Hayvan Hakları Koruma Yasasının yakın zamanda değiştirilen ve bizlerin katliam yasası olarak adlandırdığı yeni şekli öldürmeyi meşrulaştırdıktan sonra, zaten uzunca bir süredir en başta ekonomik yetersizlikler yüzünden cinnet mevsimi yaşayan toplum, temelli şirazesinden çıktı; hayvanlarımıza, çocuklarımıza, kadınlarımıza yapılan saldırılar, işkenceler, öldürmeler dozunu artırarak devam etti.
     Bunlardan  sonuncusu Gebze’de, belediyeye ait bir hayvan barınağında yaşandı; elliye yakın, çoğunluğu köpek ve kediler -ki içinde minicik yavrular da varmış- barınağa giden can severler, hayvan hakları savunucuları tarafından,  ağızları sıkıca bağlı naylon poşetler içinde, belediyeye ait çöp konteynerlerinde ölü olarak bulundu.
     Bu kedilerin, köpeklerin tamamının sağ ve sıhhatte olduğu, belediye görevlilerinin onları bir şekilde ilaçlarla öldürüp naylonlara koyduklarını, içlerinde bazılarının halen son nefesin vermediğini, can çekiştiğini öğrendik basından, tv. ekranlarından. Yine yeniden içimiz yandı, söyleyecek sözleri tükenenlerimiz çoğunlukta oldu eminim. 
     Bu yaşanan olay ilk  katliam olmadığı gibi sonuncusu olmayacağı da çok açık. Toplumdaki yansımaları ise devam edip gidecek hem de artan dozda. Ölümü meşrulaştırmak çok ama çok yanlış. Bu meşruluk bugün hayvanaysa, toplumdaki tepkisi hemen her gün, artık kanıksanan hale gelen çocuğa, kadına tehdit olarak geri dönecek açık ve net! Çünkü öldürülen hayvan da olsa sonuçta oda bir can. Bunu yıllardır dillendiririz ama işte kulakları sağır, gözleri kör, vicdanları dumura uğramış siyasetçiler, yetkili otoriteler hep arkalarını dönüp görmezden geldiler bu uyarılarımızı. Üstüne üstlük daha da cesaretlendirici uygulamalar getirdiler canlarımızın düşmanlarına.
     Şimdi tüm can savuncuları haklı olarak, Gebze’deki katliamın sorumlularının ceza alması için gereken tüm güçlerini, yasal haklarını kullanarak göstermekteler.
     Ama en önemlisi Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce o değiştirilen, talihsiz yasa maddelerini iptal etmesi.
     Yine yıllardır yaptığımız gibi sabırla bekliyoruz, umudumuz insanlıktan kalan son kırıntıların masum canlarımızı kurtarması yönünde.