Cumhuriyet tarihimizde çok önemli bir yeri olan Pembe Köşk’ü öğretmenlerimizle birlikte ziyaret ettik.
Siyasetin ağır ve çoğu kez anlamsız konuşmalarla geçen gündeminden bir süreliğine de olsa kurtularak Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarına tanıklık etmek deyim yerindeyse bizi kendimize getirdi.
İsmet İnönü’nün 48 yıl yaşadığı Pembe Köşk’e gelen ziyaretçileri İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ve torunu Gülsün Bilgehan çok nazik bir şekilde karşılıyor.
94 yaşında olmasına karşın enerjisi gayet yerinde olan Özden Hanım ziyaret eden gruplarla, konuklarla tek tek ilgileniyor.
Atatürk ve İnönü ile ilgili anılarını anlattığında ziyaretçiler büyük bir duygu seli içinde tarihe tanıklık etme fırsatı buluyor.
Atatürk’ün yaptığı toplantıların bu evde geçmesi ziyaretçileri daha de heyecanlandırıyor.
Özden hanım bilgilendirme yaparken Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmanın önemini de etkili bir şekilde vurguluyor.
Köşke her yaş grubundan ziyaretçi akını var bizden önce ilkokul öğrencilerinden kalabalık bir grubun ziyaret ettiğini öğrendik.
Ziyaretimiz sırasında güzel bir rastlantı ile Gülsün Bilgehan’ın doğumunu o sırada hapishanede olan babası Metin Toker’e haber veren cezaevinde görev yapan yedek subayın kızı da ziyarete gelenler arasındaydı.
Böylesine güzel bir karşılaşma Özden hanım ve Gülsün hanım için büyük bir sürpriz, bizler için de hoş bir anı oldu.

Pembe Köşk, 1983 yılında İnönü ailesi tarafından kurulan İnönü Vakfı tarafından yönetiliyor.
“Müze-ev” haline getirilen köşkte yılın belli dönemlerinde farklı temalarla hazırlanan sergiler halkın ilgisine sunuluyor.
Bu yıl yapılan sergide “Cumhuriyetimizin 101. Yıldönümünü Kutluyoruz-İnönü ve Gazetecilik” konusundaki fotoğraf, belge ve nesnelere yer verilmiş.
Serginin bir bölümünde 100. Doğum yılında “Pembe Köşk’teki Gazeteci: Metin Toker” yer alıyor.
Ziyaretçiler bir yandan Cumhuriyetin kazanımlarını tarihsel bir canlılık içinde yaşarken İsmet İnönü’nün demokrasinin dördüncü gücü olan basına yaklaşımını ve çeşitli dönemlerde gazetecilerle olan birlikteliklerini de belgeleriyle görme fırsatı buluyor.

Pembe Köşk’teki tüm objeler yaşandığı dönemdeki gibi aynı şekilde korunuyor.
Atatürk’ün konuklarıyla birlikte yemek yediği masa, sandalye ve her şey o kadar gerçek ki etkilenmemek mümkün değil.
Müzede İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe hanımın giysileri, çeşitli aksesuarlar, fotoğraflar hepsi görülmeye değer.
Cumhuriyet kadını olan Mevhibe hanımın yaşamı boyunca mektuplar dahil özenle sakladığı malzemelerin her biri döneminin belgesi olarak incelenmeye olanak sağlıyor.
Müzede İsmet İnönü ve yaşadığı dönem hakkında daha geniş bilgilere ulaşmak isteyen araştırmacılar, öğrenciler için dijital ortamda bilgilere ulaşım sağlanıyor.
Lozan Antlaşması ile ilgili bilgiler, İsmet Paşanın kütüphanesindeki kitapların listesi, İsmet İnönü döneminde hakkında yazılan anı, kitap ve makalelere ve ilgili veri tabanlarına doğrudan ulaşılabiliyor.
Vakfın ayrıca büyük bir yayın arşivi var.
Özden Toker’in “Cumhuriyetle Özdeş Bir Yaşam: Özden Toker-İsmet İnönü’nün Kızı Anlatıyor” kitabı büyük bir ilgi görüyor. 
Özden hanım kitabının tanıtımında “Hikayem uzun…Cumhuriyetle yaşıt…Hep tekrarladığım gibi Cumhuriyetin ilk on yılında doğan bir çocuğun serüveni…” ifadesini kullanmış.
Gülsün Bilgehan’ın yeni yayınlanan kitapları “Gazeteci Olan Adamın Hikayesi Metin Toker” ve “Pembe Köşkten Masallar” da kısa sürede ilgi gören kitaplar arasına girmiş.

Pembe Köşk:
Meydan savaşı kazanmış komutanlara
Devlet kurmuş büyüklere
Uluslararası anlaşmalara imza atmış diplomatlara
Balolarda uzun tuvaletleri ile dans eden zarif hanımefendilere ev sahipliği yapmış muhteşem bir yer.
Görülmeye ve hissedilemeye değer anılarla dolu canlı bir tarih müzesi.
Bu vesileyle,
Atatürk’ün en yakın silah ve çalışma arkadaşı, Lozan’ın usta diplomatı İsmet İnönü’yü minnetle anıyoruz.
İnönü ailesinin fertlerine de böylesine güzel bir ‘müze-evi’ tarihsel bütünlüğü içinde koruyarak ziyarete açık hale getirdikleri için teşekkür ediyoruz.