İnsanlığın evrim sonucunda bir ikilem yaşamaya başlaması kaçınılmaz olmuştur. Beynin sürekli gelişimi sonucu beyin kabuğunun alın bölgesinin en ön tarafındaki nöronlar (prefrontal korteks) plan yapma, hayal kurma ve geleceği kurgulama işlevine kavuşarak yaşam serüvenini değiştirmiş oldu. İnsanlık hem daha doğru bir yaşamı düzenleme, ömrünü uzatma yeteneği kazandı hem de geleceği düşleyip öldükten sonra da yaşamayı yani ölümsüzlüğü keşfederek başına iş açabilecek kurgulamalara gitti. Bir anlam yaratmanın peşine düşmesi yaşamını değiştirdi, ütopik kaygılara düşürdü. Sonuçta insanlık çok övündüğü, kendini diğer canlılardan üstün tutmasına yol açan beyin gelişiminin kurbanı oldu. Woody Allen şöyle demişti: "Ben hayatın anlamsız olduğuna yürekten inanıyorum ama bunu da bir eleştiri olarak söylemiyorum yahut gidip kendimizi öldürelim de demiyorum. Fakat düşündüğünüzde gerçek şu ki 100 yılda sanki bir sifon çekiliyor ve dünyadaki herkes yok oluyor. Sonra yeni bir grup insan ortaya çıkıyor. Sonra onlar da gidiyor ve yerine yenileri geliyor. Bu durmaksızın böyle devam ediyor ve moralinizi bozmak istemem ama bunun ne sonu ne de açıklaması var…

Hayatımızda oluşan problemlerin iki nedeni olduğunu söylerler: Birincisi düşünmeden hareket etmek, ikincisi ise hareket etmeden düşünmekmiş. Akıl oturduğu yerden öyle şeyler icat ediyor ki, bazılarına şaşırmamak mümkün değil. Hatta “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı muhteşem eserinin bir yerinde Ahmet Hamdi Tanpınar, “aklı ortadan kaldırmadan hakikate ulaşmak zordur” bile diyordu. SpinozaTeolojik Politik İnceleme”nin giriş bölümünde “Anlama yeteneği değil de hayal gücünün hakimiyetini yaşadığı sürece kuşku ile umut arasında gidip gelen insan, doğası gereği hurafenin pençesine düşmekten kendisini alıkoyamaz” der. Günümüzde kabul gören bir görüş var; olay öyle bir yere doğru gidiyor ki doğa insan türünü yok etmek zorunda kalacak, çünkü hem yeryüzüne zararı dokunuyor hem de tüm canlıları yok ediyor. Bir de hırs, koltuk ve çıkar peşinde kendi türlerine bile sürekli kötülük yapmayı adet edinenler, tuzak kuranlar var. En kötüsü de bunlar, sonuçta bir gün sifon çekilecek bugün yaşayanlar ve yaşananlar kaybolup gidecek, bu telaş niye? Önce insan olmak lazım. Şairin dediği gibi hiç olmazsa şu gençliği hayatın sonuna koysalardı da adamakıllı yaşasaydık…