Ahmet Ataç, sağlığı, ailesi ve belediyede yapılan denetimler üzerinden kasıtlı olarak yayılan dedikodulara tepki gösteriyor,  dedikoduların kaynağı olarak da, Eskişehir'deki  AK Parti çevrelerini işaret ediyor.

***

Devamla da:

“Bizim dürüstlüğümüzle, namusumuzla ilgili kimse laf edemez, alınlarını karışlarım! Gelsinler, bu bileği büksünler! Her seçimde dayak yiyorlar. Her seçimde Eskişehir halkı şamarı basıyor bunlara. Beni böyle alt edemiyorlar, dedikodu bunlar. Bunu bütün Eskişehir halkı bilsin" diyor.

***

Ahmet Ataç'ın söz konusu açıklaması çeşitli yayın organlarında “Sert çıktı” ya da “İsyan etti” şeklinde yayınlanmış.

Doğrusu bu sözler bana göre ne “Sert çıkma” ne de “İsyan etme”

Bana göre Ataç'ın bu çıkışı aslında Eskişehir'deki AK Partiye “Artık akıllı olun!” mesajıyla birlikte adeta  bir tavsiye niteliği taşıyor.

Şöyle ki; Ahmet Ataç'ın bu sözleri:

“-2009 yılında aday olduğumda bana 'Bir önceki seçimi kaybetmiş. Hiç şansı yok' dediniz, yüzde 45 ile seçildim. ,

-2014 yılında aday olduğumda 'Konser ve geziden başka bir şey yapmıyor' diye gezdiniz, yüzde 47 ile seçildim.

-2019 yılında aday olduğumda 'HDP'yi destekliyor, terör örgütüne övgüler yağdırıyor' diye broşürler dağıttınız, yüzde 56 oy aldım.

-2024 yılında aday olduğumda 'Sağlığı yerinde değil, kanser olmuş' türküsü çağırdınız, yüzde 53 oy alarak seçildim.

Her seçim öncesi bu tür dedikoduların, AK partiye Tepebaşı'nda 20 yıldır seçim kazandırmadığı, aksine beni güçlendirdiği seçim sonuçlarıyla ortada. O yüzden, gelin siz bu dedikoduları yaymaktan vazgeçin, iyisi mi, yeni bir şeyler söylemeye gayret gösterin” anlamı ve tavsiyesi içeriyor sanki...

Tabi tüm bunlardan anlam çıkarabilene...

Ahmet Atac 1

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İLK YAPILMASI GEREKEN İŞ EN SON YAPILIRSA...

Yaklaşık on gündür Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi ile ilgili iddiaların olduğunu, fakültenin akademik ve idari yapısının değiştirildiğine, bölümlerin kapatıldığına, öğretim üyelerinin başka yerlerde görevlendirildiğine ve bürolarının kapatıldığına yönelik söylentilerin dolaştığını yazdık önceki gün bu sütunlarda.

***

CHP milletvekilinin konuyu meclise taşıdığını, İYİ Partinin “Neler oluyor?” diye sorduğunu dile getirip “Bu iddialar ayyuka çıktığı halde üniversiteden konu ile ilgili tık yok” demiştik.

***

Yazının çıktığı günün akşamında nihayet Rektör Yusuf Adıgüzel, AÖF büroları ile fakültedeki bazı bölümlerin kapatılacağına ilişkin iddiaları doğrulayan bir açıklama yapmış.

***

Rektör önce, tüm dünya uzaktan eğitimde yeni bir döneme girerken, 20-30 yıl önceki yöntemlerle bugün yürüyemeyeceklerini belirtmiş...

Ardından da, zaten öğrenci sayısının düştüğünü dile getirerek “ Yeni bir dönem başlıyor. Her şeyi merkezi ve dijital hale getirdik. Büroların anlamı kalmadı. O yüzden 120 büroyu kapatacağız. Büro çalışanlarını da mağdur etmeyeceğiz” demiş.

***

Ne diyelim?

Açık Öğretim ile ilgili yeni getirilmek istenilen sistem elbette ele alınıp, artısı-eksisi mutlaka tartışılacaktır.

Ancak...

Rektör keşke bu açıklamayı iddialar ortaya atıldıktan hemen sonra yapsaydı da konunun dallanıp budaklanmasına zemin yaratılmasaydı.

Keşke...

İlk yapılması gereken iş en sonda yapılmasaydı...

Rektör-2

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

“SORUN” DENİLEN TRAFİĞİ BİRAZ DA SORUNLU KAFALAR YARATIR!

Bir şehirde:

-Kırmızı ışık yandığında hiçbir araç geçmiyorsa...

***

-Yayalar yeşil ışığın yanmasını bekliyorsa...

***

-Sürücüler yayalara, yayalar sürücülere saygılı davranıyorsa...

***

-Cadde ve sokaklarda korna sesi duyulmuyorsa...

***

-Trafikte şiddet manzaraları yaşanmıyorsa...

***

-Tek sıra ya da iki sıra halinde akan trafikteki araçların sağından ya da solundan geçilerek en öne geçme uyanıklığı alışkanlık haline getirilmiyorsa...,

***

-Araç sahibi trafiği engelleyecek şekilde ikinci sıra park etmeye utanıyorsa...

***

-Araçların kaldırıma park etmesinden hicap duyuluyorsa...

***

-Sürücüler sadece dörtlüleri yakarak her yerde durmayacaklarını idrak ediyorsa...

***

-Bisiklet yollarına sürücüler de yayalar da girmemeyi alışkanlık haline getirmişse...

***

-Toplu ulaşım, şehrin her kesimine ulaşacak kadar gelişmişse...

***

-Var olan altyapı korunuyor, yenileniyor ve gerekli yerlerde ilavelerle güçlendiriliyorsa...

***

-Kontroller elden bırakılmıyor, sürücüler ve yayalar da sürekli kontrol edildiklerini biliyor ve ona göre davranıyorsa...

***

O şehirde, araç sayısı ne kadar fazla olursa olsun trafik herkesin yakındığı bir sorun teşkil etmez...

Yukarıda sıralananların hiçbiri yoksa, o şehrin her yeri yollar ,bulvarlar, alt-üst geçitlerle donatılsa da, trafik  sorun olmaya devam eder...

***

“Sorun” denilen trafiği aslında biraz da sorunlu kafalar yaratır.

Trafik-21

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,