Basında, yeni tanımıyla medyamızın habercilik anlayışından hiç hoşnut değilim. Şimdilerde yazılı basın organları, değişen yasalar ve yönetmeliklerle birlikte logolarına bir de internet gazeteciliğini eklediler.
İtirazım yok bu gelişmeye ki, giderek gazete satışları düşmesine rağmen!.. Başta kağıt fiyatları, pahalı basın teknikleri bu sonucu doğurdu kuşkusuz.
Yerelinden-yaygın basınına tümü aynı yoldan ilerlemek zorundalar. Anlayacağınız 300-500 baskılı, “gelenek yerini bulsun” türünden tüm gazetelerin bir de internet gazetesi bulunuyor. Şişirilmiş kadro mecburiyetlerine rağmen, Basın İlan Kurumu aracılığı ile “resmi ilan” yayımlama hakkına da sahipler.
İşte bu noktada “hoşnut olmadığım” konuya değineyim;
Çoğu yaygın basın bileyerek-isteyerek haberciliğin temel kuralı “4 N 1 K” kuralını hiçe saymakta, çalakalem baskılı kâğıt üzerine yansıtmaktalar haberlerini!.. Mensubu olmaktan övünç duyduğum;
-Yerel (Eskişehir) basını da aynı yolda!..
Hadi diyelim. Kağıt baskılarda “eksiksiz habere” yer bulma sorunu yaşanıyor! Aynı haber tam haliyle niye internet sayfalarında yer alamıyor? Derim ki;
-Doğrudan bilinçli okura saygısızlık!...
Eksiksiz haber işte bu!..
İlk bakışta yazının başlığıyla uyum göstermeyen yukarıdaki satırları niye yazdım derseniz, devam edelim.
Sakarya’nın kağıda basılı halini günlük göremediğim için, internet sayfasından okuduğum, şu başlığın altındaki haber nedeniyle;
-Basın Konseyi’nin 37 yıl Gururu…
Adı anılan basın meslek örgütünün kuruluşunun üzerinden nasıl da geçmiş onca yıl!..
Anımsadığım kadarıyla Hürriyet Haber Ajansı Eskişehir bürosunda çalıştığım yıllarda, Ajansın Genel Müdürü sayın Oktay Ekşi’nin öncülüğünde bir grup meslektaşı tarafından kurulmuştu. Yine sanırım ilk Genel Başkanı kendisiydi. Sonrasında Babı Ali geleneğini temsil eden gazeteci meslektaşlarım tarafından yönetildi ve yaşatıldı.
Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yaptığım 1981-86 yılları sırasında bana ve yönetim kurulunda görev yapan arkadaşlarıma “katılım çağrısında “ bulunmuştu Basın Konseyi. Galiba Yılmaz Karaca Başkanlığı devralmasından sonra bu çağrıya uymuştu!..
Açıkça söylemem gerekirse olumsuz yaklaşımım nedeni, Konseyin “Entellektüel yapısı ve anlayışı” yüzündendi!...
Yıllar sonra Eskişehir’i temsil amaçlı ilk katılım gazetemizin sahibi rahmetli “Üstün Ünügür” tarafından gerçekleştirildi;
-Şimdi O’nu, oğlu Üstüner Ünügür temsil ediyor, onurla gururla…
***
İşte yukarıda alıntıladığım bilgiler, gazetemizin dünkü haberinde, Basın Konseyinin 37 kuruluş galası haberinin verdiği ilhamla yazıldı…
Temsilde Eskişehir Ağırlığı.
O özlediğim ve örnek gösterdiğim haberden şahsen gururlandığım bir şey daha öğreniyorum;
-Basın Konseyi galasında Eskişehir ağırlığını!..
Sakarya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Üstüner Ünügür, kurulun üyesi Ayşegül Hanımla birlikte doğal olarak galada temsil ediyor Eskişehir’i. Çünkü kendisi Basın Konseyinin Yüksek Kurul üyesi.
Ancak onların ötesinde iki temsilcisi daha var Eskişehir’in;
-Büyükşehir Başkanımız Ayşe Ünlüce ve Selefi Yılmaz Büyükerşen!...
Başkan Ünlüce, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’e bir “Atatürk Heykelciği” veriyor günün anasına…
-Yılmaz Hocamız ise hem alıyor, hem veriyor!..
Pınar hanım kendisine “Onur Üyesi Belgesini” takdim ederken. Sayın Büyükerşen de Gazetemiz Sakarya’nın önemsediği, birebir “birinci sayfa” fotoğrafını armağan ediyor.
-Eskişehir’i temsil etmenin gururlarıyla!..
------------------------------ -------------------