Exeter Üniversitesi, (University of Exeter) İngiltere’nin   Exeter kentinde bulunan, 1922 yılında kurulan ve 1955 yılında  şimdiki adını alan üniversitedir.  Streatham, St Luke's, Truro ve Penryn olmak üzere dört kampüse sahiptir. THE Impact Rankings 2023'te dünyada 18. sırada yer almaktadır.

İngiliz üniversiteleri arasında “Arap  ve İslami Araştırmalar Enstitüsü” olan tek üniversitedir.  İngiliz istihbarat servislerinin özellikle Arap ve İslam ülkelerine  gönderilecek elemanlarının önemli bir bölümü bu  üniversitede  eğitim görmektedir. Exeter Üniversitesi’nden mezun olan veya doktorasını burada yapan kişileri, daha sonra özellikle İslam ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasi kuruluşların başında veya devlet görevlerinde görmek mümkündür.

Üniversite’de, Arap, Orta Doğu ve İslam araştırmaları alanında öğretim programları  vardır. Arap dünyası  ve kültürleri, bölgenin tarihi, siyaseti, ekonomileri, toplumları, antropolojisi ile ortaçağdan modern İslam dünyası hakkında kapsamlı eğitimin yanı sıra Arapça ve Orta Doğu dilleri  konusunda eğitim verir.  Özel araştırma merkezleri, diğer disiplinlere ve çalışma alanlarına açılma ve  güncel konularla ilgilenme yoluyla  öğretimi güçlendirme fırsatı sunar. 
Green Peace  bu üniversite tarafından kurulmuştur. Greenpeace International'ın Araştırma Laboratuvarları Exeter Üniversitesi'ndedir.
 Bu laboratuvarlar, Greenpeace International'ın Bilim Birimi'ni oluşturur.  Exeter Üniversitesi'nde bulunan laboratuvarlar, dünya çapındaki Greenpeace ofislerine çeşitli disiplinlerde bilimsel tavsiye ve analitik destek sağlar. Laboratuvarlar, çeşitli çevresel numunelerde ağır metal ve organik kirleticilerin analizi için  donatılmıştır. Kapsamlı bir bilimsel literatür veri tabanı 1986'dan bu yana oluşturulmuş olup, temel bir bilgi kaynağı olarak hizmet vermektedir.
Exeter üniversitesinde eğitim almış olan Türkler artasında  Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Berat Albayrak,Abdullah Gül, Durmuş Yılmaz,  Sebahattin Zaim, Fehmi Koru, Şükrü Karatepe, Ekmeleddin İhsanoğlu vardır. Mehmet Şimşek  yüksek lisansını University of Exeter'de yapmıştır.  Dönüşte  EtiBank'ta ve ABD Büyükelçiliği'nde  ''Kıdemli Ekonomist'' sıfatıyla çalışmıştır. 1997 yılında ABD'de oturma izni alarak New York'a  taşınmış ve  Merril Lynch’in Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi sorumluluğunu üslenmiştir. Arap ve İslam Dünyası  hakkında  uzmanlaşması gerekenler,  bu üniversitenin hocaları tarafından eğitilmektedir.  
Üniversitenin İngiltere için çok önemli  misyonu vardır. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen seçilmiş öğrenciler bu üniversitede öğrenim görür ve ülkelerine dönenlerin  bir kısmı  ülkeleri için önemli pozisyonlara gelir.  Üniversiteye Türkiye’den gelen öğrencileri Türkiye Milli Kültür Vakfı ve  İslami İlimler Araştırma Vakfı  finanse eder.  Türkiye Milli Kültür Vakfı’nın kurucuları arasında Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş,  Asım  Kocabıyık,  Prof. Dr. Sebahattin Zaim ve eski Aydınlar Ocağı Başkanı Salih Tuğ  bulunmaktadır.  İslami İlimler Araştırma Vakfı’nın kurucuları arasında  ise Avni Kiğılı,  Korkut Özal,  Kadir Topbaş, Numan Kurtulmuş ve Ekmeleddin İhsanoğlu  vardır.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 1976-1978 yıllarında  İngiltere’de eğitim aldıktan sonra dönüşte  Prof. Sebahattin Zaim’in daveti ile Sakarya Üniversitesi’ne geçmiştir. Doktora tezi, “Türkiye ile İslam Ülkeleri Arasındaki Ekonomik İlişkilerin Gelişimi”  konusundadır.  
 
Gül, İngiliz Yüksek Şövalye Nişanı almış, Cumhurbaşkanlığı döneminde ilk  defa Kraliçe II. Elizabeth'in ziyaretinde frak giymiştir. Türkiye'den İngiltere'ye 23 yıl aradan sonra cumhurbaşkanı düzeyinde ilk resmi ziyareti gerçekleştiren  Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Buckingham Sarayı'nda İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth tarafından törenle karşılanmış, yılda iki devlet başkanını ağırlayan Kraliçe  Elizabeth'in 2011 yılında ABD Başkanı Obama'dan sonraki ikinci konuğu olmuştur.
 
