Oldukça eskidir bu Merkezle tanışıklığım; kentimizin biraz kenarda kalmış bir semtinde, Sazova mahallesinde kurulmuş, fizik tedavisi vermekte hastalara, modern aletleri, ehil çalışanlarıyla “iyi ki var denilen”, yurt dışındandan da hastaları olan bir yer.
     İlk gittiğim yıllarda çevresindeki kediler dikkatimi çekmişti açıkcası. Orada olduklarına göre seviyor, kollanıyor diye düşünmüştüm. Sonraları, bir tanesi -ki ismini Nalan koymuş çalışanlar- içeri giriyor, bekleme koltuklarında yatıyor, inanılmaz akıllı ve sevecen. Hikayesini öğrendiğimde o kediciğe sevgim katlandı. Hamileymiş güzellik, daha önceki bebeklerini ne yazık ki kaybetmiş bir şekilde.   
     Şimdi yine “o yaşadığı travmayı bir daha yaşamamalı” diye kolları, ona bir güzel yuva arayışına girdim. Çok güzel bir aile ses verdi imdat çağrıma. Nalan, o güzel yürekli anne kızın evinde doğumunu yaptı, tam dört bebeği çok özel yuvalara gitti. Ve kendisi de ona kucak açan ailede kaldı. Şimdi halen resimleri gelir, arada ziyaretine giderim; yine aynı Nalan, sevecen, akıllı ve özel.
     Bir ay önce yolum yine Fizyomere düştü; merkezin yan tarafında mama kapları ve elbette başlarında irili ufaklı kedicikler. Arada ben de onlara mama götürmeye başladım; o şekilde sevmek, başlarını okşamak, onların mamalarını yerken çıkarttıkları o güzel tıkırtıyı duymak çok iyi geldi bana.
     Bu ziyaretlerim sırasında Merkezin Başhekimi ve kurucusu can sever, duyarlı insan Sevgili Uzm. Dr. Türkan Tünerir hocamın da kedilerin mamalarını, sularını sıklıkla tazelediğini gördüm. Üzerindeki kar beyazı doktor önlüğüyle mama kaplarına uzanan bir melek gibiydi. 
     Merkezin çalışanlarının çoğunluğu da hayvan dostu, sohbetlerim sırasında bunu da tespit ettim sevinçle.
     Kediciklerin hem yemekleri hem de sığınacak alanları var. Ne mutlu onlara, keşke çok yer böyle olsa, çok insan o güzel yürekli Türkan Tünerir hanım gibi merhametli, vicdan sahibi olsa ne çok olumsuzluk iyiye dönerdi…