Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilde yüzyılın yıkımına yol açan deprem sonrası dikkatler ister istemez binaların depreme karşı dayanıklı olup olmadığına çevrilmişti.
***
Yaşanılan deprem sonrası Eskişehir’de de var olan binaların güvenli olup olmadığına ilişkin oluşan hassasiyet üzerine biri Büyükşehir belediyesi, diğeri Vilayetten iki önemli uygulamanın hayata geçirileceği duyurulmuştu.
***
Büyükşehir belediyesi İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte, ilk etapta belirlenen mahallelerde bulunan 22 bin binada ön tespit çalışması yapacak, Valilik ise Eskişehir’de bulunan tüm kamu binalarının depreme karşı dayanıklı olup olmadığını tespit edecekti.
***
Yapılacağı açıklanan her iki uygulamanın üzerinden aylar geçti.
Biz de merak ettik…
Büyükşehir belediyesi ile İMO’nun işbirliği sonucu belirlenen mahallelerde binaların ön inceleme çalışmalarının başladığını biliyoruz.
Hatta Haziran ayı başında 7 binin üzerinde binanın kontrolden geçirildiği de açıklanmıştı.
Fakat…
Bugüne kadar kaç bina kontrol edildiğini ve yapılan çalışmalar sonucunda depreme dayanıklı olmayan kaç bina tespit edildi?
***
Aynı şekilde, giden vali Ayyıldız’ın talimatı ile Eskişehir’deki kamu binalarının depreme dayanıklı olup olmadığının tespiti çalışmalarının yapılıp yapılmadığını, yapıldıysa bugüne kadar kaç kamu binasının incelendiğini, incelenen kamu binalarından depreme dayanıklı olmadığı tespit edilen kaç bina bulunduğu konusunda hiçbir bilgimiz yok…
***
Umarız yukarıda dile getirdiğimiz her iki uygulama ile ilgili yetkililer tarafından bilgilendiriliriz…
Zira…
Her iki uygulamanın yapılıp yapılmadığı, yapılıyorsa da sonuçları ve gelinen aşamaları konusunda şehirde yaşayan herkesin bilgi sahibi olma hakkı var…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
PEŞİN ÖDE VERGİ CEBİNDA KALSIN…
Aldığınız bir hizmet karşılığında esnafa kredi kartını uzatıyorsunuz…
Diyor ki:
“Peşin para olarak verirsen 300 lira kredi kartı ile ödersen vergiyi üzerine eklemek zorundayım.
***
Yanında para varsa peşin ödemeyi tercih ediyorsun.
Yoksa…
Kabul ederse en yakın banka ATM’sine gidip para çekiyor ve getirip esnafa veriyorsun.
***
Bir mekanda oturup, bir şeyler yiyip içiyorsun.
Hesap istediğinde işyerindeki görevli “Post cihazı bozuldu. Kredi kartı ile ödeme alamıyoruz” diyerek iban numarası veriyor.
Hesap ödemesinin verilen iban numarasına yapılmasını istiyor.
Ardından da “Bu sizin de yararınıza. KDV ödememiş olacaksınız” deniliyor.
***
Bahsettiğimiz iki durumu da son günlerde sık sık duymaya başladık.
Hatırlarsanız seçimin hemen ardından mal ve hizmetlerdeki KDV oranları artırılmıştı.
Devlet daha fazla vergi toplamak için oranları yükseltmişti.
Görünen o ki vergi vermemenin yolları yeniden uygulamaya konulmuş.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KOMUTAN KOMUTU VERİNCE…
Siyasette çok sık rastlanan bir durum var…
Bu günden yarına ne olacağını kimse kestiremiyor…
Ne hedef koymak işe yarıyor ne de plan yapmak…
Bu günün en kudretli kişileri bakıyorsunuz yarın hiçbir şey olamamış siyasette.
***
Askerlik yapanlar daha iyi bilir…
Askerler, komutan eşliğinde uygun adım yürüyüş yaparlar…
Komutan aniden “Geriye dön!” diye bağırdığında, en arkadakiler en öne, en öndekiler en arkaya geçivermiş olur…
***
Siyasette de geçerli bu durum!
Kenarda, köşede kalmış, unutulmaya yüz tutmuş, adı dahi anılmaz olmuş insanlar, tıpkı komutanın “Geriye dön!” komutundaki gibi birden partinin en üst görevine getirili verir…
O komut verilinceye kadar partinin en önünde giden, bıçağının her iki tarafı da kesen, etrafında pervane olunanlar ise bir anda “hiç” oluverirler…
***
O yüzden…
Bu işi bilenler, siyasetle uğraşanlara sürekli yukarıdaki, “siyasette bugünden yarına ne olacağı belli olmaz” lafını hatırlattıktan sonra “Geldiğin yerde kalıcı değilsin, gittiğin yerde de ne olacağı belli olmaz” nasihatinde bulunurlar…
***
Ama gelin görün ki, bu nasihatler hiç dinlenmez…
Gelen, geldiği yerde ömrünün sonuna kadar kalacağını düşünür…
Giden de artık kendisinin hatırlanmayacağını…
Halbuki her değişim, komutanın düdüğü ve beraberinde vereceği “Geriye dön!” komutunda saklıdır…
O komut defalarca verilmiştir siyasette…
Defalarca, en öndekilerin en arkaya, en arkadakilerin de en önde kendilerini bulmuşluğu vardır…