Abdullah Gül ile beraber aynı dönemde Exeter'de eğitim alan isimler arasında Fehmi Koru ve Şükrü Karatepe de vardır. Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da o dönemde liseden arkadaşları olan Gül, Karatepe ve Koru'yu İngiltere'de ziyaret etmişti. Bu isimlerin ortak noktası  Necip Fazıl Kısakürek’in öğrencileri (tilmizleri) olmasıdır. Şükrü Karatepe Exeter dönüşünde Refah Partisi'nden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş, 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlığına atanmıştır. Abdullah Gül, merkezi Cidde’de olan  İslam Kalkınma Bankası’nda diğer Exeter mezunu arkadaşları ile birlikte ekonomi uzmanı olarak görev almıştır.
Ekmeleddin İhsanoğlu, akademik hayatına Mısır'daki El-Ezher Üniversitesi'nde başlamış,  1974'te Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doktorasını tamamlamış,  ardından Exeter Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmalar yapmıştır. İhsanoğlu’na 2007 yılında Exeter Üniversitesi'nden fahri doktora unvanı  verilmiştir. Hulusi Akar, Abdullah Gül'ün Exeter arkadaşıdır. Exeter mensubu olan  Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken ise 2020 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’na başdanışman olmuştur. Mardin-Derik 1965 doğumlu olan Eken 1987 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Lisansını tamamladıktan sonra, 1992 yılında finans alanında yüksek lisansını Exeter’de yapmıştır. İslam Kalkınma Bankası'nın bütün önemli yöneticileri bu üniversitede eğitim görmüşlerdir.
Exeter Üniversitesi'nin Türkiye'de ortaklaşa çalıştığı  eğitim kurumu Mardin Artuklu Üniversitesi’dir. Mesut Barzani'nin burs verdiği Artuk Üniversitesi öğrencilerinin çoğu   İngiltere yolcusudur. MI5 Genel Direktörü Jonathan Evans’ın, 2019 yılında Güneydoğu bölgesinde bulunan üniversiteleri gezip, konferans düzenlediğini unutmamak gerekir. Exeter Üniversitesi'nin Türkiye'de ortaklaşa çalıştığı bu Üniversite'ye  konferansa gelen  İngiliz akademisyen  Kinsey Hurbert’tir. Hurbert öyle basit bir eğitim görevlisi değildir. Mesut Barzani'nin 2003 yılında danışmanlığını yapmıştır.
4 Haziran 2023 tarihinde  Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda, Mehmet Şimşek ile görevi bırakan eski Bakan Nebati arasındaki görev teslim töreni yapılmıştır.  Törende  Şimşek, Türkiye’nin rasyonel politikalara geri döneceğini  açıklamıştır. Bu, “Faiz neden enflasyon sonuç” teorisinin battığı anlamına gelmektedir. Şimşek’in görev teslim törenindeki açıklamaları  önemlidir: "Önümüzdeki dönemde hedefe (refahın arttırılması) ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeceği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi, özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır. Küresel zorlukların, jeopolitik gerginliklerin arttığı bir konjonktürde kurumsal kalite ve kapasitemizi güçlendirerek makro-finansal istikrarı önceliklendireceğiz. Vakit kaybetmeden orta vadeli program çalışmalarımıza başlayacağız. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mali disiplinin tesis edilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması temel hedefimiz olacaktır.”
“Saydamlık”, “tutarlılık”, “öngörülebilirlik” ve “uluslararası normlara uygunluk” acaba  yeni dönemde nasıl uygulanabilecektir? 2024 yılındaki yerel seçimlerde Erdoğan’ın politikaları ile Şimşek’in kamu maliyesi dengelerini  koruma ve  enflasyonla mücadele politikaları   uyuşmamaktadır.  Bu sebeple Şimşek’in  ortodoks politikaları uygulama şansı  yoktur.  Yerel seçimler sonrasında Erdoğan’ın  “ortodoks” politikalara  izin vermesi  mümkün değildir. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mehmet Şimşek'in Merkez Bankası ile beraber atacağı adımları kabullendikleri mesajını vermesi  ve faiz artırımına yeşil ışık yakması,   Erdoğan’ın değiştiği anlamına gelmemelidir. Nitekim, faiz politikası konusunda değişime gitmediğini belirterek,  “Bazı arkadaşlar 'Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin"  açıklaması çok önemlidir. 
Erdoğan, KKTC ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta "Yani burada ekonomiyi bir kenara koyalım diyemezsiniz. Her ülkenin ilk işi ekonomidir. Ve burada da atılacak olan adımda, özellikle gerek Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki görevi gerek Merkez Bankasındaki değişiklik gerek BDDK’da attığımız adım, bütün bunlarla beraber ekonomiyle ilgisi olan Bakanlarımız yani Ticaret Bakanımızdan Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza, savunma sanayiine varıncaya kadar hepsi bu işle ilgili" demiştir. Bekleyip göreceğiz,  gelişmeler neleri gösterecek? Bu  gerçekler karışında Şimşek’in işinin  çok zor olduğunu açıklamakta hiçbir mahsur yoktur.