Kimseyi aşağılık görmeyeceksin. 
Herkese adil davranarak karşında ki insanın gönlünü alacaksın. 
Zor mu? Kolay dersek yalan olur.

Kıraç topraklara sahip köyün birinde yağmur yağmadığı için köylüler üzgündür. 
Ne yapacaklarını bilemezler. Aralarında tartışırlar. Yaşlı olan: 
—Köyü ağaçlandıracağımıza olan ağaçları kestik! Kestiğimiz ağaçları da yaktık!
—Şimdi bu sıcaklarda yağmur duasına çıkalım diyorsunuz?

O sırada uzaktan köye birisinin gelmekte olduğunu görürler.
Kıraç topraklardaki köylerine pek kimse gelmezmiş.
Köylüler gelen misafirin yanına varıp köylerine davet etmişler.
Köy kahvesinde çay içip misafire dertlerini anlatıp dua istemişler.
Misafir köylülere.
—Gelin önce evleri bir dolanalım. 
—İnsanların halini hatırını soralım. Demiş.

Köydeki bütün evler duaya çıkalım demişler.
Misafir adam: Köhne bir evin kapısını çalar.
İçeriden üstü başı dökük ayakkabıları olmayan üç kız çocuğu çıkar.
Karşılarında yabancı bir adam ve köylüleri görünce
—Ninee diye ürkek bir sesle bağırır. 
İçerden zor yürüyen yaşlı bir kadın gelir ve misafir adam.
—Nine köylü yağmur duası istiyor. 
—Sen ve çocuklar da duaya katılır mısınız? Diye sormuş 
Yaşlı kadın ve çocuklar bir ağızdan.
—Her yağmurda tavandan akan sular evimizi göle çevirdi.
—Köyde kimsede yardımımıza gelmedi.
—Biz yağmur yağsın istemiyoruz.
—Çocuklar da biz yağmur yağmasını istemiyoruz.
—Çünkü ayaklarımız ıslanıyor. Demişler.

Misafir adam bu defa nineye dönüp 
—Peki ninem sen Allah’a nasıl dua edersin? Demiş.
—Bende yağmur yağmasını istemem oğul. Dam başımıza akıyor. Demiş.

Misafir adam köylülere dönüp 
—Ey ahali önce bu fakir ailenin ihtiyaçlarını görün Kİ 
—Sizinle aynı duayı etsinler.
—Çünkü Allah önce mazlumların duasını kabul eder demiş.

*Yavaş ve ağır ağır.