Kent insanı en çok trafikten şikayetçi.
Her geçen gün kronikleşen ve insanlar için eziyet haline gelen trafik sorunu ile çözüm yolları aranıyor mu?
Yetkisi olan kamu kurumları bu konuya kafa yoruyor mu?
Yoksa; herşeyi oluruna mı bıraktılar.
Merak ediyoruz...
****
“Eskişehir Ulaşım Ana Planı”
2006’da yapıldı ve 18 yıllık.
Kent nüfusu artarken, trafikteki motorlu araç sayısı da nüfus artışına oranla çok daha fazla arttı.
10 yıl önce araç sayısı 226 bin olarak açıklanmıştı.
2024'de yapılan sayımda araç sayısı 350 bini aştı.
2000 yılı öncesi kentteki motorlu araç sayısı 50-55 bin civarındaydı.
Araç sayısı 7 kat artarken, kent merkezinde yeni yollar açılmadı.
****
Şehir ulaşım planını İTÜ yapmıştı.
Tam bir teslimiyet belgesi gibiydi.
İnceleme sonrası yapılan açıklamada; “Ne kadar yol yaparsanız yapın artan trafiği karşılamanız mümkün değildir. Hangi yol yapım politikası izlenirse izlensin trafik artacaktır. Artan talebi karşılayacak yeni yollar, yeni kavşaklar, köprüler yapmak teknik ve ekonomik olarak mümkün değildir.” deniliyordu.
****
Bugün kentin caddelerinde daha çok araç var caddelerde.
Nüfus arttı.
Neredeyse her iki kişiye bir motorlu araç düşüyor.
Ama; ulaşım planında tramvay dışında bir iyileştirme yok!
Görünen o ki;
Eskişehir için günün koşullarına uyguh acil bir yen ulaşım planına ihtiyaç var.


 

GÜZEL GÜNLER... 

Biz eskiden başımızı kaldırdığımızda gökyüzünü görürdük.
Hehüz bu kadar sık bu kadar yüksek binalar yoktu.
Ufkumuz genişti.
****
Evlerimiz tek katlıydı.
Üç tarafımız bahçeydi.
Evleri ayıran bahçe duvarları şimdiki gibi yüksek değildi.
Komşulardan tecrit edimemiştik henüz.
****
Neler yoktu ki o bahçede.
Çiçekler vardı, mis gibi kokan.
Her daim bir öbek maydonoz vardı yemyeşil.
Üstünden kestikçe eksilmez çoğalırdı.
****
Ağaçlar vardı, meyve veren.
Kiraz, vişne, kayısı.
Hatta erik...
Meyvesinden ve yaprağından faydalandığmız asmalar.
Domates, biber ve nane.
Bahçeye çakılı tulumbadan su çeker, sulardık.
****
İllaki her bahçenin bir köşesinde tavuk kümesi vardı.
Bize taze yumurta verirdi.
Sabahları bahçede içerdik, keyif çayımızı, kahvemizi.
Bahçede akşamları dostları ağırlardık.
Güzel günlerdi...