Erdoğan bugün çıkıp"Ben artık siyasete nokta koyuyorum" dese ve de AK Parti genel başkanı olarak da yerine oğlunu ya da damadını bıraktığını söylese, partisinden bir tek aykırı ses muhtemelen çıkmaz.
Partideki herkes, onaylamasa da kabullenir.
***
Nitekim Erdoğan, parti genel başkanlığı ve başbakanlığı Abdullah Gül'e, Binali Yıldırım'a, Ahmet Davutoğlu'na bıraktığında, parti içinden hiçbir itiraz gelmedi.
Tam tersine...
Erdoğan'ın işaret ettiği her isim resmen savunuldu ve sahiplenildi...
***
Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlık görevini gerçek bir sosyal demokrat isme bırakacağını, böyle bir ismin mevcut olduğunu ama tanınmadığını, tanınması için ise süre geçmesi gerektiğini söyledi, CHP'de tam anlamıyla kıyamet koptu.
Bana göre Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaybetmesinin en büyük fitilini bu sözler ateşledi.
Parti'de büyük bir çoğunluk "O müthiş şehzadeyi nerelerde saklıyorsun" diye tepki gösterdi.
***
İşte AK Parti ile CHP arasındaki en büyük fark bu sanki...
AK Parti'de liderin isteği kesinlikle sorgulanmıyor, sorgulanamıyor.
CHP'de ise liderin kafasına göre yapmak istediği, bırakın sorgulamayı bir yana, kendisini liderlikten bile edebiliyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
İSTİFALAR VE GÖREVDEN ALMALAR PARTİSİ...
İYİ Parti, siyasetin AK Parti ile CHP arasına sıkışıp kaldığı bir ortamda doğdu...
Merkez sağ'da yaşanan büyük bir eksikliğin hissedildiği bir süreçte güzel bir zamanlama ile siyaset sahnesine çıktı.
Bu durum, merkez sağda eksikliği hissedilen boşluğu doldurma açısından mükemmel bir fırsattı.
Ancak bu fırsat değerlendirilemediği.
Zira...
İYİ Parti, geçen süreç içinde, ortamın da müsaitliğine rağmen tam anlamıyla bir parti olamadı!
***
Eskişehir örneği ele alınacaksa örneğin:
-Kuruluşunun üzerinden 6 yıl geçen Parti'de tam 6 il Başkan'ı değişti...
-Altı yıllık partide en az 6 ayrı gurup oluştu.
-Değişen il Başkan'larının yarısı ya istifa etti ya da istifa ettirildi.
-Seçimle işbaşına gelen ilçe Başkan ve yönetimleri görevden alındı.
-Özellikle Mayıs seçimi öncesi partinin söylem ve eylemlerinden çok partideki insanların paraları konuşulur oldu.
-Parti'nin tanınan isimleri ile bilinen aday adayları Parti'den ayrılmak durumunda kaldı.
-En son şehirde çıkarttığı tek milletvekili de Parti'den istifa etti.
Velhasıl...
İYİ Parti Eskişehir'de ve altı yılda resmen istifalar ve görevden almaların bolca yaşandığı bir parti haline geldi.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ÖZEL EMANETÇİ Mİ?
CHP genel başkanlığını Özgür Özel kazandı ama seçimi kazanan ismin, perde arkasında Ekrem İmamoğlu olduğunu herkes biliyor.
Ekrem İmamoğlu, mecliste CHP çoğunluğu olmadığı için belediyenin seçim öncesi AK Partiye geçmemesi acına başkanlıktan istifa edip, genel Başkan adayı olamadı.
Özgür Özel'in genel başkan adayı olmasını sağladı.
*
İmamoğlu'nun bundan sonraki planının, önümüzdeki mahalli seçimlerde, bu kez meclis çoğunluğunu da alarak, yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan'ı seçilmek, sonrasında da İstanbul belediye başkanlığını meclis içinden başka bir isme bırakarak, olağanüstü toplanacak kurultayda CHP'nin başına genel Başkan olarak geçmek olduğu herkes tarafından biliniyor.
***
Hal böyle olunca, CHP'nin yeni genel başkanının aslında bir "emanetçi" olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek...
Tıpkı geçmişte olduğu gibi.
Hatırlayanlar mutlaka vardır.
Demirel siyasi yasaklı olduğunda, DYP'nin başına genel Başkan olarak Hüsamettin Cindoruk geçmişti ve herkes de Cindoruk'un emanetçi olduğunu, asıl parti genel başkanının perde arkasında Demirel olduğunu biliyordu.
Nitekim Demirel'in siyasi yasağı kalktı, Cindoruk da genel başkanlık emanetini ilk büyük kongrede Demirel'e teslim etmişti.
Tıpkı, mahalli seçimler sonrası Özgür Özel'in genel başkanlığı Ekrem İmamoğlu'na devredeceği tahminlerinde olduğu gibi...
,,,,,,,,,,,,,,,