AK Parti'de İl Başkanı Süleyman Reyhan seçim öncesi istifa etti.
Aslında...
Bu istifadan çok partide gelenek halini almış bir görevden alma yöntemiydi.
Yerine, yönetim içinden Gürhan Albayrak yeni il başkanı olarak atandı.
***
Gürhan Albayrak il başkanı olarak atandı atanmasına ama iki büyük merkez ile olan Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanları ile bir türlü anlaşamadı.
***
Gürhan Albayrak, ilçe başkanları ile çalışmak istemediğini her fırsatta dile getiriyor, ilçe başkanları da il başkanının kendilerini itibarsızlaştırdığını, Ankara'ya yapılan ziyaretlerden tutun da parti etkinliklerinden basın sayesinde haberdar olmalarından yakınıyordu.
***
Sonunda iki ilçe başkanı Ankara'ya giderek, görüştükleri parti yetkililerinin önüne yazılı istifalarını koydular.
“İl başkanı bizi yok sayıyor. Biz bu şartlarda bu görevi daha fazla yapamayacağız” dediler.
Parti yöneticileri ilçe başkanlarının yazılı olarak verdiği istifaları almadı.
“Biraz bekleyin” diyerek gönderdi.
***
İlçe başkanlarının son yapılan bayramlaşma programına katılmamaları üzerine yaşanan olay, istifaların kabulüne yol açtı.
Her iki ilçe başkanı da görevlerinden istifa etti.
***
AK Parti, istifa eden iki ilçe başkanı yerine atanacak iki ismi tespit etmek üzere geçtiğimiz günlerde bir temayül yoklaması yaptı.
Ardından bazı isimler mülakat için Ankara'ya çağrıldı.
***
Daha önce de yazdık.
“Yeni atanacak ilçe başkanları bugüne kadar olduğu gibi yine temayülde en çok oyu alan isimler olmayacak.”diye...
Nitekim öyle de olmuş...
Tepebaşı ilçe başkanlığına Muhammet Ali Kaya, Odunpazarı ilçe başkanlığına ise Engin Vural atanmış.
***
Söz konusu atamaların ardından AK Parti kulisleri bir hayli hareketlenmiş.
Zira...
İki ismin atamasının yapılması, başka iki isim isteyen milletvekili Ayşen Gürcan açısından “Resmen gol yedi” şeklinde yorumlanırken, ilçe başkanlıklarına atamaların İl Başkanı Gürhan Albayrak ile her ne kadar “Ben Osman Yüksel ile Ahmet Sivri'nin ilçe başkanı olmalarını istedim. Ama ikisiyle de konuştuğumda kabul etmediler. Öyle olunca da atanacak isimlerin kimler olacağını il başkanına bıraktım” dese de milletvekili Nebi Hatipoğlu tarafından ortak kararla yaptırıldığı ifade ediliyormuş...
***
Sonuç olarak...
Yeni atamaların yapılmasıyla birlikte, partide il ve ilçe başkanları arasında yaşanan sıkıntının ortadan kalkacağını söyleyenler bir hayli fazla.
Ancak bunu söyleyenler “Ama yapılan atamaların ardından partide bu defa il başkanı-milletvekili arasında sıkıntı yaşanmayacağını garanti edemeyiz” demeyi ihmal etmiyormuş...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
TÜRKİYE'YE BİR TANE ADAM LAZIM!
Mesleğe yeni başlamıştık 80'li yılların ortalarında...
Bir gün gazeteye 4-5 üniversite öğrencisi geldi.
“Bizim bir şikayetimiz var” diye başladılar anlatmaya;
“Biz Anadolu Üniversitesi Mühendislik fakültesi birinci sınıfta okuyoruz. Matematik dersinden sınav olduk. 40 kişilik sınıfta sadece bir kişi 60 aldı. Geri kalan bizim de içinde bulunduğumuz 39 kişiye sıfır verilmiş. Bu sizce normal mi?”
***
Normal değildi anlattıkları.
40 kişilik sınıftan 39 kişi sıfır alsın, sadece bir öğrenci 50'nin üzerinde not alsın.
İyi de bir haber kokusu almıştık anlatılanlardan.
“İlgileneceğiz” diye yolladık öğrencileri.
Ertesi gün sabahın erken saatlerinde Bademlik mevkinde bulunan Mühendislik Fakültesine gittik.
***
Binanın içine girdiğimizde birinin öğrencilere sınıflara girmesi için bağırdığını gördük.
Öğrenciler adeta çil yavrusu gibi dağılıyordu.
Bağıran kişi bizi görünce, muhtemelen öğrenci zannedip, “Sen ne geziyorsun koridorda? Girsene sınıfına” diye seslendi.
***
Öğrenci olmadığımızı, gazeteci olduğumuzu söyleyerek, konuyu anlattık.
Ardından da...
“40 kişilik sınıfta 39 öğrenciye sıfır veren hocayı arıyoruz” dedik.
Şöyle bir durdu o kişi, ardından da “O hoca benim.” dedi kızarak.
Şaşırmıştık.
O sırada şaşırdığımız ikinci bir olay yaşandı.
Daha biz meseleyi soramadan bir görevli yanımıza yanaşıp, hocaya “Efendim rektör bey okula geldi” diye haber verdi.
Haberi alan hoca hızlı adımlarla karşılamaya çıktı, biz de peşine takıldık.
***
Makam aracından inen rektör, Anadolu Üniversitesinin o dönem görev yapan rektörü Yılmaz Büyükerşen idi.
Bizi görünce şaşırarak “Hayırdır? Sen burada ne arıyorsun?” diye sordu.
Ayaküstü meseleyi anlattık.
40 kişilik sınıfta 39 kişinin sıfır aldığını, bunu haber yapmak için geldiğimizi söyledik.
Büyükerşen espri mi yaptı yoksa gerçekten böyle düşündüğü için mi bilemiyoruz ama “Evladım Türkiye'ye bir adam lazım.. Bak bir öğrenci 50'nin üzerinde not almış işte!” dedi.
Ardından da şunu söyledi “Musa Hoca mesleğine aşık, son derece kaliteli bir bilim insanıdır. Yanlış iş yapmaz”
***
Sonra hep birlikte Musa Hoca'nın odasına geçtik.
40 öğrencinin de sınav kağıtlarını çıkartıp, tek tek sorulara verilen cevapları gösterdi.
Gerçekten de 39 öğrencinin de sıfır almayı hak ettiğini gözlerimizle gördük.
***
Sözünü ettiğimiz hoca Anadolu Üniversitesi'nde mühendislik okuyan her öğrencinin dersine girmiş olan Prof. Dr. Musa Şenel idi.
Önceki gün vefat ettiğini öğrendim.
Eskişehir'in yüksek öğretiminde önemli ve saygın bir isimdi.
Eskişehir'den sonra Kütahya ve Tunceli'de de görev yaparak, ömrünü eğitim için adadı.
Binlerce öğrenci yetiştirdi.
Nurlar içinde yatsın...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,