AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak geçtiğimiz günlerde Ticaret Borsasına bir ziyaret gerçekleştirdi.
Borsa'da canlı mısır satış seansına da katılan Albayrak, fiyatların beklentilerin üzerinde olduğunu söyleyerek “Mısır bu sene çiftçimizin yüzünü güldürdü” açıklaması yaptı.
***
Aradan üç gün bile geçmedi, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile mısır ithalatında yüzde 130 olan gümrük vergisi bir gecede yüzde 5'e düşürüldü.
***
Verginin yüzde 5'e düşmesinin hemen ertesi günü içinde binlerce ton mısır olan gemiler limanlara yanaşmaya başladı.
***
Hal böyle olunca mısırın kilo fiyatı bir anda 1 ila 1,5 lira arasında düşüverdi...
Fiyatlar düşünce de çiftçi isyan etti!
***
Ne diyelim?
Albayrak'ın “Mısır bu sene çiftçimizin yüzünü güldürdü” demesinin üzerinde üç gün sonra ithalatta verginin düşmesi ve mısır fiyatının da buna paralel düşerek, çiftçiyi isyan ettirmesi, “Maşallah dediği üç gün yaşıyor” lafının hayat bulması gibi oldu!

UNAKITAN'IN ARDINDAN...


Kemal Unakıtan "Soğan paketleme tesisi." Açılışı yapıyor.
Ertesi gün medyada bir eleştiri;
- "Koskoca Maliye Bakanı, soğan paketleme tesisi açar mı? "
Unakıtan hemen gazetecileri topluyor ve;
"Ölçün benim boyumu" dedikten sonra;
- "Nerem koskoca?.. Yalan haber yazmayın... Ben koskoca değil, gördüğünüz gibi ufak tefek bir adamım."
***

Bakan Unakıtan Eskişehir'de bir açılış törenine katılıyor.
Tören sonrası program gereği başka bir yere geçilecek.
Sonraki programın yapılacağı mesafe uzak olmayınca, yürümeye karar veriyor.
Tam bir durağın yanından geçecek ki, karşısına alkollü bir vatandaş çıkıyor.
Vatandaş biraz da heyecanla;
-"Ben Tayyip Erdoğan'ı çok seviyorum. Ne olur Ankara'ya döndüğünde selam söyle" diye tembihte bulunuyor.
Unakıtan oldukça sakin soruyor;
-"Söylerim söylemesine de, kim diyeyim? Şimdi kimin selam söylediğini sorar ,cevap veremezsem fırça atar!”
***


Bir gazetede haber çıkıyor.
"Özeti" şu:
-" Unakıtan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak. Birkaç ay başkanlık yapacak. Sonra görevi bir AK Partili'ye bırakıp, Maliye Bakanlığı'na dönecek."
Gazeteciler "doğru mu" diye Unakıtan'a soruyorlar:
Maliye Bakanı'nın yanıtı:
-"Bu zihni sinir bir proje. Kim çıkarıyorsa, emin olun Maliye Bakanlığı'nı elimden almak için çıkarıyor."
***

Bakan Bey Alpu ilçesine gidiyor. Belediye Başkanı Mustafa Gökçe
"Hoş geldiniz konuşması" yaparken:
-"Efendim, hangi partiye mensup olursa olsun biz misafiri güzel karşılarız. Ama sizi daha bir güzel, daha bir özel karşılıyoruz." deyince,,,
Bu sözler Ahsen Hanım'ın çok hoşuna gidiyor.
Eşine dönüp "seni burada çok seviyorlar" diyor.
Unakıtan sağ başparmağı ile işaret parmağını birbirine sürtüp "para işareti" yaparak:
- "Parayı kim sevmez?" diyor...
***

Katıldığı bir toplantıda,toplantı salonuna çıkmak için asansöre biniyor Kemal Unakıtan.
Asansör toplantı katına çıkmadan ara katlarda arızalanıp kalıyor.
Büyük bir telaş yaşanıyor binada.
Derhal müdahale ediliyor.
Yaklaşık 20-25 dakikalık uğraşı sonrasında asansör tamir ediliyor.
Tamir edilen asansörden inecek olan Kemal Unakıtan'ın ne durumda olduğu büyük merak konusu.
Sonuçta asansörün kapısı açılıyor ve Unakıtan çıkıyor asansörden.
Gazeteciler hemen yanına gidip soruyorlar "Korktunuz mu? Rahatsızlandınız mı?"falan diye.
Unakıtan'ın ilk söylediği söz şu oluyor:
-"Asansör ilk kez bir bakan görmüş o yüzden beni bırakmak istemedi. Uzun uzun hasret giderdik"
***
Özel kanunla oğlunun tonlarca mısır ithal etmesi üzerine bu mısırların ne olacağını soran gazetecilere "Tavuklara verecek" cevabını vermesi, Davos'da Offer ile otelde görüşüp görüşmediğini soranlara da "Tabi otelde görüştüm. Buz gibi havada dışarda mı görüşseydim" demesi, içinde her ne kadar espri barındırsa da sonuçta büyük bir tartışma yaratmıştı
***

