İngiltere'de bir zamanlar toplu taşıma ücretlerine 80 penny zam yapılmış.
İngilizler tepki göstermişler yapılan zamma.
Toplu taşım araçlarına binmeme kararı almışlar.
Herkes, üçerli-beşerli gruplar oluşturarak iş yerine bir araçla gitmeye başlamış.
Yolcu taşıma sayısı yarı yarıya düşünce, yapılan zam geri alınmış.
Fakat, İngilizler yine binmemeyi sürdürmüş.
Bu defa tolu taşıma ücreti 50 penny daha ucuzlatılmış.
Halkın protestosu zammı geri aldırdığı gibi, bilet fiyatının daha da ucuzlamasını sağlamış.
***
Bizim ülkemizde her gün her şeye zam geliyor.
Etiketler hemen her gün değişiyor.
İnsanlar bir gün önce aldığı ürünü ertesi gün zamlı fiyatla almayı sürdürüyor.
Boykot kültürü olmadığı için de iş yerleri, sattıkları ürünlerinin fiyatını sürekli arttırmakta herhangi bir tereddüt yaşamıyor.
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün "Pahalı ürün satanları dize getirecek etkili yöntemlerden biri boykottur. Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır," sözlerini dile getirerek halka boykot çağrısında bulunarak meseleye dahil oldu...
***
Erdoğan meseleye dahil olup, pahalı ürün satarak fırsatçılık yapanlara karşı halkı boykota çağırdı çağırmasına ama bu çağrından bir sonuç alacağını hiç mi hiç düşünmüyoruz.
Zira...
Yukarıda da söylediğimiz gibi bizim ülkemizde boykot kültürünün B'si bile yok...
***
Herkes hatırlayacaktır; bu ülkede;
Hollanda'ya kızıp portakal bıçaklanmasını...
ABD'ye kızıp dolar yakılmasını...
Çin'e sinirlenerek yolda gördükleri çekik gözlü Kırgızların dövülmesini...
İsrail'e sinirlenip satın aldıkları kolaların yollara dökülmesini...
Fransa'ya kızıp, Brezilya markası olan güzellik malzemelerinin alınmayışını protesto zanneden büyük bir kesim var...
***
Bu kesimin bu boykot anlayışıyla, gerçek anlamda bir boykot nasıl yapılır?, Erdoğan'ın boykot çağrısı bu kafalarda nasıl karşılık bulur, varın gerisini siz hesap edin?
Sonuç olarak.
Erdoğan'ın fırsatçılık yapan, haksız yere fiyat arttıran iş yerlerine karşı yaptığı boykot çağrısı yerinde bir çağrıdır.
Ancak...
Bu çağrı, boykotun ne olduğunu ve nasıl yapıldığını bilen bir toplulukta karşılık bulduğunda ancak başarılı olur!
HER ŞEYE RAĞMEN ÇALIŞABİLENLE GAZETECİLERİN GÜNÜ...
Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği ülkelerde “Hür ve tam bağımsız basın” vardır.
Demokrasinin olmadığı ülkelerde ise resmi ve yarı resmi devlet ajansları üstlenir basının görevini…
Bizim ülkemizde ise basın, yana geniş tabiriyle medya “Ne deve ne kuş” misali bir durumdadır…
Demokrasi vardır görünürde fakat medyanın bağımsızlığı asla söz konusu değildir.
***
Çünkü…
İktidar, nasıl bir medya istediğinin çerçevesini çizer…
Yerel yönetimler nasıl bir medya olmanız gerektiğinin sınırlarını belirler.
Medya patronları nasıl bir yayın politikası izlemeniz gerektiğinin çemberini belirleyip verir elinize.
Okurlar nasıl bir medya organı olmanız gerektiğinin ilkelerini ister.
***
Hepsi farklı farklıdır isteklerin.
Birini yerine getirdiğinizde, diğerlerinin gözünde “Hiç” olursunuz.
Hepsini yerine getirmeye kalksanız, “Tutarsızlığın daniskası” ilan ederler sizi.
Baskıları, mesleki koşulların yetersizliklerini, çalışma şartlarının olumsuzluklarını saymıyoruz bile…
***
Bu ülkede en güvenilir kurum Meteoroloji, en güvenilir olmayan kurumların başında Medya ile siyaset kurumları varsa, bu işin bu hale gelmesindeki sorumlular da bellidir.
Bu yazdıklarımızın ışığında bugün kutlanacak olan Çalışan Gazeteciler Günü, aslında Her Şeye Rağmen Çalışabilen Gazeteciler Günü olarak kutlanılması belki daha anlamlı olacaktır.
CHP'LİLER TOPTAN TATİLE ÇIKSA, İKTİDAR CHP'YE YÜRÜYECEK AMA...
Mutlak bir başarının kazanıldığı seçim sonrası siyaset gündemini belirleme şansı yakalayan CHP bu ayağına kadar gelen fırsatı yine ayağı ile tepme mucizesini herkese gösterdi.
***
Önce “Erken seçimi halk ister” deyip, sonra “Erken seçim istiyoruz” diyen, ülkeyi iktidara dar edeceğini söyleyip, bamya çorbası fiyatı üzerinden muhalefet yapmayı sürdüren Özgür Özel'in CHP'si oy kaybediyor.
***
Bakıyorsunuz Eskişehir'e, ilçe danışma kurulu toplantısında il başkanı ile Odunpazarı ilçe başkanı birbirine giriyor.
Odunpazarı gençlik kolları yönetiminde darbe oluyor, yönetim düşüyor.
9 Şubat'ta İl Danışma Kurulu toplantısı yapılacak, herkes bıçaklarını biliyor.
***
Partide hiç kimse bir şey yapmasa, hatta toptan tatile falan çıksa, iktidar CHP'ye yürüyecek.
Ama gelin görün ki CHP bir yandan iktidardan kaçmanın yolunu ne yapıp edip buluyor, bir yandan da birbirine yürüyor...