2007 yılında, dönemin Maliye Bakanı ve Eskişehir milletvekili Kemal Unakıtan'ın devreye girmesiyle  çevre yolu karşılıklı 2'şer şeritten 3'er şeride genişletildi.
Batçık'lar ve yan yollar yapıldı.
Genişleyen çevre yolu işe de yaradı.
Şehrin girişi ile çıkışı arası 20-25 dakikaya düştü.
***
İşte o tarihlerde Büyükerşen'den gelmişti uyarı...
“Yapılan işe kötü demiyorum ama bu işlem sadece bugünü kurtarıyor. Yarın şehrin içinden geçen bu yolda yine tıkanmalar olacak. Hadi trafiğin zaman zaman tıkanması da çok önemli değil, asıl önemlisi yol kenarındaki mahalleler süreç içinde resmen hapsolacak. O yüzden  bir yandan da kuzey ve güney çevre yollarına başlanılmalı. Zira bugün kazmayı vursanız bu çevre yollarının tamamlanması en az 10-15 yıl sürecektir. O yüzden kuzey ve güney çevre yollarından en az birisinin yapımına acilen başlanılmalıdır.”
***
Bu sözleri nedeniyle özellikle AK Partililerden ağır eleştiriler almıştı Büyükerşen.
“Kendi yapmadığı hiçbir işi beğenmiyor” dediler...
“Çok istiyorsan sen yapsana” dediler.
“Yapılan hizmete siyaseten karşı çıkıyor” dediler.
***
Bir tek Unakıtan açıkça eleştirmedi Büyükerşen'in bu sözlerini...
“Kimse merak edip endişe duymasın, o çevre yollarını da yapmaya sıra gelecek” dedi.
Dedi demesine de ne siyasi ne de yaşamsal ömrü dediğini gerçekleştirmeye yetmedi.
***
Bugüne geldiğimizde.
Evet. Mevcut çevre yolunun, bazı günler, günün belirli saatlerinde tıkandığı oluyor.
Her ne kadar bu tıkanmalar diğer bazı şehirlerdeki kadar saatleri bulan bir işkenceye dönüşmese de zaman zaman yakınma konusu oluyor.
Fakat...
Büyükerşen'in de o yıllarda işaret ettiği gibi bazı mahallelerin kendi içine hapsolması daha büyük sorun teşkil ediyor.
***
O yüzden...
Hükümetin bu alternatif yolları bu saatten sonra yapmasına ayıracak kaynağı bulmasının çok zor olduğu, yatırım için kaynak bulunsa dahi, bu gün kazma vurulması halinde bile bu işin tamamlanmasının  en az 8-10 yıl süreceği hesap edildiğinde, Eskişehir'in bu alternatif çevre yollarına “elveda” demek durumunda olduğu açıkça görülüyor.
***
Bu yüzden, şehrin var olan ya da yaratacağı imkan ve enerjiyi, bundan böyle mevcut çevre yolu kenarında bulunan ve  kendi içine hapsolmuş mahalleleri bu hapis halinden kurtaracak planlamalar için harcamasında yarar var sanki...

GİDEN HAİN GELEN KAHRAMAN!

Siyasette yaşanan vekillerin parti değiştirmeleri ne kadar enteresan değil mi?
Tıpa tıp birbiriyle aynı olan olay, değişik partilerde değişik yorumlanıyor ya, işte bunu anlamak mümkün değil.
***
Örneğin:
Yılların partilisi, bir anda partisinden istifa edip, yıllarca fikir mücadelesi verdiği karşı partinin saflarına katılıyor.
Ayrıldığı partide “Hain” olurken, katıldığı partide “Kahraman” olarak karşılanıyor.
Ayrıldığı partide “Satılmış” ilan edilirken, katıldığı partide “Doğruyu bulan” biri oluveriyor.
Ayrıldığı partide “Onursuz” biri olurken, katıldığı partide “Onurlu bir karar alan” oluyor.
***
Kısacası…
İkisi de aynı yola çıkmasına rağmen, partisinden gidenleri “Hoş görmeyen”, partisine gelenleri ise “Hoş geldin” diye karşılayan acayip bir durum yaşanıyor siyasette.
Enteresandır;
İstifa edip giden "Menfaatçi", istifa edip gelen ise "Fedakar"…
-Partisini bırakan "Çıkarcı", başka partiyi bırakan "Namuslu"…
-Partisiyle yollarını ayıran "Kalleş",başka partide partisiyle yollarını ayıran "Vatansever"…
-Ayrılanlar "İkbal peşinde", başka partiden ayrılan "Vatan hizmetinde" oluyor.
***
Ne tuhaftır ki; giden ile gelen hiç aynı kefeye konulmuyor.
"Gelene Ağam, gidene Hain" deme alışkanlığından bir türlü vazgeçmiyor.
İdeolojik bakış açısı ve saplantı öylesine işlemiş ki, gidenin arkasından konuşup, gelene yağ çekmek yüzleri dahi kızartmıyor...

1-422

2-349

40 YIL DÜŞÜNSEK “ASLA SÖYLEMEZ” DEDİĞİMİZ SÖZLERİ 40 GÜNDE SÖYLEDİLER...

MHP lideri Devlet Bahçeli “Abdullah Öcalan gelsin mecliste konuşsun” dedi.
***
Abdullah Öcalan PKK'ya “Silahları bırakın, örgütü feshedin” dedi.
***
Erdoğan'a “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen Selahattin Demirtaş aynı Erdoğan'a “Allah uzun ömür versin” dedi.
***
MHP lideri Bahçeli Selahattin Demirtaş'ı arayıp “Geçmiş olsun” dedi.
***
Sırrı Süreyya Önder Bahçeli için “Çok zarif bir insan” dedi.
***
Özgür Özeel Avrupa Parlamentosunda “Türkiye pek çok AB yeni üyesi ülkelerinden daha demokratik haklara sahip bir ülkedir” dedi.
***
Yukarıda saydığımız isimler, 40 yıl düşünsek söyleyeceklerine ihtimal dahi vermeyeceğimiz sözleri şu geçtiğimiz 40 gün içinde söyledi iyi mi?

I-19