi bizlere anlatmış oluyor. Eskişehir başta kültür ve termal turizmi olmak üzere, doğa turizmi, hava sporları turizmi, inanç turizmi, mağara turizmi gibi turizme verilen önemini anlatalım isterken yapılanları bir kalemle karalayan olayı anlatalım
Oğlum İstanbul’dan Eskişehrimizi merak eden arkadaşlarını alarak geldi. Gezilecek müzeler ve Odunpazarı gezildi. Köprübaşı denilen yerde, Yalaman caddesinde bulunan kafelerin birinde kahvelerini içerler ve biraz ilerde atış poligonu gören torunum ve misafirin oğlu poligonunda önüne geldiklerinde; poligondaki görevli hemen elindeki tüfeği misafirin oğluna verir. Çocukların hemen arkalarında anneleri vardır. Misafirin oğluna atış yapabilirsin der. Poligoncu torunuma da tüfek uzatır. Torunum ben istemem der. Fakat görevli zorla hadi, hadi diyerek tüfeği torunuma verir. Çocuklar rahat etsinler diye dayı da tüfek alır ve atışlar tamamlanır. Dayı borcumuz nedir diye sorar. Görevli 5 jarjör attınız 350₺ den 1750₺ eder der. Dayı ve anneler şaşkınlık içinde bakışırlar. Gelinim “Ben Eskişehirliyim turist değilim. Bu resmen soygun.” Demesine karşılık görevli İstanbul’da daha pahalı der. Kredi kartı verilir. Görevli kredi kartı kullanmıyoruz der. Ben size İban numaramı vereyim oraya gönderin der ve soygun tamamlanır.
Misafirlerimizin İstanbul’a dönerken anlatacakları bir öyküsü olacak. Gezilen O güzel mekanlar ve doğanın yerini bu öykü alacak. Kendini bilmez bir kentlimiz (demeğe dilim varmıyor) tüm güzellikleri kirletiyor.
Misafirlerimiz, Sazova parkına küçücük köpeğimiz alınmadı diye sitem ettiler. Kent park ve Sazova parkta; Piknik yasak, evcil hayvan yasak, çime örtü örtmek yasakmış!
Bu mantığı anlayamadık dediler. Ben de yetkililere duyururum diyerek gönüllerini aldım.