Sular hep aktı geçti, Kurudu vakti geçti, Nice han nice sultan, Tahtı bıraktı geçti, Dünya bir penceredir, Her gelen baktı geçti - Yunus Emre

Hayvanlar aleminden ders almıyoruz. Size şimdi sorsam; şimdiye kadar bir kuşun komşundan daha çok yuva yapmak için uğraştığını gördünüz mü? Desem, ben kuş muyum? Dersiniz.  Belki size komik gelecek ama; hiçbir tilki saklanacak ve yaşayacak tek bir deliği olduğu için üzülmemiştir! Tabii bazı hayvanlar tedbir olsun diye; sincaplar kış gelmeden önce ceviz toplayıp saklayarak o kışı rahat geçirmek isterler. Ama ne olur ne olmaz? Diyerek iki yıla yetecek kışlık ceviz toplamazlar. En çok sevilen hayvanların başında gelen köpekler yaşlılık yılları için kemik biriktirmezler. Hemen kızmayın canım! Benim sözüm ortaya. İsteyen istediğini alır.

Bunları yazmamın nedenine gelince.. Fazla çalışmaya gerek yok anlamı çıkarmayın. Ben öyle bir şey demiyorum. Elbette çok çalışmamız gerekiyor. Hedefimize ulaşmak için gayret göstermemiz gerekecek.. Ancak bunları elde etmek için de ailemizi ihmal etmememiz gerekiyor. Bir şeyler kazanmak için ailemizi, sağlığımız veya dostlarımızı kaybetmeyelim. Refah elde edelim ama kaybetme pahasına elde edeceğimiz bir hedefin peşinden de gitmeyelim. Bu dünya için değmez! 

Kanaat ya da kanaatkar insan dediğimizde aklımıza; çalışıp gayret göstermeyi, fakat neticede az da olsa ele geçene razı olmaktır. Kanaatkar kimse, çoğa sevinip aza üzülmeyen, her iki durumda da huzur içerisinde bulunan kimsedir diyebiliriz. “Yalan. Vallahi yalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Al biraz da sen oyalan” derken Yunus Emre çalışmayın demiyor. Mal peşinde koşarken, hayatını, aileni, etrafındaki insanları ihmal etme diyor.