CHP’de “Değişim” diyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Ancak…
“Değişim” diyenlere bakıyorum da aralarında 20-30 yıldır parti içinde neredeyse her göreve talip olan, genel seçimlerde milletvekili, mahalli seçimlerde belediye başkanlığı ya da meclis üyeliği için aday adayı olmayı sektirmeyenler var…
***
Çoğunluğu önce “Değişim olmalı” diyorlar, ardından da yıllardan beri her seçim öncesi yaptıkları gibi aday olduğunu söylüyorlar…
***
Maşallah CHP’de “Ben partide değişimden yanayım. O yüzden bundan böyle hiçbir göreve de talip olmuyorum. Bir şeyler değişecekse değişim benden başlamalı.” diyen hiç yok.
Herkes değişim olsun ama bu değişim kendisini bağlamasın istiyor…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KAZANAMIYORSAK O HALDE KAZANDIRMAYIZ, HATTA KAYBETTİRİRİZ…
İYİ Parti önümüzdeki mahalli seçimlerde ittifak yapmayacağını, seçimlere kendi adayları ile katılacağını açıkladı.
Bu karar sonrasında aynı İYİ Parti belediye başkan adaylarını da ilan etmeye başladı.
Tıpkı Eskişehir’de adaylarını ilan ettiği gibi…
***
İyi Partinin oy oranı ortada…
Bu oy oranıyla önümüzdeki mahalli seçimlerde belediyeleri kazanması mümkün gözükmüyor…
Bırakın büyükşehir ve il belediyelerini, İYİ Partinin ilçe belediyelerini kazanma şansının dahi bulunmadığı sıkça ifade ediliyor.
***
Parti üst yönetiminin bu oy oranıyla belediye seçimlerinde başarı olunamayacağını bilmemesi mümkün değil.
O halde İYİ parti neden ittifak yapmayıp, başarılı olunamayacağını bile bile seçimlere kendi adayları ile katılma kararı aldı?
Bunun iki nedeni olabilir…
Birincisi: Genel seçimler sonrasında küsen CHP seçmeninin oyunu alarak kendi oy oranını yükseltmek…
İkincisi de: “Madem oyumuz belediye kazanmaya yetmiyor, o halde başkasına niye belediye kazandırıyoruz.” Düşüncesi olsa gerek…
***
İYİ Partinin tek başına kazanabileceği belediye de kazanabileceği adayı da yokken seçimlere kendi adayları ile girme kararının nedeni, yukarıdaki ikinci seçeneğin yani “Kazanamıyorsak birilerine de kazandırmayalım. Hatta kaybettirelim.” olduğu sanki açıkça görülüyor gibi…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ŞİMDİ HEPSİNİ KAYBETME NOKTASINA GELDİK…
Eskişehir’deki TÜLOMSAŞ fabrikasında Lokomotif, Sakarya’daki TÜVASAŞ fabrikasında yolcu vagonları, Sivas’daki TÜDEMSAŞ fabrikasında ise yük vagonları yapılıyordu.
***
Bir sabah hükmi şahsiyetlerini sona erdirip üç fabrikayı genel müdürlük adı altında birleştirip TÜRASAŞ yaptılar…
Eskişehir, Sivas ve Sakarya’daki genel müdürlükleri de bölge müdürlüğüne indirgediler…
Bunu neden yaptıklarının gerekçesini de “Tek çatı altında topladık” diye açıkladılar.
***
Üç ildeki dev demiryolu sanayi kuruluşunun tek çatı altında toplanması ve Ankara’da oluşturulan bir genel müdürlüğe bağlanmasını duyduğumuzda “Eyvah!” demiştik kendi kendimize…
Zira…
Üç kuruluşun tek çatı altında toplanmasının sonrasında ya “Varlık fonuna devredilmesi” ya da “Yabancı yatırımcılara satılması” haberlerinin geleceği ihtimali doğmuştu.
***
Nitekim şu sıralarda sözünü ettiğimiz bu ihtimal ciddi ciddi konuşulmaya başlandı.
Gelinen noktada…
TÜRASAŞ kuruldu TÜLOMSAŞ’ı kaybettik…
Şimdi “özelleştirilecek” iddiaları çıkmaya başlayınca, hepsini kaybetme durumuna geldik!
Umarız son günlerde sıkça konuşulmaya başlanan özelleştirme söylentisinin aslı astarı yoktur..
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,