Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilde yüzyılın yıkımına yol açan deprem sonrası dikkatler ister istemez Eskişehir'deki binaların depreme karşı dayanıklı olup olmadığına çevrilmişti.
***
Yaşanılan deprem sonrası Eskişehir’de de var olan binaların güvenli olup olmadığına ilişkin oluşan hassasiyet üzerine biri Büyükşehir belediyesi, diğeri Vilayetten iki önemli uygulamanın hayata geçirileceği duyurulmuştu.
***
Büyükşehir belediyesi İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte, ilk etapta belirlenen mahallelerde bulunan 22 bin binada ön tespit çalışması yapılacağı, Valilik ise şehirde bulunan tüm kamu binalarının depreme karşı dayanıklı olup olmadığının tespit edeceği açıklanmıştı.
***
Yapılacağı açıklanan her iki uygulamanın üzerinden neredeyse bir buçuk yıl geçti.
Fakat…
Bugüne kadar kaç bina kontrol edildi ve yapılan çalışmalar sonucunda depreme dayanıklı olmayan kaç bina tespit edildi, bunu bilmiyoruz.
***
Aynı şekilde, Eskişehir'deki kamu binalarının depreme dayanıklı olup olmadığına dair tespiti çalışmalarının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa bugüne kadar kaç kamu binasının incelendiği, incelenen kamu binalarından depreme dayanıklı olmadığı tespit edilen kaç bina bulunduğu konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.
***
Umarız yukarıda dile getirdiğimiz her iki uygulama ile ilgili hem biz hem de kamuoyu, bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili yetkililer bir bilgilendirme yapar.
Tabi yapılacağı söylenilen bina kontrolleri gerçekten söylenildiği şekilde yapıldıysa!
Tabi Büyükşehir ve Vilayetin “Yapacağız” dediği bina kontrolleri sırf o hassasiyet sürecini geçiştirme adına yapılmadıysa!

Deprem-24

DÜĞÜN DAVETİYELERİ İCRA KAĞIDI GİBİ!

Siteye yakın bir sokakta düğün yapılıyor.
Hava sıcak olduğu için cam pencere açık ve evde müziğin sesini de evlenen çiftler ile ailelerinin oynamak için davet edildiği anonsları yapılıyor önce.
Ardından.
Oynama faslı bitiyor, takı töreni yapılacağının anonsu geliyor.
***
Bu arada bittiğini zannettiğimiz gelenek meğer bitmemiş!
Zira, takı takanlar tek tek anons edilmeye başlıyor.
Yaklaşık 20-25 dakika boyunca dinliyoruz yapılan anonsları.
Takılan takıların çoğu hep 100-200 lira.
Arada tek tük 1000 lira ve gram altın anonslarını duyuyoruz.
Küçük altın, bilezik, kolye hak getire!
***
Takı töreni bittiğinde kafadan bir hesap yapıyoruz, çiftin ailelerinin takıları bir yana davetlilerin taktığı takılar 1015 bin lirayı bile bulmuyor!
Alın size ekonomik kriz ve hayat pahalılığı ile ülkenin geldiği durum...
Artık düğün davetiyesi insanlara resmen icra kağıdıymış gibi geliyor!
Kendisini mecbur hissedip düğünlere gidenler de takı olarak tıpkı kredi kartlarının borcuna yaptıkları gibi, en asgarisini takı olarak veriyor!

NAZAR ETME NE OLUR, DEĞİŞTİR SENİN DE OLUR!

Sosyal medya üzerinde Urfa'nın Sesi isimli bir sayfa var.
Urfa'nın içinden geçen ve şehri ikiye bölen Karakoyun Deresi'nin bakımsızlığından ve şehre yarattığı sıkıntıdan yakınıyor.
***
Site, söz konusu Dere'nin neden bir türlü düzenlenip, şehre kazandırılmadığını sürekli sorgulasa da bir sonuç alamamış.
***
Sonunda, içinde Botlar ve Gondolların yüzdüğü Eskişehir'in Porsuk Çayının resmini koyup, üzerinde “Onlarda”, altına da Urfa'daki Karaköy Deresi'nin, içinde su olmayan pejmürde resmini koyarak, üzerine”Bizde” yazılı bir paylaşımda bulunulmuş.
***
Üstüne de...
“Ah Urfam ah! Tarihin derinliklerine kök salmış bir şehirde yaşıyoruz ama maalesef vizyonumuz eksik. Karakoyun Deresi tıpkı Eskişehir'deki Porsu Çayı gibi olabilirdi” notu düşülmüş.
***
Yapılan paylaşımın altındaki yüzlerce yorumları tek tek okuduk...
Bizi en çok güldüren yorum şu oldu:
“Nazar etme ne olur, şehri yönetenleri değiştir senin de olur!”