Dünya Bankası (IBRD, WB) Türkiye’nin güneydoğusunda ve civarında yaşanan ve yüksek sayıda can kaybına, yaralanmalara ve önemli ölçekte hasara yol açan yıkıcı depremler ve artçı sarsıntılar sonrasında gerçekleştirilecek yardım ve iyileştirme çabaları için Türkiye’ye  1,78 milyar  dolar  tutarında “acil durum desteği” (Emergency Support Functions) sağlayacaktır.   Banka, depremlerden etkilenen insanları desteklemek için 1 milyar dolarlık kaynağın da hazırlandığını açıklamıştır.  Yardımın belediye düzeyinde temel altyapının yeniden inşası için kullanılacağı bildirilmiştir. 

Dünya Bankası 1945 yılında “Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası” (IBRD: International Bank for Reconstruction and Development) adıyla kurulmuştur. 1947 yılında BM'in özerk uzman kuruluşlarından biri olmuştur. 189 ülke Banka üyesidir.  Üyelerden  11'i, Banka sermayesinin yüzde 55'ine sahiptir.  Zamanla grup haline gelmiştir. Dünya Bankası Grubu (World Bank Group)  çatısı altında  5 beş ana kurum  vardır. IBRD, gelişmekte olan ülkelerin kamu sektörüne kredi açan bölümdür. Türkiye kuruma 1947 yılında üye olmuştur. Kişi başına GSMH'ye göre yapılan dört gruplu sınıflandırmada Türkiye 3. grupta yer aldığı için 5 yıl geri ödemesiz 17 yıla kadar vadeli kredi kullanabilmektedir. Türkiye'nin sermaye ve oy gücü %0,5 düzeyindedir. 
Dünya Bankası Grubu altında Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA: International Development Association), Uluslararası Finans Kurumu (IFC: International Finance Corporation), Çoktaraflı Yatırımlar Garanti Ajansı (MIGA: Multilateral Investment Guarantee Agency) ve  Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (ICSID: International Centre for Settlement of Investment Disputes)  vardır. (S. Rıdvan Karluk, Uluslararası Kuruluşlar, Beta Basım, İstanbul, 2014, s.373-427) 

Banka, Türkiye'deki yardım ve kurtarma çabalarına yardımcı olmak için  yardım taahhüdünde bulunmuş, "felaketin büyüklüğünü tahmin etmek ve kurtarma ve yeniden inşa desteği için öncelikli bölgeleri belirlemek için hızlı bir hasar değerlendirmesi" başlattığını  açıklamıştır.  Her felaket  kendine özgü olup boyut, şiddet ve hasar bakımından farklılık gösterebilir. University College London'da Risk ve Afet Azaltma Enstitüsü Başkanı Prof. Joanna Faure Walker’in tespiti şöyledir: "Herhangi bir yıldaki en ölümcül depremlerden sadece ikisi, son 10 yılda eşdeğer büyüklükteydi. Ancak yıkıma neden olan sadece sarsıntının gücü değildir. Bu olay sabahın erken saatlerinde insanların içeride ve uyurken meydana geldi.” 

Depremlerde binaların sağlamlığı önemli bir faktördür. Portsmouth Üniversitesi'nde volkanoloji ve risk iletişimi alanında  uzman  olan Dr. Carmen Solana’nın açıklaması  dikkat çekicidir: "Dirençli altyapı maalesef Güney Türkiye'de ve özellikle Suriye'de düzensiz, bu nedenle hayat kurtarmak  çoğunlukla müdahaleye bağlı. Hayatta kalanları bulmak için önümüzdeki 24 saat çok önemli. 48 saat sonra hayatta kalanların sayısı büyük ölçüde azalır. Bu, 200 yıldan uzun süredir büyük bir depremin veya herhangi bir uyarı işaretinin olmadığı bir bölgeydi, bu nedenle hazırlık seviyesi, sarsıntılarla baş etmeye daha alışkın olan bir bölgeye göre daha düşüktür.”


 Dünya Bankası,  Türkiye'deki yardım ve kurtarma çabalarına yardımcı olmak için bir  yardım taahhüdünde bulunmuş, "felaketin büyüklüğünü tahmin etmek ve kurtarma ve yeniden inşa desteği için öncelikli bölgeleri belirlemek için hızlı bir hasar değerlendirmesi" başlattığını  açıklamıştır. Yıkıcı bir felaket meydana geldiğinde, yerel ve eyalet hükümetleri gerekli kaynakları sağlayamayacakları bir noktaya gelebilirler. Bu felaketlerde acil durum desteği, kaynakların ve malzemelerin kullanımı yoluyla yardım sağlamak için devreye girer. (https://blog.response.restoration.noaa.gov/emergency-support-functions-why-are-they-important)
 

