AK parti ve CHP…
Her üç partiden milletvekili aday adayı olmuş isimleri şöyle bir taradığımda, herkes kendinin listede olacağına kesin gözle bakıyor.
***
Ancak şöyle de bir durum var…
Aday adaylarının tamamı, ya birinci sıranın sorumluluğunun kendisine verilmeyeceğini bildiğinden ya ilk sırayı kendisine yakıştıramadığından ya da birinci sıraya tepeden inme bir isim geleceğinden olsa gerek, listenin birinci sırasına kendisini koymuyor.
***
Aday adaylarının tamamı, hem çok para harcayacağını düşündüğünden, hem de seçilme riski olduğundan listenin üçüncü sırasını da istemiyor…
***
Aday adaylarının tamamı listenin 4-5 ve 6 ncı sıralarının seçilme şansı olmadığından, bu sıraları da istemiyor.
Hatta…
“4-5 ya da 6’ya yazarlarsa çekilir, ismimi listeden sildiririm” diyor.
***
Hal böyle olunca:
Neredeyse aday adaylarının tamamı, milletvekili listesinin en garanti yeri olan ikinci sırayı istiyor ve üstelik isminin ikinci sırasında yer alacağına inanıyor…
***
Sonuç olarak: AK parti ve CHP’de aday adaylarının çoğu kendisini milletvekili listesinin ikinci sırasında görüyor!
Her iki de ikinci sıradan milletvekili adayı gösterileceğine inanmış o kadar çok aday adayı var ki, söylediklerine inanacak olsanız partilerin listeyi 2-A, 2-B, 2-C diye yapacağı hissine kapılırsınız!
***
İki partide hal böyleyken İYİ partide de tam tersi bir durum var…
Herkes listenin birinci sırasına talip!
İkinci sırayı çoğu aday adayı istemiyor…
3-4-5-6 sıralara yazılmaları halinde listeden adını sildireceğini söyleyen birçok aday adayı var.
Demek ki:
AK parti ve CHP için listenin üçüncü sıraları riskli görülürken İYİ partide ikinci sıra riskli bulunuyor…
AK PARTİDE TARİHİNİN EN SÖNÜK ADAY ADAYLIĞI SÜRECİ YAŞANDI…
Seçim öncesi sürecinin en hareketli partisi AK parti olurdu.
Özellikle aday adaylığı süreci partide bir hayli hararetli geçerdi.
30’un altına düşmeyen aday adayları şehirde adeta kendilerini tanıtma yarışına girer bu da haliyle partiye bir dinamizm kazandırırdı.
***
AK parti, milletvekili listelerinin açıklanacağı şu saate kadar Eskişehir’de belki de tarihinin en durgun, en sessiz ve en sönük aday adaylığı sürecini yaşadı.
Partide il, ilçe başkanları ve milletvekili adayı belirlemek için yapılan temayül yoklamaları da olmasa, AK parti sürecin içinde hiç olmadı, olamadı…
***
Bu bilinçli olarak mı böyle yapıldı yoksa “Nasıl olsa listedeki isimleri Erdoğan bizzat kendisi belirleyecek. O yüzden yorulmaya, zaman ve para harcamaya gerek yok” düşüncesiyle kendiliğinden mi böyle bir süreç doğdu bilemiyoruz.
Bildiğimiz: sürecin bu şekilde işlemesi en azından parti içinde yaşanacak kavga, gürültü ve kaosu bir anlamda listelerin açıklanacağı güne kadar engellemiş oldu.
PARADAN SANKİ BİR SIFIR ATILMIŞ GİBİ.
Markette alışveriş yapanlar kasanın önüne geldiklerinde, ödeyecekleri rakamı duyunca bir anlık şaşkınlık yaşıyor.
Ödeyip fişi aldıklarında ise en az 3-4 dakika elindeki fişe bakıp, şaşkınlıklarını sürdürüyor.
***
Pazara çıkandan kasaba girene, lokantaya yemek yemeye gidenden kafeye kahve içmeye giden kadar hemen herkes önüne konulan hesap karşısında aynı şaşkınlığı yaşıyor.
***
Enflasyon ve hayat pahalılığı kısa sayılacak bir zaman zarfında yani 1-2 yıl içinde öylesine arttı ki, yeni fiyatlara bir türlü alışamadık.
100 lira bildiğiniz 10 lira gibi, 200 lira birkaç yıl öncesinin 20 lirasından farksız hale geldi.
Eskiden “20 lirayı bozdurduğun zaman anında bitiyor” lafını şu sıralarda 200 lira için kullanır olduk.
***
AK parti iktidarının ilk dönemlerinde paradan üç sıfır atılmıştı…
Şimdi resmi olarak olmasa de değer olarak paradan bir sıfır atılmış sanki…