Yukarıda Unakıtan'ın  Eskişehir Milletvekilliği döneminde yaşanmış olan birkaç örnek olay sıraladık.
Sıraladığımız bu örnekler bile Kemal Unakıtan'ın nasıl bir mizah anlayışına sahip olduğunu gösteriyor.
Bakanlık yaptığı dönemde en çok eleştirilen isimlerin başında geliyordu.
Hakkında son derece ciddi iddialar vardı.
Ancak...
Eskişehir'e önemli katkıları oldu.
Ölenin arkasından, vefat edenin iyi yönlerini ortaya koymak adettendir.
Unakıtan gerek şehrin sorunlarını çözüme kavuşturan girişimleri gerekse Eskişehirspor' a sağladığı imkanlar nedeniyle şehirde en azından ülke genelindeki algının tersine, kızılan,eleştirilen ve nefret edilen bir isim olmadı.
Hatta.
Eskişehir'de sevildi de.
Yaşadığı rahatsızlık sonrası tadı pek yoktu.
Siyaset defterini kapattı ve köşesine çekildi. 
Ardından da vefat haberi geldi.
Önceki gün ölüm yıldönümüydü Kemal Unkıtan'ın.
Biz de kendisini böyle analım istedik.

İKTİDAR VATANDAŞI HALLETMEYİ KAFASINA KOYMUŞ BİR KERE!

Samiko'ya tebliğ gelmiş vergi dairesinden.
Defterlerini alıp gitmesi gerekiyor!
Üç buçuk atmış tabii Samiko,
Karısı Rebeka'ya seslenmiş:
"En eski, solmuş, lekeli ne varsa ver giyeyim, vergi dairesine gideceğim!"
***
Giyinip dışarı çıkan Samiko, yolda koşarken arkadaşı Albert ile karşılaşmış.
Albert sormuş:"Nereye böyle Samiko?"
"Sorma!! Vergi dairesinden çağırdılar. Defterleri istiyorlar! Ben de en eski kıyafetlerimi giyip yola çıktım.”
Albert kafasını sağa sola sallamış ve "Olur mu be Samiko? Böyle daha çok dikkat çekersin! Seni görünce, bu masus böyle giyindi diyecekler."
"Eeee?"
"Ne eee si? Eve gidip daha ortalama bir şey giy."
Samiko bir koşu eve dönmüş.
Bir gömlek ve üzerine bir kazak giyip yola çıkmış.

***

Yeşua çıkmış karşısına.

"Merhaba Samiko, nereye böyle?" diye sormuş.

Samiko, o ana kadar başına gelenleri anlatmış.

Yeşua gülmüş:

"Ah be Samiko!..Ben da seni akıllı sanıyordum. Ama galiba sen delisin. Sen onun bunun dediğine mi inanıyorsun? Şimdi beni iyi dinle. Hemen Hahambaşına gideceksin ve derdini anlatacaksın. O en iyisini bilir. Sana bir yol gösterecektir."

Samiko, ona hak vermiş.
***

Hahambaşı ile konuşmak için doğru sinagoga gitmiş.
Tam kapıdan girecek..... .
Kapı açılmış ve çok güzel bir genç kızla burun buruna gelmiş.
Kıza yol verdikten sonra içeri girmiş.
Başından geçenleri tek tek anlatmış hahama.
"Ne yapmam lazım?" diye sormuş.
Hahambaşı biraz düşündükten sonra demiş ki:
"Az önce buradan bir genç kız çıktı. Onu gördün mü?"
"Evet, kapıda karşılaştık."
"O kız Pazar günü evleniyor. Bana gelip 'Düğünde mini etek mi, midi etek mi yoksa maksi etek mi giyeyim?” diye sordu.
Ben de dedim ki: “Bak kızım!... İster mini, ister midi, ister maksi giy, değişen hiç bir şey olmayacak. Pazar akşamı senin için her halükarda sonuç değişmeyecek" Hangi kıyafeti giymen gerektiğini şimdi anladın mı oğlum?"
***
İktidar şimdi de kredi kartı limitinden vergi almaya karar vermiş!
Vatandaşı öyle ya da böyle halletmeyi öyle bir kafasına koymuş ki, normalde gelirden alınan vergiyi, dünyada bir örneği daha olmayan bir yöntemle artık giderden de almaya gözünü dikmiş.
Tıpkı yukarıda yazdığımız fıkrada olduğu gibi...
Üstelik; vergi dairesine bile çağırmadan...
Üstelik;ne gidiğine bile bakmadan...