Dünya Bankası,  afetin yol açtığı hasarların boyutlarını tahmin etmeye ve dünyanın dört bir yanında afet riski yönetimi alanında edinmiş olduğu yaygın deneyimi temel alarak iyileştirme ve yeniden inşa desteklerinin sağlanmasında esas alınacak öncelikli alanların belirlenmesine yönelik  hızlı hasar tespit çalışması   başlatmıştır. Bu konuda Grubun Başkanı David Malpass’ın  yaptığı açıklama  önemlidir: “Yıkıcı depremler sonucunda uğradığınız büyük kayıp için Dünya Bankası Grubu adına Türkiye ve Suriye halkına en derin başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz.  Banka olarak acil yardıma ek olarak sahadaki acil ve büyük ihtiyaçlar için hızlı bir değerlendirme hazırlıyoruz. İhtiyaçları desteklemek için operasyonlar hazırlarken ülkenin toparlanması ve yeniden inşası için öncelikli alanlar belirlenecektir.”
Banka,  afetin yol açtığı hasarların boyutlarını tahmin etmeye ve dünyanın dört bir yanında afet riski yönetimi alanında edinmiş olduğu yaygın deneyimi temel alarak iyileştirme ve yeniden inşa desteklerinin sağlanmasında esas alınacak öncelikli alanların belirlenmesine yönelik bir hızlı hasar tespit çalışması başlatmıştır. Dünya Bankası Grubu Başkanı David Malpass yaptığı açıklamada  aşağıdadır:  
“Yıkıcı depremler sonucunda uğradığınız büyük kayıp için Dünya Bankası Grubu adına Türkiye ve Suriye halkına en derin başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz” dedi.” Banka olarak acil yardıma ek olarak sahadaki acil ve büyük ihtiyaçlar için hızlı bir değerlendirme hazırlıyoruz. Bu değerlendirme biz ihtiyaçları desteklemek için operasyonlar hazırlarken ülkenin toparlanması ve yeniden inşası için öncelikli alanları belirleyecektir”. Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez  de,  “Türkiye'nin acil ve gelecekteki ihtiyaçları çok büyük ve ihtiyaçlar yardımdan yeniden inşaya kadar tüm yelpazeyi kapsıyor” demiştir.
Dünya Bankası’nın Türkiye ile olan köklü ve verimli işbirliğinin geçmişi 1950’li yıllara kadar uzanmaktadır. Son yıllarda, Banka Türkiye’de afet riski yönetimi, kentsel gelişim ve enerji verimliliği alanlarında faaliyet gösteren öncü bir ortak haline gelmiştir. Banka bugüne kadar, diğerlerinin yanında, İstanbul Deprem Riski Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesini; Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı ile finanse edilen Güvenli Okullar Projesini ve Okullarda Afet Riski Yönetim Projesini uygulamıştır. 
Uygulanmakta olan projeler arasında, kamu binalarında depreme karşı dayanıklılığı ve enerji verimliliğini arttırmaya yönelik “Kamu Binalarında Deprem Dayanımı ve Enerji Verimliliği Projesi” de bulunmaktadır. Dünya Bankası’nın  Türkiye programında  toplam tutarı 9 milyar doları bulan 30 aktif finansman operasyonu  bulunmaktadır. Afetler en çok yoksul ve kırılgan kesimleri etkilemektedir. Geçtiğimiz son on yıllık dönemde, Dünya Bankası afet riski yönetimi alanında küresel bir öncü kuruluş olarak öne çıkmış ve üye  ülkelerin tehlikelere ve afet risklerini ortadan kaldırmalarına destek sağlamıştır. 
Afet riski yönetiminin kalkınma planlamasına yansıtılması, doğal ve insan kaynaklı sebeplerden kaynaklanan afetlerdeki artış eğilimini tersine çevirebilir. Ayrıca, ülkeler yaşadıkları afetler sonrasında daha güçlü, daha hızlı ve daha kapsayıcı bir şekilde kendilerini yeniden inşa ettiklerinde, insanların geçim kaynakları ve refahları üzerindeki etkileri yüzde 31’e kadar düşürülebilmektedir.
Dünya Bankası  2021 yılında Türkiye’deki binaları incelediği  raporunda, milyonlarca yapının acil güçlendirilmesi gerektiğini açıklamıştır. Middle East Eye’da yayınlanan  haber önemlidir.  Dünya Bankası’nın 2021 yılında yayınladığı raporunda, Türkiye’deki milyonlarca konutu depreme dayanacak şekilde güçlendirmenin veya yeniden inşa etmenin yaklaşık yarım trilyon dolar kadardır. Yapıların depremler, iklim değişikliği ve sel gibi diğer doğal afetlerden korunması için yapılması gereken harcama tutarı 465 milyar dolar olarak tahmin edilmiş, "2000 yılından önce inşa edilen konut stokunun çoğunun sismik ve iklim tehlikelerine karşı oldukça savunmasız" olduğu ve acil güçlendirme gerektirdiği konusunda uyarılarda bulunulmuştur.
Banka, Haziran 2021'de Türkiye'ye 140 okul, hastane ve diğer kamu binalarını güçlendirmek veya yeniden inşa etmek için 265 milyon dolarlık  kredi  açmıştır.  Türkiye'nin en büyük kentindeki kamu binalarını deprem şokuna dayanacak şekilde iyileştirmek için 2004- 2015 yılları arasında yürütülen ve “İstanbul Sismik Riski Azaltma Projesi” (İSMEP) olarak bilinen 550 milyon dolarlık bir projeye  finansman sağlamıştır.  2018  yılında   projeyle ilgili  raporda, Banka’nın Uluslararası Değerlendirme Grubu, Türk hükümetinin özel sektörü sübvanse etme konusundaki endişeleri  sebebiyle "özel konut risk azaltmanın" kapsamından çıkarılmıştır.  Konutun, özel bir mal olduğu göz önüne alındığında, Banka’nın özel sektör gayrimenkulünün dışında durması veya çok yüksek bir katılım eşiğine sahip olması gerektiği ortaya konmuştur. 

Son sözler: Aklın üç ilkesi, iyi düşünmek, iyi söylemek, iyi yapmaktır. Ernst Haeckel   doğru söylemiş: “Aklın ve ilmin üç büyük düşmanı vardır: Kötülük, bilgisizlik ve tembellik.” George  Santayana “Geçmişi hatırlayamayanlar, onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar.” demiştir ama Türk siyasilerin yüzde kaçı için acaba bu tespit doğrudur?