Yaşlandıkça mı nedir, öncelikle sağlıklı bir şekilde Assos’a gidip gelebildiğimiz için insan sevinç duyuyor. Dile kolay bu yıl “Assos’ta Felsefe” etkinliğinin 25. Yılını kutladık. Türkiye gibi bir ülkede çeyrek asırdır böylesi bir etkinliği belirli niteliklerini yitirmeden sürdürebilmek başlı başına takdir konusu. Bu nedenle Prof. Dr. Örsan Öymen’i bir kutlayalım. Bu yıl hava gerçekten çok soğuktu, ısıtmayan bir güneş olmasına karşın dostlarla birlikte olmak ve yeni şeyler öğrenmek içimizin ısınmasına yetti diyebilirim. Konu “Yapay Zekâ Felsefesi” idi. Yedi felsefe hocasından iki gün boyunca konuya ilişkin görüşler dinledik, sorulan soruların yarattığı tartışmaları izledik. Geceleri kimi masalarda söz konusu sohbetler yemek boyunca devam etti. Bu muhabbetleri seviyor insan. Biz de bu toplantılara katılım açısından on yılı geride bırakmışız. Büyük bir kalabalık olmasına karşın bu yıl gençlerin ve öğrencilerin katılım eksikliği hemen belli oluyordu. Gittikçe azalıyor izleyen gençlerin sayısı. Balığın cenneti Assos’ta tekirden hallice tek barbunya balığının fiyatı 450 TL olunca insan “nasıl gelsinler ki” diye soruyor kendi kendine. Bu gidişle “Assos’ta felsefe” sadece tuzu kuru olanların yeni oyuncağı olmak durumunda kalacak gibi duruyor…
Her neyse tartışılan konu başlıklarını da aktarıp meraklıları bilgilendireyim. Açılışı FMV Işık Üniversitesi öğretim üyesi ve bu toplantıların kurucu başkanı Prof. Örsan Öymen yaptı. Konuşma konusunun başlığı “Varlık, Zihin, Ahlak ve Siyaset Felsefesi Açısından Yapay Zekâ Sorunu” idi. Daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim Üyesi Doğan Göçmen “Yapay Zekâ Çağında Marx ve Heidegger ile teknoloji üzerine düşünmek” daha sonra da ODTÜ öğretim üyesi Halil Turan “Yapay Zekâ ve Etik” konusunu işledi. İlk gün son konuşmacı Mimar Sinan Üniversitesi emekli öğretim üyesi Cemil Güzey “Ai, Ai, Ai” çarpıcı başlığı ile yaptığı konuşmasında yapay zekânın silah endüstrisinde kullanımına dikkat çekti. İkinci gün ilk konuşmacı Aziz Zambak “Temsil Biçimleri ve Düşünme Mimarisi” başlıklı konuşmasıyla bizleri hem tarihçeye hem de ne amaçla bilgisayarlar yaratıldı konusunda aydınlatıcı bir sunum yaptı. Liseden beri Mantık derslerinden nefret etmemi sağlayan “p” ler “q” lar şeklinde sembolleştirdiğimiz düşünme biçimlerinin ne işe yaradığını nihayet öğrendim. Ardından Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi Zekiye Kutlusoy “Bilişsel Bir Disiplin Olarak Zihin Felsefesinde Yapay Zekâ” başlıklı konuşmasını yaptı. İkinci günün son konuşmacısı Antalya Bilim Üniversitesi öğretim Üyesi Yusuf Örnek “Yapay Zekâ Çalışmalarında Bilimin Sınırları ve Felsefenin Konumu” adlı sunumu ile toplantı sona erdi. Bana göre tartışmalar bölümünde en ilginç soruyu bir dinleyicinin 25 yıldır “Yapay Zekâ” üzerine çalıştığını söyleyen Aziz Zambak Hocaya dönüp; “hocam çok kısa ve basit bir soru soracağım, Yapay Zekânın bilinci var mıdır?” diye sormasıydı. Hocanın yanıtı soru kadar ilginçti; “Bu soru beni bataklığa çekmektir, ben bu bataklığa girmem, niye girmediğimi de anlatamam…”