Daha önce de söyledik:
Bürokratların parti binalarına gitmesi suç olmayabilir.
Bürokratların parti binalarında görüntü vermesi yasak da olmaya bilir.
Ancak.
Bürokratların parti binalarına gitmesi etik değildir!
Zira bu çizgi siyaset ve bürokrasiyi birbirinden ayıran önemli bir teamüldür.
***
AK Parti iktidarında ne yazık ki bu hassas teamül de ortadan kalktı.
Bürokratlar parti binasından çıkmaz oldu!
***
Hatırlarsanız bundan bir süre önce SGK ve DSİ müdür yardımcıları AK Parti binasına gidip, yeni atanan başkana hayırlı olsun ziyareti yapmışlar, ziyaretin boy boy fotoğraflarını da sosyal medya hesabından yayınlamışlardı.
Sonradan bu iki bürokratın meğer iki ayrı ilçeden belediye başkan adayı olmak istedikleri ortaya çıkmıştı.
***
 Şimdi de AK Parti’den Odunpazarı belediye başkan adayı olmaya can attığı konuşulan Çevre İl Müdürü Hikmet Çelik soluğu AK parti binasında almış!
Hem öyle ziyaret falan da değil hani, bizzat partinin genişletilmiş ilçe yönetim kurulu toplantısına katılıp, parti yöneticilerine brifing vermiş!
Bürokratın parti binasında, parti yöneticilerine verdiği brifing’in fotoğrafları da gayet doğal bir durummuş gibi sosyal medya hesaplarından paylaşılmış.
***
Ne diyelim?
Yukarıda da söylediğimiz gibi eskiden siyaset ile bürokrat’ı birbirinden ayıran hassas bir çizgi vardı…
Çünkü…
Siyasetçi partisini, bürokrat devleti temsil ederdi.
Örneğin:
Bürokratlar siyasetçiler tarafından parti binalarına çağrılamazdı!
Mesela:
Bürokratlar parti binasına çağrılsa da oraya gidemezdi!
Hatta:
Bürokratlar parti binasına gitse bile siyasetçi o bürokratları partinin kapısından içeriye sokmazdı!
***
Şimdi: siyasetçi çağırıyor bürokrat koşa koşa parti binasına gidiyor…
Ya da…
Bürokrat parti binasına gidiyor, siyasetçi “Senin burada ne işin var?” demiyor, bir de alıp karşısına oturtuyor!
Her iki tarafı da, yaptıkları işin ne olduğunun hala farkında varamadıkları için canı gönülden kutluyorum!
Önerim; AK Partinin daha büyük bir parti binasına taşınıp, her daire müdürüne bir oda tahsis etmesi, onların da mesailerini bu binada yapmasıdır.
Malum sürekli gelip-gitmek bir müddet sonra zor gelebilir!

AKP..-1
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

BÜYÜKERŞEN “GÖNLÜM İSTERDİ Kİ TEK ADAY ÇIKSIN”

CHP il kongresi geride kaldı.
İki adayın yarıştığı kongrede, delege sayısı dezavantajına rağmen Talat Yalaz ipi göğüsleyerek il başkanı oldu.
İl kongresinin sonucunu sorduk Yılmaz Büyükerşen’e…
Önce “Gönül isterdi ki kongreyi herkesin üzerinde mutabakat sağladığı bir adayla yapalım” dedi.
Ardından da:
“Herkesin üzerinde uzlaştığı bir isim olması için çok çaba sarf ettim. Yaptığımız toplantılarda ne yazık ki bu önerim ve isteğime karşı çıkanlar oldu. Mutabakat sağlanamayınca da kongre iki adaylı bir yarışa evrildi. Keşke benim de önerim doğrultusunda herkesin üzreinde “Tamam” dediği tek adayla kongreyi yapabilseydik. Keşke bu öneriye karşı çıkanlar olmasaydı.” Dedi.
Kongre sonucunu nasıl karşıladığını sorduk:
“Gayet memnunum. Yönetimde gençler var kadınlar var tecrübeli isimler var. Son derece gayretli olacaklarına inanıyorum” cevabını verdi…
BUYUKERŞEN.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

DANIŞTAY DA BİR KARAR VERSE ARTIK! ÖĞRETİM ÜYELERİ MUAYENE AÇSIN MI? KAPATSIN MI?

2014 yılına kadar muayene açmış olan öğretim üyesi hekimler aynı zamanda Üniversite hastanelerindeki görevlerini sürdürebiliyor...
Çünkü…
Danıştay’ın “Bu tarihten sonra muayene açamazlar. Açarlarsa hastanede çalışamazlar. İkisinden birini tercih etmek zorunda” diye bir kararı var.
Kararın adaletsiz olduğu dile getirilince aynı Danıştay “Tüm öğretim üyeleri muayene açabilir, hastanelerdeki görevlerini de sürdürebilir” kararı alıyor.
Bunun üzerine öğretim üyesi hekimler muayene açıyorlar…
Yine aynı Danıştay bu kez “2014 yılından sonra açılan muayeneler kapatılacak” kararı alıyor iyi mi?
Danıştay bir öyle bir böyle diyerek meseleyi bildiğiniz çocuk oyuncağına çevirmiş…
Şimdi, Danıştay’ın kararı ile muayene açan öğretim üyesi hekimlerin, yine Danıştay’ın kararı ile muayenelerini kapatması isteniyor.
Bana kalırsa kapatma kararının uygulanması için çeşitli mağduriyetlere neden olacağı için çok acele edilmese iyi olacak…
Zira…
Danıştay’ın kafası bir hayli karışık sanki…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Neden böyleyiz?

Gösteri hakkını ancak Fransa'da, Almanya’da, İngiltere’de olunca savunuyoruz.
Irkçılığa ise ancak Amerika ve başka ülkelerde olunca karşı çıkıyoruz.
Gazetecilerin özgürlüğünü ancak Suudi Arabistan'da destekliyoruz.
Yargı bağımsızlığını ise ancak Rusya'da gerçekleşmediği için önemsiyoruz.
İşgallere ancak İsrail'de yapılınca tepki gösteriyoruz.
Azınlıklara ise ancak Çin'de sahip çıkmaya çalışıyoruz.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,