Bilim insanları konuştu.
Foseptik giderlerinizi derelere denizlere bağlamayın. 
Su hayvanlarına zarar veriyorsunuz.
Ağaçlar bizlerin yaşam kaynağımız. 
Nefes aldığımız havamızı temizlediği için onları kesmeyin! dediler. 
Bizler: Ormanlık alanları yakarak rant elde ettik! 
Tarım alanlarını yerleşime açmayın dediler. Açtık.
Ormanlık bölgelerin içlerine turistik oteller  yapmayın. Dediler dinlemedik.
Ormanın kirlenmesine ve o topraklarda yaşayan hayvanların yok olmasına sebep olduk.. 

Şimdi konuşma sırası doğaya geldi. 
Sizleri defalarca ikaz ettim dinlemediniz. 
Şimdi ben de kendi dilimle ikaz ediyorum.
Ben sizleri bu yaptığınız hatalarınızı düzeltin dedim dinlemediniz.
Aşırı yağmurlarlar ikaz ettim. Anlamadınız.
Anlamadığınızı da dere yataklarını imara açtınız. 
Fırtınalarla ormanlarımı yakmayın diye size ihtarda bulundum. Anlamadınız. 
Daha çok rant elde etmek için daha çok yaktınız. 
Kayalık bölgeleri yerleşim yeri yapın dedim.
Tarım bölgelerini, yumuşak verimli bölgeleri imara açtınız.

Benim topraklarımı depremlerle yenilediğimi göz ardı ettiniz.
Ovalara yaptığınız evler yüzünden kendi neslinizi öldürdünüz.
Sizler beni ayaklarınızın altında küçük gördünüz.
Beni gübrelerle zehirlediniz. Neden?
Aç gözlüğünüzden!
Daha çok ürün alalım derken kendinizi zehirliyorsunuz.
Ben gene de ektiğinizin karşılığını verdim.
Ben ekolojik dengeyi korumak için uğraşırken.
Sizler de bozmak için elinizden geleni yaptınız.
Şimdi sıcaklarla mücadele ediyorsunuz.
Ormanlarımı yaktığınız için daha çoooook sıcak olacak.