Bundan 20 belki de 30 yıl sonra, bir televizyon kanalında ünlü bir ismin başarı hikayesini izleyeceksiniz.
Alanında son derece başarılı olmuş bir bilim insanı ya da sanatçının belki de şu sözlerine şahit olacaksınız:
“Ben aslında çocukken ailemin de zoruyla sokaklarda dilencilik yapan biriydim. Bir gün yaşadığın şehre bir vali geldi. Vali gelir gelmez ilk iş olarak şehirde dilenciliği yasakladı. Beni ve benim gibi dilenen yüzlerce çocuğu toplatı. Bazılarımızı okullara kaydettirdi bazılarımızı kurslara göndererek meslek sahibi olmasını sağladı. Kısacası, ben bugün sizin programınıza katılıyor ve insanların karşısına önemli biri olarak çıkıyorsam, işte bu o valinin sayesindedir” 
***
Evet.. Vali Hüseyin Aksoy geçtiğimiz yıl, göreve başlamasının hemen sonrasında şehirde dilenciliği yasakladı.
Vatandaşa da “Sokakta dilenenlere yardım yapmayın” çağrısında bulundu.
Başlattığı bu uygulama şehirde takdir de gördü karşılık da buldu.
***
Bunun üzerinden bir yıl geçti.
Bu bir yıl sonunda 200'e yakın çocuk dilenci sokaktan kurtarıldı.
Yarısı okullara yazdırıldı, diğer yarısı kurslara katılıp meslek sahibi olma yolunda ilk adımlarını atmış oldu.
***
Kısacası vali Hüseyin Aksoy o çocuklara bir dokundu, pir dokundu.
Bana göre vali Hüseyin Aksoy başlattığı bu uygulama ile “Dilenciler şehri” olan Eskişehir'i “Dilencilerden kurtaran ve aynı zamanda da dilencileri kurtaran” bir vali olarak hep hatırlanacak...
Dilenci Çocuklar

DÖNEKLİK...

Prof Dr Mehmet Arslan Türkiye’nin en tanınmış felsefecilerinden biri…
Alanında son derece önemli bir bilim adamı…
“Döneklik”kavramına farklı bir bakış açısı getiriyor.
“Aklı başında olan dönek olur. Doğru karşısında dönmeyen insan makbul değildir. Taştan farkı yoktur o insanın. Çünkü taş dönmez ”diyor özetle.
***
Ardından da şöyle devam ediyor:
“Biri gelip bir konuda beni ikna edecekse ben fikrimi değiştiririm. İnsan düşünceleri kesinlikle değişmeli. Değişmeyen insan düşüncesi normal değildir. Çünkü döneklik olmadan demokrasi olmaz. Yoksa bir defa seçim yap, kazanan sürekli iktidarda kalsın ve hüküm sürsün. Böyle bir şey olabilir mi? Fikriniz doğru düşünceler karşısında değişmiyorsa demokrasiye ulaşmanız mümkün değildir.”
***
Prof Dr Arslan’ın en çok karşı çıktığı sözlerin başında“İnsan 7’sinde neyse 70’inde de o olmalı”sözü geliyor.
-“Demek ki bu şekilde yaşamış bir insan, sabit fikir sahibi olmuş, değişen şartlar ve yanlışlar karşısında ömrü boyunca 1 adım dahi ileriye gidememiştir”diye bir saptama yapıyor.
***
Son olarak da…
-“Döneklik, her ne kadar toplumda karşı çıkılan ve tepki gören bir kavram olsa da, aslında olması gereken iyi bir şeydir”diye noktalıyor sözlerini…
Son derece farklı bir bakış açısı değil mi?
Eminiz, birçoğunuz bu yazıyı okuduğunuzda içinizden“Dönekliği hiç bu şekilde düşünmemiştim”dediniz.
***
Ahmet Arslan’ı okuyunca ve onun döneklikle ilgili farklı yaklaşımını öğrenince, biz de kendi kendimize“meseleyi hiç bu tarafından düşünmedik”itirafında bulunduk.
Galiba bu kavramda kilit nokta, insanın yanlıştan vazgeçip, doğruyu bulması olsa gerek.
Menfaat ve çıkar uğruna doğruyu es geçip, yanlışa dönenler için “Dönek” tanımı belki cuk oturuyor ama
yanlıştan dönüp, doğruyu bulma konusunda , Ahmet Arslan’ın da söylediği gibi galiba biraz dönek olmak gerekiyor sanki…

KARANLIK BU ŞEHRE HER İKİ ANLAMDA DA YAKIŞMIYOR!

Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer'in dile getirdiği ama çok da üzerinde durulmayan bir sıkıntı yaşanıyor Eskişehir'de.
***
Akşam saatlerinden itibaren şehrin bazı bölümleri resmen karanlığa bürünüyor.
Bu durumun gözlenen iki nedeni olabilir.
Birincisi; Cadde ve sokakların büyük bölümünde yeterli aydınlatma yok.
İkincisi de, var olan aydınlatma lambalarının bir bölümü yanmıyor.
***
Artık arızalı oldukları için mi yoksa kamuoyuna açıklanmayan bir kısıtlama mı uygulanıyor bilemiyoruz ama şehrin karanlığa teslim olması her geçen gün artan bir yakınmaya neden oluyor.
***
Şehir merkezinde bulunan cadde ve sokaklardan tutun da kenar mahallelere ve parklara, hata bazı günlerde çevre yolunda bile yaşanan karanlık hiç de hoş bir tablo oluşturmuyor.
Zira...
Eskişehir gibi bir şehre, mecazi anlamda da gerçek anlamda da karanlık hiç yakışmıyor!

1-313

2.-10