On kişilik bir deney gurubuna içerdeki bir nesneye bakıp,
O nesne hakkında karar vermeleri istenir.
Denekler birer birer içeri alınır.
— Şuradan bakın. Gördüğünüz nesne hakkında 
ne olduğuna dair karar vermenizi isteyeceğiz.
Nesneyi çok iyi ve ayrıntılarıyla gözleyin.

Dokuz denek
— Şuradan bakın.
Dediğimiz yeri geçmeden gördükleri hakkında karar verdi.
Verdikleri kararlar nesnenin özelliklerinin yüzde yirmisini geçmedi.

Son denek “şuradan bakın” denilen yeri geçti.
Nesnenin karşısına geldi. Yanına ve arkasına baktı.
Görevlilerden nesnenin altını görmek istediğini söyledi.
Merdiven isteyerek nesnenin üstüne baktı.
Arka taraf geçti ve kilitli olan kapıyı açtırdı ve içine baktı.
Sonra sorulan soruların hepsine doğru cevap verdi.

Neden mi? Çünkü; her girene “Şuradan bakın ve ne gördüğünüze karar verin.” Dedik. İleri gidemezsiniz veya yaklaşamazsınız demedik.
 9 denek “şuradan bakın” sözü ile kendi sınırlarını belirledi.

Toplum olarak bizlerde; kendini kısıtlayan denekler gibi olaylara uzaktan bakıp 
kararlar ver ekteyiz. Olaylara bakış açımızı kısıtladığımız için gördüklerimizle 
karar vermekteyiz. Olayları meydana getiren nedenleri ise göremiyoruz. 
Böylece doğru karar veremiyoruz.